44. Bölüm

753 29 2
                                    

İyi Okumalar...

Çok fazla ısrarım yüzünden Batuhan kabul etmişti ve gidiyorduk! Onunda gitmek istediğini adım gibi iyi biliyordum. Nazlanıyordu işte.

Onun bu haline gülerken o kaşlarını çatmış ve homurdanıyordu. ''Gülme, Elif!''

Ellerimi havaya kaldırdım. ''Sakin ol şampiyon.''

Ama hala gülüyordum. İçimde tarifsiz bir mutluluk vardı. Batuhan arabayı durdurunca çevreme bakındım. Lüks sayılacak bir ev vardı. Ahşaptan yapılmıştı. Çevresi tahta çitlerle çevriliydi. Çitler siyah rengine boyanmıştı. 

Arabadan çıktığım gibi çitin kapısını açmak için hareketlendim. ''Kim var orada?''

Pürüzlü ve sert çıkan bir ses gelince hızla geriye bir adım attım. Çitlerin arkasında ağzında sigarası olan bir amca bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu. Elindeki tüfeğe bakarken yutkundum.

Arkamdaki Batuhan'nın varlığını hissedince derin bir nefes aldım. ''Biziz Furat Dayı.''

Adının Furat olduğunu öğrendiğim adam arkamda duran Batuhan'ı görünce silahını indirdi. Yüzünde bir gülümseme oluştu. Sarı dişleri ortaya çıktı. Büyük ihtimalle çok sigara içmekten sararmıştı dişleri. 

Ağzındaki sigarayı yere attı ve ayağıyla ezdi. ''Batuhan oğlum! Hoş geldin. Yaramaz çiftlerden sandım sizi. Her hafta sonu buraya geliyorlar. Tövbe tövbe...''

Faruk Dayı'nın anlatmak istediği şeyle suratımı buruşturdum. Batuhan ona sarılınca adamın onun için önemli bir yeri olduğunu anladım.

Batuhan geri çekilince Faruk Dayı, Batuhan'ın omzuna vurdu. Yüzünde şakalaştığını ifade eden bir gülümseme vardı. ''Bu hanım kızla tanıştırmayacak mısın bizi? Buraya hiç kız getirmemiştin. Önemli biri olmalı.''

Faruk Dayı'ya karşı hemen içimde bir sevgi oluştu. Derin'i buraya getirmemişti Batuhan. İçimden kahkaha atmak geliyordu ama zorlukla bu isteyi bastırdım. 

Batuhan bana döndü. ''Bu Elif. Benim sevgilim.''

Faruk Dayı kaşlarını çatınca bakışlarım Batuhan'ı buldu. ''Ben anlamam sevgili işlerinde. Seviyor musun şimdi sen bu kızı? Bana bunu söyle.''

Batuhan derin bir nefes aldı. ''Seviyorum dayı.''

Nefesim kesildi. Ağzım şaşkınlıkla aralandı. Batuhan'dan hiç beni sevdiğine dahil bir şey duyammıştım. Duymamada gerek yoktu ama duyunca da bir tuhaf olmuştum. 

Faruk Dayı kahkaha attı. ''İşte benim oğlum.'' Bana döndüğünde zorulukla gözlerimi Batuhan'dan çektim. ''Benim ismimde Faruk. Faruk Dayı diyebilirsin. Bu keratayı çocukluğundan beridir tanırım. Buyrun içeriye geçin. Hava soğuk.''

Biz içeriye geçerken nefesimi tuttum. Eve girdiğimizde içerisinin sıcak olduğunu hissettim. Faruk Dayı montunu alırken Batuhan onu izledi. ''Nereye dayı?''

Faruk Dayı montunu giyerken ''Benim Kızılay'da işlerim var evlat. Beni beklemeyin siz.'' dedi.

Ardından hemen evden çıkınca Batuhan ile baş başa kaldık. Ne yapacağımı bilemez halde çevreme bakındım. 

Batuhan'nın sesiyle ona döndüm. ''Hadi, salona geçelim.''

Batuhan'ı izlerken aramızdaki gerginliği hiç sevmemiştim. Batuhan koltuklardan birine oturunca onu izledim. Bana baktı. Kalbim neden bu kada hızlı atıyordu ki? Midem sıkışıyordu. ''Otur.''

Tam karşısındaki koltuğa oturacakken ''Yanıma.'' dedi.

Şaşkınca ona baktım bir süre. İç çekerek yanına doğru yürüdüm. Yanına oturunca kollarıı bana doladı. Bedenim kasılmıştı. Güldü. ''Çok tedirginsin. Biraz gevşe.''

GECE KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin