38. Bölüm

759 42 5
                                    

Gecikme için çok özür dilerim...

İyi okumalar...

Salonda oturmuş gergince bacaklarımı hareket ettiriyordum. Kızlar birkaç saat önce gitmişlerdi. Pınar da benimle konuşmaya çalışmış ama ona soğuk davrandığım için odasına çekilmişti. 

Batuhan'ın eve gelmesini ve hemen bu suçluluk duygusunu üzerimden atmak istiyordum. Her şey üst üste geliyordu. Ya Batuhan bana inanmazsa? Elimde somut bir kanıt yoktu. Belki de ben abartıyorumdur. 

Derin bir nefes aldım ve salondan ayrıldım. Odama çıkarken bugünün çabuk geçmesini diliyordum. Kızlarla çıktığım alışverişte çok fazla yorulmuştum. Bedenim sızlıyordu. 

Odama girdiğimde telefonumu cebimden çıkardım. Saat yediyi geçiyordu. Temmuzun sonlarındaydık ve bu da demek oluyor ki burada bir ay daha kalacaktım. Sonra da bu Gece Kadın saçmalığı bitecekti. Bir yanım hiç bitmemesini diliyordu.  Hadi ama, ben sıradan, ailesiyle ufak tefek problemi olan bir kızdım. Özel olduğumu hissetmek güzeldi. Burada hayalimi yaşıyor gibiydim.

Kendimi yatağa atıp telefonumu başımın ucundaki komidinin üzerine koydum. Gözlerim anında kapandı. Birden aklıma Batuhan gelince gülümsedim. Tamam, çok klişe olabilir ama ben her zaman aşık olmayı veya kitaplardaki gibi bir yaşamımın olmasını istemişimdir. Kim istemez ki? Ana karakter sensin ve her şey senin üzerine kurulmuş.

Burada aynı bu şekildeydim. Ana karakter -Gece Kadın- bendim. Yani, kısmen. Neredeyse herkes benden korkuyordu. Sevdiğim adamla beraberdim ama her şey kitaplardaki gibi harika değil ne yazık ki. Mesela önümüzdeki yıl gireceğim üniversite sınavı gibi. Lanet olsun ki hiçbir şey yapamayacağımı düşünüyorum. Nasıl düşünmem? Hiç çalışmadım ve hiçbir bokta bilmiyorum. Ah, keşke üstün zekalı olsaydım.

Hayatım hep tek düze gitmiştir benim. Çalış ve kazan... Orta okuldayken tam bir inektim. Hani saçlarını hep toplayan ve her tenefüs test çözenlerden...

Kıkırdıyla gözlerimi açtım. O anlar gerçektende  güzeldi. Hayatımdaki gerçekleri göremeyecek kadar saf ve inek ben...

Ayağa kalktım ve aşağıya inmeye başladım. Merdivenlerden inerken salondan sesler duydum. Çoçuklar gelmiştiler. 

Mutfağa girdim ve kendime su doldurdum. Suyumu içtikten sonra salona girdim. Salonda Ege'nin gülmekten kızarmış yüzüyle karşılaştım. Onu görünce Buse aklıma geldi. Onunla yarın buluşsam iyi olacak.

Tek boş olan koltuğa -Efe'nin yanına- oturdum. Ege kahkahasını zorla bastırmaya çalışırken Mert hala gülüyordu. ''Her neyse, o günden sonra bir daha elma yemedim.''

Kaşlarım havaya kalktı. Ne zaman gelmişlerdi de ben ne kaçırmıştım? Ege'nin bakışları bana kayınca bir şeyler söyleyeceğini tahmin ettim. ''Hadi Elif, sen de bize kendini anlat. Eski anılarını falan. Seninle neredeyse iki aydır aynı evdeyiz ama senin hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim.''

Omuz silktim. ''Şey, aslında benim öyle harika bir hayatım yoktu. Sıradan bir kızdım işte.''

Çağatay tek kaşını kaldırdı. ''Yeme bizi Elif. O kadar iyi dövüşüyorsun, silahları en az bizim kadar iyi biliyorsun.''

Ege lafa atladı. ''Kekimi ye, bizi yeme Elif!''

Kendi esprisine gülerken söylediği saçmalığa kendimi sırıtırken buldum. Mert, Ege'ye yastık attı. ''İğrençti!''

Gözlerimi devirdim. Mert'in yanında oturan Pınar gülerken ''Evet, hadi anlat.'' dedi.

O diyince istemsizce anlatma isteğim kaçtı ama bütün gözler benim üzerime dönünce anlatmaya başladım. ''Tamam, tamam. Sıradan bir kız olduğumu söyledim. Liseye başlayana kadar inektim hatta.''

GECE KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin