Gecikme için herkesten çok çok özür dilerim.
İyi Okumalar...
Batuhan'ın Bakış Açısı
''Kızı getirdik.''
Derin bir nefes aldım. Bakışlarımı siyah Mercedes'den çıkan küçük kıza kaydırdım. Saçları dağılmış, yüzünde ağlamasının yeni durduğunu belirten göz yaşları izi bulunuyordu. Elinde sıkı sıkı sarıldığı kahverenginin bir açık tonuna sahip olan oyuncak ayı vardı. Korkudan titrediği belliydi.
Yanımda bulunan Efe'ye bakmadım. Gözlerimi ürkmüş kızdan ayırmıyordum. ''Ona temiz bir oda verin. Bir süre bizimle kalacak.''
Cümlemi bitirdiğim gibi küçük kız karşımda durdu. Ürkek gözleri benim sert bakışlarımla çatıştı. Onu en son pezevenkle görmüştüm. Babasıyla evlerinin arka bahçesinde oynuyorlardı. Kahkahası, neşesi hemen fark edilen kız şuan dokunsam ağlacak kıvamdaydı.
Bu kız benim olan hayatı çalmıştı. Annemi elimden almış ve ona beni unutturmuştu. Elif istemeseydi -daha çok tehtit etmişti.- bu kızı kurtarmazdım. Hatta acı çekmesini izleyebilirdim.
Kız düşüncelerimi okumuş gibi gözleri doldu. Yaşlı gözlerini inatla benimkilerinden ayırmıyordu. Mavi gözleri yaşlarla çevrilmişti. Benim yerimde başka bir insan olsa eminim ki bu görüntü karşsında vicdanı sızlar ve kendinden utanırdı ama ben yapmazdım. Benim vicdanım yoktu. Duygularım yalnızca Elif'in yanında harekete geçiyordu.
Arkamı döndüm ve eve girdim. Odama doğru giderken resim atölyemin önünden geçtiğimi fark ettim.
Durdum ve kapısını araladım. Elif'in çizimlerinin her tarafta bulunduğu oda da biraz durdum. Onu özlemiştim. Dudaklarını, gözlerini, yüzünü, ağlayınca kızaran küçük burnunu, yazları belirginleşen çillerini, küçük kahverengi ile ela arasında gidip gelen gözlerini, sıcak ve ruhumu okşayan dokunuşlarını, sevgisini, kısaca her şeyini özlemiştim.
Aptal, sikik aşıklara dönüşmeye başladığımı bas bas bağrıyordu iç sesim. Bunu biliyordum, farkındaydım ama... Ama durdurmuyordum. Durdurmak istemiyordum. Elif bana ihtiyacım olan sevgiyi, aşkı, mutluluğu veriyordu.
İç çektim ve odadan ayrıldım. Kapısını kaparken koridorun başından bana doğru gelen Çağatay'ı gördüm.
Birkaç adımda karşıma geldi. ''Ece'yi yerleştirdik. Mehmet'i ne yapalım?''
Boş bakışlarımla Çağatay'a baktım. ''Öldürün.''
Çağatay yavaşça başını salladı ve geldiği gibi gitti.
Bir hıçkırık sesi duydum. Ardından bir iç çekiş... Kaşlarım anında çatıldı.
Ses bir zamanlar Elif'in odası olan odanın yanındaki odadan geliyordu. Kapısı aralıktı. Biliyordum, iç sesim avazının çıktığı kadar bağrıyordu. Oraya gitmemeliydim, umrumda olmamalıydı.
Ama çoktan ayaklarım harekete geçmiş ve ben engel olamadan odanın kapısını aralamıştı.
Küçük kız oyuncak ayısına sıkı sıkı sarılmış hışkırarak ağlıyordu. Yatağa uzanmış ve bacaklarını kendine çekmişti.
Beni görünce geriledi. Hıçkırması durdu.
''Ağlama.''
Sert çıkan sesimle kızın yaşlarla dolan gözlerinden birkaç gözyaşı firar etti. ''Siz de beni dövmeyeceksiniz, değil mi? ''Derin bir nefes aldı. ''Be... Beni ge... Getiren adam öyle söyledi. Be... Beni anneme göt... Götürecekmişsiniz. Be... Ben an.. Annemi istiyorum.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KADIN
Novela JuvenilKoruma iç güdüsü yüzünden bir yalan söylemek insanın hayatını ne kadar değiştirebilirdi ki? Hikayenin kapağını hazırlayan @lorderme 'ye çok teşekkür ederim. © Tüm hakları saklıdır.