15. Bölüm

1.1K 48 13
                                    

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım ama karşımdakiler hayal ürünü değildi işte. Buse'nin öfkeden koyulaşmış gözleri bir müddet beni süzdü. Elimdeki oyuncakta oyalandıktan sonra gözlerime geri döndü. 

Yutkundum. Yanında oturan Lale'ye baktığımda gözlerindeki hayal kırıklığı ve endişe dikkatimi çekti. Daha çok endişeli gibiydi.

Sessizliği bozan arkamızdan gelen kahkahalar oldu. Odaya girdikleri gibi Mert ve Çağatay'ın kahkahaları kesildi. Sanırım onlarda benim gibi Lale ve Buse'yi beklemiyorlardı.

Gözlerim şaşkınlıkla odayı tararken öfkeden koyulaşıp siyah rengine bürünmüş gözlerde duraksadı. Anlaşılan o da Buse ve Lale'yi beklemiyordu. 

Yerinden doğruldu. ''Onların burada ne işi var?'' Gözlerim tekrardan benim salak arkadaşlarıma kaydı.

Buse araya atladı. ''Arkadaşımızı merak ettik. Çünkü Elif'in yaz okuluna gitmek istemediğini biliyorduk ve direk olarak siz geldiniz aklımıza.''

Sessizliğimi sürdürürken yanımdan Çağatay geçti. Gözleri arkadaşlarımdaydı. Yüzü yine ifadesizliğe bürünmüştü.

Batuhan'ın yanındaki üçlü koltuğa oturdu. Mert de onun yanına geçince elimdeki pandayı koltuğun kenarına bırakıp Buse ve Lale'nin yanlarındaki koltuğa oturdum. ''Buraya gelmemeliydiniz Buse.''

Buse'nin keskin bakışları Batuhan'dan çevrilip bana dönünce bir an korktum. Bu kız Batuhan'a diklenecek kadar cesaretli miydi? Anlaşılan evet. ''Ne saçmalıyorsun Elif. Asıl sen buraya başından beri gelmemeliydin. Amacın neydi senin? Ne bulaştığının farkında mısın? Bu insanlar katil Elif!''

Derin bir nefes alıp şakaklarımı ovdum. ''Hadi gidelim buradan Elif.'' 

Gözlerim Lale'yi buldu. ''Sizce ben burada keyifimden mi kalıyorum? Bir anlaşmamız var onlarla. Buradan ayrılamam.''

Buse'nin gözleri büyüdü. ''Ne anlaşması Elif?'' Yanaklarımı şişirip ağzımdaki havayı sesli bir şekilde dışarıya verdim. ''Bunu size söyleyemem. Şimdi lütfen gidin. Yoksa onlar sizi zorla çıkaracak buradan.''

Buse'nin kaşları çatılıp gözlerini Mert, Çağatay ve Batuhan üçlüsünde gidip geldi. Tekrar beni bulduğunda ''Annenler öğrenirse ne yapıcaksın Elif?'' diye sordu.

Sorusu karşısında duraksadım. Annemlere burada olduğumu söyler miydiler? ''Söylemeyeceksiniz.''

Sesim gereğinden fazla sert çıkmıştı. Buse alaycı kahkahasını ortaya serdi. ''Hadi ya. Söylemeyelim de en yakın arkadaşımız burada çürüsün.'' 

Neredeyse konuşmanın sonuna kadar suskun olan Lale büyük bir cesaret göstererek doğruldu. ''Seni almadan gitmiyoruz Elif.''

İşte bu son noktaydı. Gözlerim endişeyle Batuhan'a kayınca burnundan soluduğunu fark ettim. ''Defolun evimden! Yoksa sonuçlarına karışmam.''

Buse tereddütle Batuhan'a baktı. ''Ne olurmuş sonuçları?'' 

Sesi kısık çıkmıştı. Ah! En büyük potu kırmıştı işte. Korktuğunu belli etmişti. Batuhan'ın yüzünde alaycı bir sırıtma oluştu. ''Burada oturunda görün ne olacağını.''

Lale'nin yutkunuşunu ben bile duymuştum. Buse'nin kolunu sıkıyordu. Belli ki gitmek istiyordu ama Buse geri adım atmaya hiç niyeti yoktu. İnadı tutmuştu bir kere. ''Gitmeyeceğiz. Gidersek Elif de bizle gelecek.''

Batuhan ayağa kalkıp Buse'nin kolundan tuttup sürüklemeye başladı. Buse acıyla inlerken ben de çoktan ayağa kalkmış ve onları takip etmeye başlamıştım. ''Bıraksana be! Pabucumun çetesi. Bırak! Canımı acıtıyorsun.''

GECE KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin