86

600 38 4
                                    

Bir Hafta Sonra
R:Ya ben küçük bir şey düşünmüştüm. Bu kadarına gerek var mıydı?
M:Vardı tabi. Reyyan ve Miran tekrar evleniyor. Aslında kırk gün kırk gece kutlama yapmak lazım ama insanları rahatsız etmeyelim diye yapamıyorum. Yoksa İstanbul’un altını üstüne getirmiştim.
R:Yok Miran o kadar abartma. Yeterli bu kadarı valla.
M:Şimdi şaka maka ben seni o uyuz Ebru ve Selim’den mi isteyeceğim?
R:Evet canım. Neşe ve Derin’de olacak. Ayrıca Ebru bir şey yapmış, sana benim söylememi istedi.
M:Allahım kesin kötü bir şey yaptı. Ben başıma geleceği biliyorum yaa. Sırf kızmayayım diye sana söylettiriyor valla.
R:Bilemiyorum artık.
M:Ne yapmış?
R:Kızlarla konuşmuş.
M:Hangi kızlarmış onlar?
R:Şey canım..Şey işte..Sema ve Zeynep..
M:Suat ve Zafer..
R:Evet onlarda geliyor.
M:Şaka yapıyorsun.
R:Hayır.
M:Şaka yapıyorum dersen, sana çok güzel zümrüt bir yüzük alırım.
R:Hayır değil. Onlar da gelecek. Suat bey, işin en başında kızı kafede benden istedi. Ben kız tarafı olacağım demiş. Zafer de erkek tarafına kaldı haliyle.
M:Hepsi bir arada olacak yani.
R:Evet.
M:Onlar benim canıma okur ya..
R:Abartma Miran ne olabilir ki en fazla?
M:Valla söz konusu bu üçü olunca her şeye hazırlıyorum kendimi. Bizim Çorum’lu bir arkadaş vardı. Eskiden onların düğünlerinde ineklerin su içtiği oluğa kış günü damadı kıyafetiyle atıyorlarmış sonra da üzerinde kurutuyorlarmış.
R:Ooo..Baya fenaymış..O oluğa atılınca damat yaşamaya devam ediyor muymuş? Kış günü bir de üzerinde kaç saat kurur ki kıyafet..
M:Dur daha..Düğün günü camiden çıkmadan önce ayakkabısını çalıyorlarmış. Ayakları çıplak halde dolaşıyormuş, en sonda kendi ayakkabısını parayla tekrar satın alıyormuş. Damadın sadıcının eşyalarını saklıyorlarmış..Düşün artık.
R:Düğünden korktum şu anda. Yapmasak mı?
M:Yok canım. Senin için oluğa atılmam gerekiyorsa, atılırım ne olacak?
R:Yok canım. Ben izin vermem. Sen hiç merak etme.
M:Gelmeseler ne olur?
R:Olmaz Miran. O kadar plan yapmışlar. Çıkmışlardır şimdiye yola.
M:Off ya..
R:Hadi rahatla biraz.
Akşam Kız İsteme
Miran elinde çiçeklerle içeriye girdi. Elindeki çiçek o kadar büyüktü ki, istemeye gelen herkes sürekli kaçak gözlerle Miran’a bakıyordu.
M:Neden cins cins bakıyorsunuz bana?
Zafer: Neden acaba? Çelenk yaptırsaydın keşke. Bu biraz az kalmış..Oğlum alt tarafı bir tane kız istemeyeceğiz. On iki kızın istemesine yetecek kadar büyük bir çiçeğe ne gerek vardı?
M:Abartmasan mı? Valla bak Reyyan duyacak, sen kimi istiyorsun başka diye canıma okuyacak benim..Benim ne suçum var? Çiçekçiye hiçbir masraftan kaçma, baya gösterişli bir şey olsun dedim bunu yapmış.
Zeynep: Sen öyle dersen öyle yapar tabi. Ne bekliyordun?
M:Yenge bak valla gerginim zaten daha da germeyin beni.
Zeynep gözlerini Miran’ın üzerinde gezdirdi. Kaşlarını çatıp baktı.
Zeynep: Çikolata nerede?
M:Ne çikolatası?
Zafer: Ne çikolatası derken? Oğlum kız isteme çikolatası nerede?
M:Aaa..Ben onu araba da unuttum. Diğerlerinin yanında. Tut şu çiçeği geliyorum hemen..
Miran arabanın yanına gidip bagajı açtı. Bagaj o kadar doluydu ki, çikolatayı bulması biraz vaktini almıştı. Sonunda döndüğünde herkes sinirle bakıyordu ona.
M:Ne yapayım? Bagaj dolu, ancak bulabildim.
Zeynep: Ne var ki bagajda?
M:Alınan bir tedbir var?
Kapıyı heyecanla çaldı. Zafer’in ensesinden tutmasıyla sinirle baktı ona.
M:Ne yapıyorsun lan?
Zafer: Asıl sen ne yapıyorsun? Valla istemem kızı. Ne bu böyle dünden hevesli gibi? Biraz ağır başlı ol. Damat adayısın sen..Sen ciddi, soğuk, nemrut halinle daha iyiydin be..Bu kız sana yaramıyor evladım. Gel bir daha düşün.
M:Tamam haklısın heyecandan oldu valla hepsi…Neyse tamam ciddiyim..
Zafer: İnşallah..
Zafer’in cümleyi bitirmesiyle kapı da açılıvermişti. Reyyan dupduru güzelliği, muhteşem gülümsemesiyle kapıda dikiliyordu. Onlar birbirlerine bakmaya dalmış, Reyyan içeriye almak için, Miransa içeriye girmek için herhangi bir atakta bulunmuyordu.
Zafer: Hoşbulduk evet..Bizde öyle düşünmüştük.
R:Ho-hoşgeldiniz.
Ebru – Sema: Hoşgeldiniz.
Zeynep: Bu ne böyle gelin hanım? Bizleri gözün hiç görmüyor..
R:Be-ben dalmışım..
Zafer: Onu fark ettik canım. Senin kenara çekileceğin yok. Ben şöyle hafifçe itekleyeyim de, içeriye girelim.
M:Zeynep şu sinir kocana bir şey söyle. Benim karımı itmekten bahsediyor. İtemez benim karımı.
Zeynep: İtmedi zaten. İteyim dedi..
M:Olsun ima etmesi de kötü. Belki korkacak psikolojisi bozulacak. Neden benim karımın psikolojisini bozuyor. Bir şey söyle kocana.
Zafer: Girelim mi artık içeriye gelin hanım?
R:Tabi buyurun.
Reyyan’ın kenara çekilmesiyle herkes sırasıyla içeriye girdi. İki heyecanla atan kalp şimdi karşı karşıyaydı.

Umarım beğenirsiniz 🙏 bugünlük bu kadar bölüm yeter bence kaçıyorum artık 🥰umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölümde görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩

Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin