54. Bölüm

688 29 0
                                    

İyi Okumalar...

Elif'in Bakış Açısı...

Uzun koridordan yürürken iki yanımda da bulunan duvarlarda asılı olan resimlere bakıyordum. Tarihi eserlere benziyorlardı. Her ne kadar tarihi eserlerden anlamasam da resimlerin boyaları ve üzerindeki kir, tozlar bana tarihi eser gibi gözükmüştü.

Dudaklarımı yaladım ve yüzümde silemediğim gülümsemeyle koridorun ucundaki kapıya doğru yürüdüm. Zaten tek kapı buydu. Kapıya her adımımda kalbimin hızı da artıyordu. Midemdeki tatlı ağrı baş göstermişti ve neredeyse sekerek gidecektim. Ağzımdan engelleyemediğim kıkırdı kaçtı. İçimdeki mutluluğu daha fazla içimde tutmak istemiyordum. Kahkaha atmak ve dans etmek istiyordum. Saçma sapan dans etmek...

Siyah kaplı kapının önüne geldiğimde aralık olduğunu gördüm. Gülümsemekten yanaklarım ağrımıştı ama yinede bundan şikayetçi değildim. Olmak istediğim yerdeydim.

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve aralık olan kapıyı biraz daha açtırdığımda kulaklarıma sesler doldu. ''Batuhan...''

Fısıltı şeklinde çıkan ses zihnimde deprem etkisi yarattı. Gülüşüm aniden kayboldu ve midemde dayanılmaz bir sancı hissettim. Öyle ki iki büklüm olmamak için kendimi kasmam gerekti.

İkinci bir ses duydum. ''Derin...''

Ağzım aralandı ama hiçbir ses çıkmadı dudaklarımdan. Ne gözlerim doldu ne de çığlık attım. Hareketsizce sesleri ve boğazımda atan kalbimin atışını.

İstemsizce elimin kapının üzerine gittiğini fark ettim. Kapıyı biraz daha açtığımda 'O' görüntüyle karşılaştım. Nefesimi tuttum. Zihnim bana bir oyun oynuyor olmalıydı.

Batuhan'nın ellerini Derin'in çıplak vücudunu keşfederken bulmayı beklemiyordum. Az önceki mutluluğum nereye gitmişti? Onu geri istiyordum. Bu acıyı daha önce hiç tatmamıştım ve bu gerçekten de dayanılmazdı. Sanki... Sanki biri vücuduma iğneler batırıyormuş gibiydi. Daha sonra da  vücudumun alev aldığını hissettim.

Derin kollarını Batuhan'ın boynuna dolarken zıplayarak bacaklarını da beline doladı. Gözleri zevkten kapanmış ve dudakları aralanmıştı. ''Ah, Batuhan...''

Batuhan, Derin'i hemen karşısında bulunan büyük yatağa fırlattı. Derin bir oyuncak bebek gibi yatakta zıpladı ve durdu. Biraz kıvrandıktan sonra kendini yatakta ayarladı. Batuhan ise gözlerini zevk ve şehvetle kısmış onu izliyordu.

İkisi de benim orada olduğumun farkında değillerdi. Neden oradaydım? Neden hiçbir şey yapamıyordum? Sanki ellerimi ve kollarımı bağlamışlardı. Harekete edemiyordum. Zihnimden bir çığlık yükseldi. ''Hayır!''

Batuhan kıvranan Derin'in bedenine doğru eğilince zihnimdeki tutsak olan ben tekrar çığlık atıp debelendi. ''Hayır, bunu bana yapamazsın! Dur!''

Kalbim sıkıştı ve yere çöktüğümü karanlığın arkamdan geldiğini hissettim. Batuhan, Derin'in boynuna bir öpücük kondurdu ve saf sevgi ile dolup taşan boğuk sesi ile konuştu. ''Seni seviyorum.''

...

Gözlerimi açtığımda ilk hissettiğim şey kalbimin çok hızlı attığıydı. Olayların etkisinden çıkmak adına bir süre hareketsizce durdum. Zihnim kendine gelmek için savaştı. 

Hepsi rüyaydı. Kötü, acımasız bir rüya... Ama... O kadar gerçekçiydi ki...

Derin nefesler alarak çekyattan doğruldum. Karanlıkla sarılı olan çevreme bakındım. Camdan, dışarıda bulunan küçük lambadan sarı bir ışık geliyordu.

GECE KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin