17. Bölüm

1.1K 55 4
                                    

Esneyerek yataktan doğruldum. Birkaç saniye içinde kendime geldiğim gibi yataktan kalkıp gardolabıma doğru yürüdüm. O anda Rihanna'nın diamonds şarkısı kulaklarımı doldurunca arkamı dönüp odayı taradım.

Telefonum yastığımın hemen yanında duruyordu. Hızlıca elime aldım ve arayana bakmadan açtım. ''Kızım?''

Annemin sesini duymamla telefona baktım. Annem yazısını görünce iç çekip telefonu kulağıma yaklaştırdım. ''Efendim anne?''

Annemin enerjik sesi çok geçmeden kulağıma vardı. ''Hayırsız evlat. Kaç gündür oradasın bir annemi arayayım dedin mi? He? Ah, ben sana hiçbir şey öğretemedim değil mi?''

Gözlerimi devirdim. ''Of, anne! Özür dilerim. Oldu mu?'' 

Annemin ayıplarcasına çıkan sesiyle üzerime öküz oturmuş gibi hissettim. ''Bir de alay ediyor. Her neyse... Onu bunu bırakta sen ne yapıyorsun? Alışabildin mi? Yeni arkadaş edindin mi? Erkeklerle oyalanayım deme, sakın. Ben seni oraya ders için gönderdim.''

Sıkıntıyla ofladım. Evet anne, şuan beş erkekle yalnız bir villada kalıyorum. O da yetmiyor bir çok adam beni öldürmek için her fırsatı kolluyor. Ben de bu durumdayken dersleri düşünüyorum. Ne demezsin?

''Tamam anne. Beni boş verde sen ne yapıyorsun? Melis nasıl? Babam nasıl? Anlatsana.'' Yatağın üzerine oturmuş annemin anlattıklarını dinliyordum.

''Hepimiz iyiyiz Elif. Bizi merak etme. Melis seni deli özlüyor. Bunun dışında her şey normal.'' Annemin sözleriyle yüzümde küçük bir tebessüm oluştu. ''Ben de onu özledim anne. Hepinizi özledim. Bu arada dedem gelmiş. Melis söylemişti.''

Annemin iç çekişini duyduğumda gözlerimi kapatıp tekrardan açtım. ''Evet geldi. Bilmiyor musun dedeni? He zamanki huysuzluğunda. O da yetmiyormuş gibi halandan sözü açıyor her seferinde.''

Gözlerimi devirdim. ''O kadın geldi mi?'' Annem ''Hayır. Zaten baban onu almaz. Biliyorsun, siz olmasaydınız o kadını çoktan vurup hapishaneye girmişti.'' dedi

Başımı sallamakla yetindim. Babam bu konularda çok katıydı. Gerçekten de vururdu. Ama işte biz vardık. Bizi bırakı hapishaneye girmeyi istememişti.

''Anne ben kapıyorum. Seni ararım.'' Annemin cevap vermesine fırsat vermeden yüzüne kapattım telefonu. Bir sonraki konuşmamızda bunun için ağır bir azar yiyecektim. Ama şimdi bunu düşünmemem lazımdı. Kahvaltıya çok geç kalmıştım.

Hızla üzerimdeki gecelikten kurtulup şortumu ve tişörtümü giydim. Odadan koşar adımlarla çıktım. Merdivenleri ikişer ikişer inerken son basamata ayağımı burkup dengemi kaybettim. Acıyla inleyip yere düşerken bir el kolumdan tutup beni durdurdu.

Kolumdaki baskısı sebebiyle ona döndüm. Efe'nin ifadesiz yüzüyle karşılaşınca Batuhan ile ne kadar benzediklerini fark ettim. Ege ile değil de Batuhan ile kardeş olmalılardı.

Doğrulurken hareket etmediği için çok yakınlaştık. Nefeslerimiz birbirine karışırken ''Dikkatli ol.'' diye fısıldadı Efe.

Kolumu yanıma fırlatıp yanımdan hızlıca geçti. Az önceki olayı düşünürken ürperdim. Ne olmuştu ya? İyice kendimi orospu gibi hissetmeye başladım lan.

Kafamı iki yana sallayıp iğrenç düşüncelerimden kurtuldum. Mutfağa girdiğimde ise masada sadece Mert'in olduğunu gördüğüm gibi yutkunmak zorunda kaldım. En son onu gördüğümdeki sözleri yankılanmaya başladı zihnimde. 

Gözlerim gerçekle büyürken parmaklarımın soğuduğunu hissettim. Mert benden hoşlanıyordu!

Sonunda ayaklarıma git emri verip beni dinlediler. Masaya yaklaştığımda ekmeğine yağ süren Mert bana dönüp sıcak sayılabilecek gülümsemelerinden birini yolladı. ''Günaydın.''

GECE KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin