En uzun yorum yapana bir sonraki bölümü ithaf edeceğim.
İyi Okumlar...
Eve bir saat önce gelmiştik. Batuhan odasında dinleniyordu. Ona bakmak beni heyecanlandırmıştı. Onun dadısı olacaktım. Küçük bir bebek gibi ...
Kendi kendime gülerken Ada da bana katıldı. ''Neden gülüyorsun?''
Kıkırdamam arttı. ''Hiç. Her neyse, Mert ile olanlar da neydi?''
Ada gözlerini kaçırdı. ''Şey, tuhaf. Neden böyle davrandığını bilmiyorum. Sanki şeymiş gibi...''
Dudaklarımı yaladım ve bacak bacak üzerine attım. Salondaki hava birden değişmişti. ''Seni seviyormuş gibi mi? Ah, şu erkekler!''
Ada da derin bir iç çekti. ''Çok kafamı karıştırıyor. Her neyse.''
Ada konuyu kapatmıştı ama iç dünyasında hala tartıştığı belliydi.
Ayağa kalktım. Salondan çıkarken ''Ben Batuhan'nın yanına gidiyorum.'' diye seslendim.
Merdivenlerden çıktım ve bir zamanlar Derin'nin resimleriyle dolu odanın yanından geçerken duraksadım. Kapısını açtım. İçerde Derin'e ait olan hiçbir resim bulunmuyordu. Yalnız tuval ve boyalar vardı. Bir de yeni yapılmaya başlanmış bir resim.
Oraya doğru ilerledim ve resmi daha dikkatli inceledim. Bu... Bu bendim! Allah'ım, Batuhan benim resmimi çiziyordu. Kalbimde bir sızı hissettim. Benim de ona bir şeyler yapmam lazımdı ama aklıma en ufak bir fikir gelmemişti. Bunu Efe'ye sorabilirdim. Kişilikleri Batuhan ile benziyordu.
Odadan sessizce çıktım. Çıkarkene kapıyı da kapatmayı unutmadım. Batuhan'nın odasına girmeden önce kapıyı çaldım. Hiçbir ses çıkmayınca yavaşça kapıyı araladım ve içeriye göz gezdirdim.
Batuhan yatağında yatmış ve uyuyordu. Dudaklarım yukarıya doğru kıvrıldı. İçeriye girdim ve kapıyı sessizce kapattım.
Yatağına doğru süzülürken onu izliyordum. Çok masumdu. Uyurken bile yüzü sert ve kaşları çatıktı ama bana göre masumdu işte.
Yatağın köşesine oturdum ve Batuhan'ı izlemeye başladım. Göğsü yavaş yavaş kalkıp iniyordu. Yüzünün sağ kısmı biraz şişmişti. Sol kaşı patlamış ve dudağı da aynı şekildeydi. Yine de kalbimi eritiyordu.
Gözlerim doldu. Onu bu kadar sevmek bazen acı veriyordu. Onu kendimden bile çok seviyordum. Bu imkansız gibi bir şey.
Batuhan'nın sesini duyunca ürperdim. ''Daha ne kadar beni izleyeceksin acaba?''
Gülümsedim. ''Her zamana ne dersin?''
Batuhan gözlerini açtı ve bana baktı. Doğrulup kolumdan tuttu ve çekti. Yatağa doğru düştüm ve ona doğru sürüklendim. Rahatsız mıydım? Hayır.
Başımı göğsüne koydum. Batuhan'nın nefes alış verişi dinledim. Kolları beni sarmalamıştı. ''Batuhan?''
Batuhan'nın mırıldanmasını duyunca gülümsedim. ''Hmm?''
Dudaklarımı yaladım ve başımı kaldırdım. Gözleri kapalıydı. Ona baktığımı anlayınca gözlerini açtı. ''Kalkmam lazım.''
Batuhan kaşlarını çattı ve beni daha sıkı sardı. Gözlerini bu arada kapamıştı. Gözlerimi devirdim. Onun için planlarım vardı. Kalkmalıydım.
İç çektim ve zorlukla kollarından ayrıldım. ''Sen uyumana devam et. Benim Efe ile düğün hakkında konuşacaklarım var.''
Yalan. Efe ile konuşacağım doğruydu ama düğün hakkında değildi. Odadan çıktım ve merdivenlerden inmeye başladım. Son basamaktayken Ege'yi gördüm. Gülümsedi. Dışarı çıkıyordu. ''Nereye gidiyorsun?''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KADIN
Teen FictionKoruma iç güdüsü yüzünden bir yalan söylemek insanın hayatını ne kadar değiştirebilirdi ki? Hikayenin kapağını hazırlayan @lorderme 'ye çok teşekkür ederim. © Tüm hakları saklıdır.