58

858 42 7
                                    

Miran arabayı kullanmaya devam etti. Arabada sadece radyodan gelen kısık bir şarkı sesi vardı. Miran dönüp Reyyan’a baktı gözünün ucuyla. Reyyan gerçekten de uyumuştu. Kirpiklerini, kaşlarını, burnunu, dudaklarını, çenesini, yüzünün her ayrıntısını inceledi. Duru güzelliğiyle derin bir nefes çekti içine. Bu kızla yaşamak gerçekten bağımlılık yapıyordu. Ev o olmadığı zaman boş geliyordu. Önceden oturduğu koltuk bile onsuz çok boş geliyordu. Nasıl başarmıştı ki bu kız bunu? Daha tanışalı ne kadar olmuştu ki? Hem sadece kendisi de değil, annesi, arkadaşları da onu çok seviyordu. O cadı, soğuk, suratsız Ebru bile çok sevmişti.
Bir an..sadece bir an ondan boşandığını düşündü. Hiç şüphesiz ki Suat’ın söylediği gerçek olacaktı. Daha iki gün olmadan erkekler peşinden koşmaya başlayacaktı. Başta da o Serkan kılıksızı. Elini hızla ensesine götürdü. Hızla vurdu. Derin bir nefes çekti içine. İyice daralmıştı. Ne yani o vücuda başkası mı sarılacaktı? O güzelim saçları başkası mı okşayacaktı? O dudaklara başka dudaklar mı değecekti? O sıcacık bedeni, uyurken kime yaslanacaktı? Düşündükleri bütün sinirlerini tepesine çıkartmıştı. Böyle bir şeye nasıl izin verecekti?
Bilinmezlikle başını tekrar Reyyan’a çevirdi. Şimdi yumulu bu gözler başkasına da, kendisine baktığı gibi bakar mıydı acaba? O dudaklarda ki gülümseme başkasını mutlu eder miydi?
Düşünmeyi bıraksa iyi olacaktı. İyice sinirleri gerilmişti. Hem nereden gelmişti ki bu sorular aklına şimdi. Saçma sapan..Reyyan kendi karısıydı. Boşanana kadar söylediği her şey kendi hakkıydı. Bu anların tadını çıkartsa iyi ederdi. Başını iki yana sallayıp kendisine gelmeyi denedi. Ardından eline telefonu alıp, sabah konuştuğu numarayı tekrar aradı. Kısık sesle konuştu ardından da gülümseyerek kapattı. Yeni bir numarayı daha arayıp, her şeyin hazır olduğundan emin oldu. Bir aksilik olmadığı için huzurunu üzerine takınıp, yola baktı tekrar.
Binanın önünde durup, arabanın motorunu kapattı. Karısının yanağından öpüp uyanmasını sağladı. Reyyan açtığı gözlerini tekrar kapatıp, homurdanarak elini kaldırdı. Kocasının yanağına götürüp, hafifçe sakallarını okşadı.
R:Geldik mi?
Gözleri kapalı sorduğu soruyla Miran gülümsedi tekrar.
M:Evet geldik. Kalk bakalım uykucu.
R:Çok güzel uyudum valla.
M:İyi bari. Azıcık dinlenirsin. Buradan sonra bir yere daha gideceğiz çünkü.
R:Nereye geldik ki?
M:İnde, nereye gelmişiz bakalım?
Reyyan elini dudaklarının üzerine kapatıp, yavaşça esnedi. Kollarını ileriye doğru uzatıp, esnetirken kendisini izleyen kocasının farkında değildi.
Arabadan indikten sonra başını kaldırıp baktığında, ağzı tam anlamıyla açık kaldı. Sürücü kursu yazıyordu.
R:Miran..
M:Ne Miran? Kaç yaşında kadınsın? Hala ehliyet almamışsın..Olmaz. Hemen başvuruyu yapalım.
R:Ne gerek var şimdi? Sen zaten bırakıyorsun beni gideceğim yere.
M:Hee oldu. Ben de zaten senin özel şoförünüm. Sen özgür bir kadınsın, bir yere giderken öyle izin ister gibi beni bırakır mısın dememelisin? Her zaman ve her konuda ayaklarının üzerinde durman lazım. Hem biliyorsun ben yaşlı bir adamım.
R:Kim sen mi yaşlısın?
M:Evet ben.
R:Daha dün dipdiriyim, hiç yorulmadım bile diyordun.
M:O ayrı bu ayrı. Konuyu dağıtma. Bir gün hastalanırsam ve hastaneye gitmem gerekirse ne yapacaksın?
R:Ambulansı ararım.
M:Burası İstanbul. Ya geç gelirse. Ölsün mü dalyan gibi kocan?
R:Taksi çağırırım.
M:Boş taksiyi buldun, bir de iki dakika da evinde olacak öyle mi? Komaya mı girsin senin kocan?
R:Arkadaşlarını ararım.
M:Onlarda sevişmeyi yarıda kesip benim için depar atar gelirler..Felç mi kalsın senin kocan?
R:İnsanlar her dakika sevişmez yaa.
M:Onlar benim arkadaşlarım. Sevişirler..Biz iki günde kaç kez seviştik? Sevişmeyip ne yapacaklar, kurusunlar mı? Onları beklersen, arkadaşlarımı bilmem ama ben kururum. Kurusun mu senin kocan?
R:Miran bütün kötü olaylar bir anda senin başına mı gelecek Allah aşkına, her şeye bir cevap veriyorsun.
M:Vereceğim tabi. Hem insanlık hali..Olduğunu düşünsene bir. Şu yakışıklı yüze, fit vücuda bir şey olsa üzülmeyecek misin hiç? Telefonu açıp, sağı solu arayana kadar anahtarı alıp, beni arabaya atıp, hastaneye yetiştirsen ne olur sanki? Zahmet mi veririm sana?
R:Yok canım ne zahmeti?
M:İnan bana her yönden çok iyi olur. Sen bana güven.
R:Ben bilmem ki sürmeyi falan.
M:Bu yüzden ehliyet kursuna geldik ya zaten. Hem bende öğretirim sana. Emin ol çok güzel öğretirim ben.
R:Ee tamam o zaman..Yazılalım bakalım.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩 🙏

Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin