Reyyan hastaneye girmiş, stajyer odasına gitmişti. Üzerini değiştirirken, düşüncelerde bulmuştu kendisini. Arkadaşlarının yorumları beyninde tekrar canlanırken, kocasının gelişini hatırlamasıyla yüzüne bir gülümseme kondurdu. Stetoskopu boynuna asarken kapıdan çıkmış, Serkan hocanın yanına doğru gidiyordu. Ellerini boynuna götürdü. Boğazlı kazak iyi hoştu ama ocak ayında bile olsa Reyyan’ı boğuyordu.
R:Eh Miran ben sana ne diyeyim? Boğulacağım senin yüzünden.
S:Bana mı dedin Reyyan?
Reyyan korkuyla başını hızla çevirdi.
R:Ho-hocam.
S:Merhaba Reyyan. Az önce bana bir şey mi dedin? Tam olarak anlamadımda.
R:Yok hocam bir şey demedim.
S:Ben yanlış duydum sanırım. Ee. Senin burada ne işin var? Dersin yok muydu bugün senin?
R:Evet vardı gittim de zaten. Ama bugün hiç okula gidesim olmadığına karar verdim. Bende buraya geldim tekrar.
S:Neden kötü bir şey mi oldu?
R:Hayır hocam. Olmadı bir şey. O nereden çıktı?
S:Sen okulda da, hastanede de vakit geçirmeyi seversin. Çok kötü bir şey olmadığı müddetçe bir adım bile uzaklaşmazsın. Ne oldu anlat hadi?
R:Olmadı bir şey hocam. İlginiz için teşekkür ederim.
S:Bana her şeyi, her zaman rahatlıkla anlatabileceğini biliyorsun değil mi?
R:Te-teşekkür ederim hocam. Ama anlatacak bir şeyim yok.
S:Şu evliliğinle mi alakalı? Boşanmak mı istiyorsun? İki ay demiştin, o da doldu zaten.
R:Hocam siz onu mu hesaplıyorsunuz?
S:Evet. İlk öğrendiğim de, ne zaman özgür olacağını hesaplamıştım?
R:Hocam ben de bu konuyu nasıl açacağımı düşünüyordum. Geçen gün için..
S:Senin bir suçun yok. O despot kendini bir şey sanıyorsa sen ne yapacaksın?
R:Hocam geçen gün olanları, Miran’ın yaptığını doğru bulduğumu söyleyemem, bunu Miran’la da konuştum. Ama onunda tamamen haksız olduğunu söyleyemezsiniz. Kim olsa karısının elini tutan birisine tepki verirdi.
S:Reyyan, sen onun karısı değilsin. Bir imzayla katlanmak zorunda olduğun bir adam o. Senin zor anından yararlanıp, seni böyle bir şeye mecbur bıraktı.
R:Başta öyle olabilir ama kocamı sevdiğimi söylemiştim size.
S:Ama o seni sevmiyor. Boşanmak için gün sayıyor değil mi? Senden kurtulmak için gün sayan bir adamı sevmezsin sen. Tanıyorum ben seni.. Söyle bakalım şimdi, ne zaman boşanıyorsun? İstersen sana bir avukat ayarlayabilirim. Lise arkadaşım avukat olmuştu, onunla konuşabilirim. Yarın davayı açar, tanıdıkları araya koydun mu, dava günü de erkene alınır. En geç bir ay sonra boşanmış olursun.
R:Hocam..Siz Miran’ı hiç tanımıyorsunuz. Tanımadığınız insanlar hakkında çok rahat yorum yapıyorsunuz. Biz şimdilik boşanmayı erteledik.
Serkan’ın yüzü gözle görülür bir ölçüde beyazladı. Şaşkınlıkla gözleri büyüdü. Ne diyordu bu kız? Hani iki ay sonra boşanacaklardı. Ne demek ertelemek? Ama..ama neden?
S:Na-nasıl ertelendi? A-ama neden? Hani iki aydı?
R:Uzatmaya karar verdik. Amacımıza iki ayda erişemeyeceğimizi anladık.
S:Ne kadar bir süreden bahsediyoruz?
R:Tam belli değil…Artık hastalara bakalım mı hocam?
S:Konuşuyorduk.
R:Başka zaman konuşuruz hocam. Olmaz mı?
S:Tamam Reyyan. Sen nasıl istersen? Ben beklerim seni de, seninle konuşmayı da.
Reyyan bu tarz konuşmadan sıkılmıştı. Bir an önce uzaklaşmak istiyordu. Derin bir nefes çekip, hastasının odasına ilerlemeye başladı. Ardından da Serkan ilerledi. Birlikte birkaç hastayı kontrol ettiler. Reyyan sabah ki olayı unutmuş, tamamen işine konsantre olmuştu.
Bir saat kadar aralıksız çalıştı. Karşılaştığı her hastayla hayatına bir şükür iliştiriyordu. En son yanına girdiği hastayla bir muhabbet tutturmuştu. Serkan yüzünde bir gülümsemeyle izliyordu Reyyan’ı. Sabah okulda bir şeyler olduğuna artık tamamen emindi. İlk geldiğindeki haliyle şimdiki arasında dünya kadar fark vardı. Müsait bir zamanda tekrar sormaya karar verdi. Yavaşça yanlarına yaklaştı.
S:Ahmet amca, birazcık daha sabret. Bu ağrılarında sızılarında geçecek. Çok az kaldı.
A:Dayanırım dayanırım oğlum. Allah sizden razı olsun inşallah. Reyyan kızım ayrı, sen ayrı yokladınız beni.
R:O nasıl söz Ahmet amca? Geleceğiz tabi. İşimiz o..
A:Hadi oradan yeni yetme. Benimle güzel alakadar oldun, bunu küçümseme.
S:Bu kızın mütevaziliği öldürecek beni ama bakalım ne zaman?
A:Tövbe tövbe..
R:Allah korusun hocam. O nasıl söz?
S:Neyse..Reyyan Ahmet amcanın tansiyonunu ölçelim sonra çıkalım artık.
R:Peki hocam.
Reyyan hafif eğilip, steteskopu kulağına taktı. Tamamen nabzı dinlemeye konsantre olmuştu. Saçı önüne doğru gelirken, hızla kulağının arkasına attı. Boynuna giren saçla birlikte derin bir nefes çekti sinirle içine. Boynuna elini götürüp çıkarttığında, Serkan’ın şaşkınca kendisine baktığını bilmiyordu.telafiler başlasınnn🤣🤣🤣umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
FanfictionÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur