Yok

77 2 2
                                    

Yazımı onaylamasından anladım ölmek için iç savaş yaşadığını. Gözlerinden belliydi uyumaya direndiği.. Çok cesur gösteriyordu kendini fakat en büyük korkaktı o. Yaşamaktan çok korkuyordu. İçine çektiği her nefes boğazını tırmalıyordu. Her nefes verişinde ölüme yaklaştığı için şükrediyordu belki de kendine.
Bilmiyordu ki o benim kurtuluşumdu, sığınağımdı haberi yoktu. Hayatımı kurtardığını bilse, acaba hala kendini değersiz hisseder miydi?
Karşılıklı oturup konuşamadık hiç, iki derdi bir dermanda birleştiremedik. O susardı ben anlardım, ben konuşurdum devrimlik cümlesini söylerdi: "Yapacak bir şey yok Tartuç".
İnsanlar umutlanırdı, hayaller kurarlardı. Hayaller gerçekleşmese de kimse vazgeçmedi hayal kurmaktan, o hariç. Onun bünyesi hayalleri kaldırmıyordu. Sabah aç karnına sarılı hüzünlerini yakardı, tüttürürdü sonsuzluğa dumanını. Geceye en güzel o yakışırdı. "Vedalar en çok gidene koyar.", derdi ve hep sessiz giderdi limanlardan.
Ben liman olmayı ondan öğrendim, uyumamanın hayata karşı direnmek olduğunu da ondan öğrendim. Eğer sessizsen tüm ruhlara, o zaman sıkıntı büyükmüş. Çok sessiz kaldı, yıllar aktı, şimdi hangi derdin limanında bekliyor bilemiyorum.
Yine beni farkında olmadan kurtardı, keşke hüzünleri adına yaktığı tüm sigaralar, gerçekte de hüzünlerini yaksaydı; yok etseydi. Normal bir saatte direnmeden teslim etseydi kendini uykuya.
Yapacak bir şey yok,malesef. Neredesin bilmiyorum ama yine kurtarılmaya ihtiyacım var. Beni kurtarmak yine senin vazifen. Sessizliğini boz artık, yaşanacak güzel günler var diye kandırmıyorum bak seni. Ayağa kalkacak daha çok günlerimiz olacak, hadi artık vakit geldi.

Senliğinde erimiş bir şarkı benliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin