12. Bölüm

1.2K 57 16
                                    

Esneyerek yataktan doğruldum. Güneş  daha yeni doğuyordu. Çok iyi bir yerde uyumama rağmen hala kendimi uykulu hissediyordum ve bu beni sinir ediyordu.

Yataktan hızla çıktım. Yatak en az altı kişilikti. Oda bizim evimiz kadardı. Gerçekten de çok zengin olmalılar. Her şey en son kaliteyle düzenlenmişti.

Siyah gardolaba doğru ilerledim ve tam önünde durdum. Dün biz araba yarışındayken eşyalarımı hazırlamışlardı. Hizmetçiler mi? Burada hiç hizmetçi görememiştim. Daha doğrusu beş adam dışında hiç kimseyi görmemiştim ki zaten.

Kot şortlarımdan birini aldım. Bu kot şort için anneme az yalvarmamıştım. Babama iki hafta hizmet etmiştim ama değmişti. Mavi'den almıştım ve fiyatı iki yüzü aşkındı. 

Üzerine beyaz tişörtlerimden birini aldım ve giyindim. Boy aynasında kendimi süzerken saçlarımı görmemle gözlerim kısıldı ve sinirle nefesimi dışarıya verdim. Kapının yanındaki dolaba doğru yürüdüm ve çekmecesini açıp tarağı ve maşayı çıkardım.

Saçlarımı yaparken bir şarkı mırıldanmaya başladım. İşim bitince maşayı çekmeceye koydum ve başka çekmeceden kahverengi bir toka çıkarıp saçlarımı tepeden topladım. Tarağı aldım ve saçımı düzelttim.

Başka bir çekmeceden makyaj setini bulunca gözlerim şaşkınca büyüdü. Allah'ım! Benim bu kadar makyaj mazemelerim yoktu ki. 

Her neyse... Dudak parlatıcısını buldum ve sürdüm. Siyah göz kalemimi sürdükten sonra hazırdım.

Aynada kendime son bir kez baktıktan sonra odadan çıktım. 

Koridorda yürürken evin sessizliğine şaşıyordum. Bu biraz da beni korkutuyordu açıkçası. Merdivenlerden indim ve evi turlamaya karar verdim. İlk girdiğim yer salondu. Burasını bildiğim için hemen oradan çıktım ve gezmeye devam ettim.

Önüme başka bir merdiven çıkınca çevreme bakındım. Aşağa doğru inen merdivenlerden indim ve ani ışıklandırmayla yerimden sıçradım. Lanet otomatik ışıklandırmalar!

Tuhaf bir şekilde karanlık olan koridorda yürürken karşıma camdan yapılmış bir kapı çıktı. Kapıya geldiğimde ise parmak izi ile açıldığını anladım. Çünkü kapının yanında parmak izi ile çalışan bir kutu gibi alet vardı.

Dudak büzerek cam kapıya biraz daha yaklaştım ve içerisini görmeye çalıştım. Kapıya dayandığım gibi kapının birden açılmasıyla dengemi kaybettim ve düşmemek için kollarımı iki yana açıp dengemi kurmaya çalıştım.

Sonunda başardığımda derin bir nefes aldım ve doğruldum. Önüme baktığım da ise kimsenin olmadığını görmemle rahatladım.

İçeriye tereddütle bir adım attım. İçeriye girmemler cam kapı arkamdan kapandı. Gözlerim etrafı tararken sesli bir şekilde yutkundum. Burası eğitim alanıydı. Bir köşede silah takımları dururken diğer köşede vücut geliştirme aletleri vardı.

Ortada ise eğitim alanını görmemle gözlerim büyüdü. Yukarıdan sallanan keskin büyük bıcaklar ve yerde bulunan dikenler tehlike saçıyordu. Bunların arasında kartondan adamlar bulunuyordu.

Oraya doğru yürüdüm ve tam önünde durdum. Solumdaki silahı elime aldım ve zorluk seviyesini gösteren ekrana baktım. Zorluk seviyesi en fazla beş olabiliyordu ve şuan beşteydi. Acaba kim bu kadar iyi olabilirdi ki burada?

Zorluk seviyesini dörde düşürdüğüm gibi büyük kırmızı düğmeye bastım. Anında makineler hareket etmeye başlarken altımdaki zemin haret etmeye başlamıştı. Şimdiden pişman olmuş kalbim hızlanmaya başlamıştı. En son dün dövüşmüştüm ve ondan öncede iki yıl kadar olmuştu.

GECE KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin