Kahvaltıdan sonra tekrar eve dönmüşlerdi. Reyyan yol boyunca konuşmuş, Miran da sohbetine katılmıştı. Reyyan şaşırarak bakıyordu Miran’a. Gerçekten değişmişti, ilk kez anlamıştı bunu. Miran’ı ilk tanıdığı zaman konuşmaktan hoşlanmayan bir adamdı. Zorda kalmadıkça konuşmaz, eğlenmez, gülmezdi. Şimdi kendisi merhaba dese gülümsüyordu. Anlaşılan o ki, Miran gerçekten değişmişti.
Birlikte tekrar eve döndüler, Reyyan mutfakta abur cubur hazırlarken, Miran film seçiyordu. Mutfakta ki karısına seslenmeye başladı.
M:Reyyan. Alfa’yı izleyelim mi?
R:O ne ki?
M:Milattan önce de geçiyor. Evinden uzağa düşen bir adamın, kurtla olan arkadaşlığını konu alıyor. O olmazsa, Uzay Yolcularını izleyelim bilim kurgu.
R:O nasıl bir şey?
M:Onda da bir uzay gemisindeki yolculuğu anlatıyor. Yeni bir gezegen keşfetmişler, yüz yirmi sene uzaklıkta. Beş bin kişiyi dondurup, oraya götürüyorlar ama yoldayken, yolculardan birisinin uyku kapsülü bozuluyor ve doksan sene erken uyanıyor. Uyanmasıyla olaylar başlıyor.
R:Ayy ikisi de güzelmiş. Karar veremedim, sen seç.
Miran bir Reyyan’a bir televizyona baktı, başını iki yana sallayıp, güzel bir gülümseme kondurdu yüzüne.
M:Tamam o zaman Uzay Yolcuları’nı izleyelim. Onda güzel sahneler vardı.
R:Nasıl sahneler?
M:İzleyince anlarsın, ben sana büyük bir zevkle anlatırım.
Reyyan bakışlarını kaçırırken, Miran’ın yanına oturdu.
R:Tırstım ama..hayırlısı..
M:Tırsma tırsma..Hadi gel yamacıma.
Birlikte filmi izlemeye başladılar. Reyyan pür dikkat filmi izlerken, Miran elini başının altına koymuş, karısını izliyordu. Reyyan filme tepki verdikçe, Miran hafif bir gülümseme konduruyordu yüzüne. Filmin başlamasının üzerinden bir saat geçmişti ki, Reyyan’ın utandığı Miran’ın sırıttığı sahne geldi. Yavaşça karısının yanına yaklaştı. Elini boynuna dolarken, boynuna öpücük kondurmaya başlamıştı.
R:Mirann..
Miran boynuna doğru nefesini verirken cevap verdi karısına.
M:Hıı.
R:Miran dedim.
M:Hı.
R:Dursana film izliyorum.
M:Ne filmi ya?
R:Miran durur musun?
M:Reyyan Allah aşkına ben bu filmi boşuna mı seçtim? Neden benim hayallerimin önüne prangalar inşa ediyorsun.
R:Neymiş senin hayalin?
M:Şimdi bak onlar malum şeyleri yaptılar ya..
R:Eee..
M:İşte o sahnede senin böyle hafiften utanman lazımdı. Böyle yanakların kızaracaktı, sonra böyle çaktırmadan bana bakacaktın, benim de gecenin başından beridir gözlerim senin üzerinde olduğu için, o utangaç bakışları hemen görecektim. Sonra senin başını hemen çevirecektin ama ben böyle yavaşça kumandaya uzanacaktım. Sahneyi biraz geri alıp, o sahneyi geri açacaktım. Sonra bir daha izleyecektik, sonra bir daha izleyecektik. Sonra ben seni böyle kucağıma çekecektim, o güzel dudaklarını öpmeye başlayacaktım. Böyle birbirimizde kaybolacaktık. En sonunda da seni ben böyle kucağıma alacaktım, odamıza geçecektik gördüğümüz sahnenin beş katını yaşayacaktık…Amaa nerede? Benim hanıma bak. Yaşama aşkı bitmiş, gitmiş. Sanki seksen yaşında. Heves kalmamış. İnsanlar kocasının üzerine atlar, bizimkinin bir başım ağrıyor demediği kaldı. Yahu daha ilk kez birlikte olmuşuz, insan birazcık heveslenir, birazcık kabarır..Şu hale bak.
R:Miran daha ne kadar söyleneceksin Allah aşkına. Ne ara kurdun sen bu kadar hayali?
M:Seni kafede gördüğüm andan beri.
R:Şaka yapıyorum diyeceksen tam zamanı haberin olsun.
M:Ne şakası ya? Ben gayet ciddiyim. Hiç utanmıyorsun da şaka derken.
R:Azdın mı Miran?
M:Sence…Hadi bırak filmi odaya gidelim. Özledim ben.
R:Yaa hayır. Filmin en heyecanlı yerinde.
M:Filmin en heyecanlı yerini biraz önce geçtik zaten. Şimdi başka heyecanlar yaşama zamanı.
R:Miran.. Hadi lütfen. Filmi merak ettim valla.
M:Ben sana anlatırım.
R:Ya hayır ben izlemek istiyorum.
M:İşimiz bitince ben sana televizyondan açarım. Hevesini kursağında bırakmam. Şimdi yatak odasına bir televizyon siparişi veririm, iki üç saat içinde kurarlar. Bizim işimiz anca biter o zamana kadar, ne dersin?
R:Sen ciddi misin? Sırf bunun için yeni bir televizyon mu alacaksın?
M:Evet ne var bunda? Özledim kadın özledim.
R:Miran..
Miran dudaklarını büzüp karısına yaklaştı, sesini kıstı. Şimdi tam anlamıyla, şımarıklık yaparken annesine yakalanan bir çocuktu.
M:Valla özledim Reyyan. Burnumda tütüyorsun. Gece bizim işimiz kaçta bitti? Sen yorulma ben cevaplayayım, dörtte.. Şu anda saat kaç? Sen yorulma ben cevaplayayım, dokuz..Yanlış anlaşılma olmasın sabah dokuz falan değil, akşam dokuz. Tamı tamına on yedi saat olmuş.. Bak dile bile kolay değil. On yedi saat. Sen hiç mi özlemedin beni?Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hercai
FanfictionÇok sevdiğim bir hikayeden esinlenerek oluşturdum. Umarım güzel olur