Yine sensiz, soğuk bir akşam. Adımlarına döktüğüm gözyaşılar yağmur oldu bugün İstanbul'a. Sana değmeyecek ne varsa döktüm bu toprağa. Kin tuttu gidişlerine, içindeki nefreti akıttı denizine... Gidişinin rüzgarı çarptı beni en derinden, belki de depremler uçurdu tüm çatılarımı. Sana olan ne varsa attım bugün içimden. Kapı dışarı ettim sana olan tüm sevdamı. Aylardır silemediğim ne varsa, tek bir cümlede karaladım adını. Gelmemişliğine yazdım bugün, gitmişliğini karaladım.
Bildiğim yerden çıktı bu sefer. Gelmeyeceğini biliyorum. Ve senin ne denli sevmiş olduğunu gözlerinden okuyorum(!). Ne adım kalmış gözlerinde, ne de bir masum tebessüm o güzel yüreğinde...
Silinmiş bir elvedaya mahkumuz hepimiz. Her bir elveda, yeni bir bekleyişin habercisi. Kırık bir kalp, nasıl toparlıyor kendini sırf o gelecek diye? Nasıl kendini feda ediyor, sırf o yanmasın diye? Acısını nasıl gizliyor, sırf o görmesin diye? Aşk bu kadar mı aptal işi diyesim geliyor bazen, sonra sen geliyorsun aklıma, tüm kırıklıklarımı topluyorum. Ama kendimi feda etmiyorum. Nasıl olsa yağdı bugün İstanbul'a tüm barındırdıklarım. Üşümüyorum eskisi kadar yağmurlarım ısıttı beni sensizliğe...
Hava nasıl oralarda? Çok mu kırık, çok mu soğuk? Burası nasıl mı? Burası eksi sensiz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senliğinde erimiş bir şarkı benliği
Roman d'amourSeninle kavrulmuş tüm şarkılar, yokluğunda biz'liğine kavuştular.