Herkese merhaba! Biliyorum, yeni bölümün dün geleceğini söylemiştim ama haberim olmadan birkaç plan yapılmış. Ben de bu yüzden yazamadım. Özür diliyorum hepinizden.
Bu arada neden son birkaç bölümdür yorumlarınızı göremiyorum? Düşüncelerinizi yazmak bu kadar zor olmasa gerek. Lütfen beni kırmayın, düşüncelerinizi bilmeye hakkım var. Hikaye ile ilgili yorumlarını bekliyorum.
İyi Okumalar...
Bedenim çökmüş durumdaydı. Bütün akşam sadece bir veya iki saat uyuyabilmiştim. On iki yaşındaki bir kız! Hayır, şaka yapıyor desem Batuhan'ın bir kere bile şaka yaptığını görmemiştim. Yalan söylüyor desem, o kadar ani bir anda nasıl böyle bir yalan uydururdu? Yok, yalan söylemiyordu ama gerçek olamayacak kadarda tuhaftı.
On iki yaşındaki -Batuhan'ın söylediğine göre- bir kız Batuhan'a gece yarısında bir mesaj atıyordu. Üstelik fazla samimi bir şekilde! Bu da yetmemiş gibi hemen ardından bir fotoğraf gönderiyordu. Kırmızı mumlarla süslenmiş, gayet hoş bir yemek masası!
Ağran bedenimi zorla yatakta dik tuttum. Sırtımı soğuk duvara yaslarken zihnimi oldukça yoran olaydan çekmeye çalıştım.
Birden aklıma Ulaş gelince sertçe yutkunduktan sonra seslice inledim. Onunla konuşup olanları anlatmam lazımdı. Yani, Ankara'ya geldiğimizi. On iki yaşındaki -gerçi öyle olduğundan şüpheliyim.- bir kızın cilveyle karışık mesajını tabi ki ona anlatamazdım. Zaten Batuhan ile pek yakın olduklarını söylenemezdi. Bir de bu olay çıkarsa iyice birbirlerinden koparlardı.
Yataktan kalkım ve odadan çıktım. Salona geçmemle Ada ve Meltem'i yan yana görmem bir oldu. Ada, Meltem'in söylediği bir şeye kahkaha atarken beni fark etti. Zorlukla kahkahasını bastırdı. ''Elif, günaydın.''
Gülümsedim ve çaprazlarındaki ikili koltuğa oturdum. ''Günaydın!''
Koltuğa serildiğimde Meltem'in yüzümü incediğini fark ettim. ''Ne oldu sana?''
Gözlerimi kırpıştırdım ve bakışlarımı kaçırmamaya özen gösterdim. ''Hiçbir şey.''
Meltem'in sorusuyla kuşkulanan Ada, bana daha dikkatli bakmaya başlayınca yerimde rahatsızca kıpırdanıp başımı eğdim. ''Meltem haklı. Gözlerin kızarmış ve göz altların morarmış. Sen, dün akşam uyumadın mı?''
Başımı iki yana sallarken onlara söyleyip söylememek arasında kalmıştım. Başımı kaldırıp ikisine baktım. Meltem'in yüzünde samimi bir gülümseme vardı. ''İstersen anlatabilirsin. Bize güvenebileceğini biliyorsun.''
Ada söze daldı. ''Bize her zaman güvenebilirsin. Sen bizim kardeşimizsin.''
Samimi sözleri kalbimi ısıtırken içten bir gülümseme oluştu dudaklarımda. ''Dün akşam...'' Söze başladığımda ikisi de yerinden doğruldu ve bütün dikkatini bana verdi. ''Saar on iki gibi Batuhan'ın telefonuna mesaj geldi. Hiçbir zaman, Batuhan'ın telefonunu alıp karıştırmayan ben içime bir merak düşmüş ve gelen mesaja bakmıştım.''
Derin bir nefes alınca Ada kaşlarını çatmıştı. '' Mesaj bir kızdandı. Dün akşam Batuhan kıza söz vermiş ve kızda buna sitem ediyordu. Numara kayıtlı değildi ve bu beni hem şaşkına çevirirken hem de hayal kırıklığına uğratırken ardından bir mesaj daha gelmişti. Bir fotoğraf... Kırmızı mumlarla süslenmiş bir yemek masası. Benim yerimde olsanız ne düşünürdünüz? Ne yapardınız?''
Ada'nın kaşları iyice çatılmışken gözlerindeki nefreti gördüm. ''Mert'i öldürürdüm. Beni asla ama asla aldatamaz!''
Buruk bir şekilde gülümserken Meltem şüpheyle bana baktı. ''Evet, sinirlenirdim. Hatta Çağatay'a bağırırdım bile ama birde olanları ondan dinlerdim. Ne olursa olsun. İçimde her zaman bir şüphe kalmasındansa onu dinleyip her şeyden emin olduktan sonra en büyük tepkimi verirdim.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KADIN
Fiksi RemajaKoruma iç güdüsü yüzünden bir yalan söylemek insanın hayatını ne kadar değiştirebilirdi ki? Hikayenin kapağını hazırlayan @lorderme 'ye çok teşekkür ederim. © Tüm hakları saklıdır.