140

366 14 8
                                    

Adeta yeri oynatan adımlarla şirketten içeriye girdiler. Üst kata çıktıklarında, şirketin sahibi onları bekliyordu. Durumu kısaca anlatıp, onunda sinirini bozdular.
Mu:Kara bey… Biz bu adamı istiyoruz.
K:Olmaz. Ben buna müsaade edemem.
Herkes hırsla ayağa kalktı.
S:Zaten gelip de insan gibi derdini anlatan da kabahat. Ben size dalalım demedim mi?
K:Ben şirketim de böyle bir şeye izin veremem. Oturun biraz soluklanın. Bende halledeyim işleri.
Eline telefonu alıp, güvenliği aradı. Müdürü odasına istediğinde, telefonda şaşkınlıkla hafif bir duraksama oldu.
K:Zeki duymadın mı? Cengiz odama gelsin dedim.
Z:Peki efendim söylüyorum hemen.
K:Beş dakika içinde odamda olacak.
Telefonu hızlıca kapattı. Karşısında ki adamlarda gezdirdi gözlerini. Hepsi uzun boylu, yapılı adamlardı. Cengiz’i sağ bırakmayacakları açıktı. Gerçi bırakmasalar daha iyiydi. O adam yaşamayı hak etmiyordu.
S:Senden bir isteğimiz var. Bu konu bizim bir arkadaşımızla alakalı. İstanbul da saniyeleri sayıyor, Ankara’ya gelebilmek için. Ona randevu vermenizi istiyorum. Ve bizim buraya geldiğimizi falan hiç bilmeyecek.
K:O kolay. Arayın haber verin gelsin hemen.
Mustafa hızlıca Miran’a mesaj atıp gelebileceğini söyledi. Uçak zaten onu bekliyordu.
K:Cengiz’e ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Su:Ben öldürelim diyorum.
Mu:Elini ayağını bağlayalım, arabaya bindirelim uçurumdan atalım.
Z:Saçmala Suat, ne öldürmesi biz katil değiliz. Ama ben doktorum. Acı çektire çektire o adamı hadım etmek benim için bir zevktir.
S:Olmaz Miran geldiğinde o adamı bu şirkette, yaşıyor olarak görmesi lazım.
K:Bence öldürmek daha mantıklı. Dövüp, bir inşaatın temeline atalım. Ya da en mantıklısı bu adamın madur ettiklerini bulalım tek tek, atalım önlerine.
Herkes şaşkınca baktı Kara’ya. Kara başını iki yana salladı.
K:Ne var? Böyle birine hak ettiği cezayı verirken sizi yalnız bırakacak değilim herhalde.
Dördü de bir anda ayağa kalktı. Kara çok hafif ürperse de hiç belli etmedi. Karşılarında dimdik durması gerekiyordu. Kendisine doğru uzanan ellerle derin bir nefes aldı istemsizce.
S:Teşekkür ederiz kardeşim.
Z:Bunu unutmayız.
Su:Ben unuturum valla. İster arkadaş gör, ister kardeş. İkisi arasında da lafı olmaz.
Herkesin yüzüne bir gülümseme konarken, o gülümseme kapının çalmasıyla bıçak gibi kesildi. 
Cengiz hafif bir tırsmayla kapıyı açtığında, iri yarı dört adam kendisine bakıyordu. Hepsinin boyları bir birine yakındı. Demek ki, Kara beyin arkadaşlarıydı. Takım elbiselerinin altından bile kasları belli oluyordu her birinin. Öldürecek gibi kendisine bakıyordu. Hepsinin yüzü buz sert duruyordu. Bir an için kekelemesine mani olamadı.
C:Ka-Kara Bey?
K:Gel Cengiz gel. Kapat kapıyı da.
Cengiz çekinerek kapıyı kapattı. Yavaş adımlarla içeriye girdi. Kara’nın karşısında ki koltuğa oturdu. Daha önce hiç görmediği şu dört adamın üzerinde gezdirdi bakışlarını.
K:Hee sen arkadaşları çıkaramadın. Onlar İstanbul’dan geldiler. Yabancı değiller merak etme.
Masasından kalkıp, Cengiz’in etrafında dolanmaya başladı.
K:Cengiz şimdiye kadar seninle hiç konuşmadık.
C:Bir problem mi var efendim?
K:Yok canım soruyorum sadece. İnsan kaynakları işe aldı ama biz hiç görüşmedik. Tanımak istiyorum seni. Birkaç soru sormak istiyorum sana.
C:Ta-tabi..
K:Buradan önce nerede çalıştın?
Mu:Hangi işleri yaptın?
C:Yine güvenliktim ben aslında.
Hepsi sinirle dolarken, kendilerini zor tutuyordu.
Z:Nerede çalıştın? Hep şirketlerde miydin?
C:Yani sayılır.
S:Nasıl sayılır?
Su:Başka nerelerde çalıştın ki?
C:Neden soruyorsunuz? Siz kimsiniz?
Z:İstanbul da bir yetimhanede çalıştınız mı?
C:E-evet..
S:Neden ayrıldın bir anda?
Mu:Yaptığın şerefsizlikler ortaya mı çıktı?
Cengiz hızla ayağa fırladı.
C:Kimsiniz siz?
Kapıya gitmek için arkasını döndü. Ama unuttuğu bir şey vardı ki o da Kara’ydı. Kara kapının önünde elini cebine koymuş, yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Birkaç adım attı Cengiz’e doğru.
K:Senin gibi bir şerefsizin benim şirketimde güvenlik müdürü olmanı kim sağladı? Kim temizledi sicilini.
C:Yok öyle bir şey.
K:Bende öyle tahmin etmiştim.
S:İnsan yaşattıklarını yaşamadan ölmezmiş. Çaresizlik nasıl bir duygu acaba? Merak ettin mi hiç? 
Selim, Zafer, Mustafa ve Suat üzerlerinde ki ceketi çıkartıp kollarını sıvama başlamıştı. Kara daha da keyiflenirken, kollarını o da sıvadı. Yavaş yavaş etrafını sardılar. Cengiz’in en son gördüğü, üzerine çullanan beş adam ve suratına yediği yumruklardı. Her şey bittiğinde, Selim Kara’ya döndü.
S:Öğleden sonra Miran gelecek. Şu adamı hastaneye götürelim toparlansın hemen.
Mu:Off yaa..
Z:Ne oldu?
Mu:Miran bizi öldürecek. Öldürmese bile süründürecek. Bizim yaptığımızı anlayacak.
K:Bir şey anlamaz. En az sizin kadar öfkeliydim. Hem benim yaptığımı düşünmesi daha mantıklı olur bence.
Su:Tamam öyle yapalım.

Umarım beğenirsiniz 🙏 yeni bölüm salı günü gelir inşallah 🧡 görüşmek üzere 🧡 kendinize iyi bakın 🤩 🥰 🤩

Hercai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin