22. Bölüm

1K 44 3
                                    

Üzerimdeki kırmızı ve aşırı sexy elbiseye aynadan son kez baktım. Saçlarımı maşa yapmış ve sade bir makyaj uygulamıştım yüzüme. Her şey tamamdı. 

Çevreme bakındım ve unuttuğum bir şeyin olmadığını bir kez daha hayırlattım kendime. Derin bir nefes alıp odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken ayağımdaki topuklu ayakkabıların sesi evi doldurdu. Dengemi sağlamaya çalışarak merdivenleri indim.

Salonun kapısını açtım ve içeriye bir adım attım. Gözlerim içeriyi hızla taradı ama Batuhan'ı göremedim. Yuh yani. Ben hazırlanmıştım. O hazırlanamadı mı? Peh!

Mert çatmış olduğu kaşlarını düzeltmeden kabaca beni süzdüğünde kendimi orospu gibi hissetmiştim. Bu histen kurtulmak adına silkindim. 

Ege arkasına döndüğü gibi ağzını açtı. Bir süre gözleri bacaklarımda gezindi. Ayağımla ritim tutmaya başladığımda ıslık çalarak gözleri elbiseme daha sonrada yüzüme kaydı. ''Çok ateşlisin bebeğim.''

İstemsizce kıkırdayıp bakışlarımı kaçırdım. Onun bu sözüyle geldiğimden haberleri bile olmayan Efe ve Çağatay da başlarını kaldırıp beni süzmeye başlayınca yutkundum. Hadi ama, bu kadar süzmeleri fazlaydı. Kıpkırmızı olmuştum.

Belimde sert bir el hissedince sıçradım. Tedirginlikle soluma döndüm. Batuhan sert ifadesiyle yanımda duruyordu. ''Biz çıkıyoruz çocuklar.''

Ege sırıtmaya başladı. ''İyi eğlenceler.''

Çağatay yarım bir gülüşle ''Fazla sarhoş olmayın.'' diye ekledi.

Arkamızı dönüp evden çıktığımızda Batuhan'ın eli hala belimdeydi ve bu benim kalbimin çok şiddetli atmasına yol açıyordu. Kesinlikle korkudan. Korkudan hızlı atıyor kalbim, değil mi?

Arabaya yaklaştığımızda Batuhan elini çekti ve sürücü koltuğuna oturunca ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi dışarıya verdim. Bu gece kesinlikle uzun olacak.

Arabanın ön koltuğuna oturduğum gibi kalkmak istedim. Kısa olan elbisem iyice kısalmıştı ve ben bundan oldukça rahatsız olmuştum. Neden bu kadar kısa giydiysem artık?

Araba yolculuğumuz sessiz geçmişti. Bunun için Batuhan'a minnettardım. Şuan konuşamayacak kadar heyecanlıydım.

Sonunda araba durduğunda arabadan indim. Işıklandırmalarla fazlasıyla süzlenmiş olan barın girişinde büyük yazılarla UMUTSUZ OLANLARIN YERİ yazıyordu. Ah?

Belimdeki elle yine irkilince Batuhan sessizce güldü. Yanlış mı duydum diye Batuhan'a bakınca yüzündeki gülümsemei görünce dudaklarım izinsiz kıvrıldılar. Alllah'ım, çok güzel gülümsemesi var. Ne diyorum ben ya?

Başımı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalışırken ''Her sana dokunduğumda bu kadar ürkme küçük ceylan.'' diye fısıldadı Batuhan kulağıma.

O geri çekilmezken kalbimde bir ağrı hissettim. Tatlı ve hep hissetmek istediğim türden bir ağrıydı bu. ''Bana işkence eden adamdan korkmam yanlış değil.'' 

İstemsiz olarak benim sesimde kısık çıkmıştı. Şuan dışarıdan biri bizi görse sevgili sanırdı. 

Batuhan geri çekildi. Dudaklarını yaladıktan sonra ''Bu güzel işte.'' dedi.

Belimden tutup beni bara soktu. Yüksek ses ile yüzümü buruşturdum. Kalabalık iyice kendinden geçmişti. Bu sahneye gözlerimi devirirken birden müzik kesilince şaşkınca çevreme bakınmaya başladım.

Batuhan bana doğru eğildi. ''Sert görünmeye çalış. Unutma seni Gece Kadın sanıyorlar. Ürkek bir ceylan gibi davranmayı kes.''

Başımı yavaşça aşağı yukarıya doğru salladım. Müzik kesildiği için herkes şaşkınca çevrelerine bakınırken giriş kapısının önünde duran bizi gördükleri gibi yavaş yavaş geriye çekildiler. Bazılarının bizi tanıdığını biliyordum. Tanımayanlarda diğerlerine ayak uyduruyordu. 

GECE KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin