Media'daki şarkı ile okuyun...
İyi okumalar...
Şaşkınlıkla Mert'in arkasından bakıyordum. Girdiğim transtan sert kapı sesi bozdu. Yanımda duran Batuhan'a anlamadığımı belli eden gözlerle bakmaya başladığımda o bana bakmadan yatağına doğru gitti. Yatağına uzanıp sırtını duvara dayadı.
Kaşlarım çatılmış onun rahat hareketine anlam vermeye çalışıyordum. ''Neden yaptın bunu? Mert'in orada olduğunu biliyor muydun?''
Batuhan üzerindeki siyah gömleğin düğmelerini açmaya başlayınca korkuyla onu izledim. Allah'ım ne yapıyor bu? Beni duymamazlıktan gelmesi sinirimi bozuyordu.
Gömleğini çıkarıp yatağın yanına atınca yerdeki gömleğe iğrenerek baktım. Bu kadar dağınık mıydı bu adam?
Gözlerim yavaşça Batuhan'a kayınca çıplak üstü ile karşılaştım. Gözlerimi kaçırırken neden utandığımı düşünüyordum. Onun utanması gerekiyordu değil mi?
Yutkundum ve boğazımı gürültülü bir şekilde temizledim. ''Mert'in orada olduğunu biliyor muydun?''
Bu sefer sesim daha sert ve kendinden emin çıkmıştı. Bu hoşuma gitmişti.
Batuhan gözlerini bana çevirince kalbim tekledi. O nasıl bakıştır ya? ''Bilmiyordum. Bu o kadar da önemli değil. Kuralları unutuyorsun sanırım. Özel bir ilişki yaşayamazsın bu çetedeki birisiyle.''
Özel bir ilişki mi dedi bu? Alaycı bir şekilde kahkaha attım. Hatta bunu abarttım ve kahkaha atmaya devam ettim. Çünkü söylediği cümleler çok anlamsızdı. ''Özel bir ilişki mi? Nasıl bir özel ilişkiden bahsediyorsun? Öpüşmek gibi mi? Çünkü biz bunu seninle yapıyoruz Batuhan. Kurallara bu kadar meraklıysan uymayı da bileceksin.''
Batuhan'ın kaşları çatıldı. Yataktan kalkıp sert adımlarla yanıma geldi. Tam karşımda durdu. ''Mert'in sana karşı bir şeyler hissettiğini anlamayacağımı mı sandın? Salak yerine koyduğun adama dikkat et. Bizim ilişkimiz farklı. Ben sana karşı hiçbir şey hissetmiyorum Elif.''
Kurduğu cümleler kalbimi delip geçerken nefesim kesildi. Bunları nasıl bu kadar rahatlıkta söylerdi böyle? ''O zaman az önce neden beni öptün?''
Sesim fısıltıdan ibaret çıkmıştı. Ağlamak üzere olduğumu biliyordum ama burada ağlamayacaktım. Onun karşısında asla ağlayamazdım. Özellikle neden o olunca.
Batuhan omuz silkti. ''Sana hesap vermek zorunda değilim. Karşında kim olduğunu unutuyorsun.''
Kaşlarım çatıldı. Öfke bütün vücudumu sarınca ona tokat atmamak için kendimi kastım. ''Hayır, yanılıyorsun. Karşımda kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Bir pislik. İğrenç bir herife bakıyorum şuan.''
Gözlerim gözbebeklerinden ayırmadan söylediğim cümleler suratındaki kasların kasılmasını sağladı. Bileğimden sertçe tuttu. Acı ile inlememe mani olamadım. ''Sen... Sen nasıl benimle bu şekilde konuşursun? Küçük bir fareden başka bir şey değilsin.''
İstemsizce güldüm. ''Ama bu küçük fareyi az önce öptün Bay Özer.'''
Bunu ona karşı kullancaktım. Madem hiçbir şey hissetmemiş kullanmamda da bir sorun göremiyordum.
Bileğimdeki elini daha sert bir şekilde sıktığında acı ile küçük bir çığlık attım. Beni yatağa doğru fırlatınca dengemi sağlayamadım ve yatağın üzerine düştüm. Şaşkınlık ve korkuyla doğruldum ve yatağın üzerinde sürünerek duvarın yanına sindim.
Batuhan yatağın üzerinden bana doğru eğildi. Yüz ifadesi korkulacak kadar sertti. Ve ben açıkçası altıma yapacak kadar korkuyordum. ''Eskiden işim neydi biliyor musun?''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KADIN
Teen FictionKoruma iç güdüsü yüzünden bir yalan söylemek insanın hayatını ne kadar değiştirebilirdi ki? Hikayenin kapağını hazırlayan @lorderme 'ye çok teşekkür ederim. © Tüm hakları saklıdır.