7.BÖLÜM

474 112 644
                                    





Mevsim,mutfağa geldiğinde tezgâha dayanarak sakinleşmeyi bekledi.Ancak hiç istememesine rağmen,gözyaşları yanaklarından aşağı süzülmeye başlamıştı.

"Ne yapıyorsun kızım?İş zamanı ağlamak da nedir?Hadi bir an önce toparlan,yoksa onca insana çok ayıp olacak.Hem adam da şaşkındır şimdi.Kim bilir hakkında ne düşünecek?"

diye mırıldandı kendi kendine öfkeyle.Babasını kaybedeli 2 yıl olmuş,ama buna bir türlü alışamamıştı.Hâlâ onu,onunla zaman zaman ettikleri akşam sohbetlerini çok özlüyordu.

İçerideki şu sarışın adam,"peri kızı" sözünün onun için anlamını nereden bilecekti?Onu hiç tanımıyordu ki!Böyle düşünerek tezgâhın üzerinde duran bir kaç tabağı sıyırarak bulaşık makinesine dizmeye başladı.Ağlamaya devam ettiğinin farkında değildi.

Rengim,kızın öyle bir anda kaçarcasına Cafe'nin arka tarafında gözden kaybolmasının şokunu henüz üzerinden atamamıştı.Amacı güzel bir şeyler söyleyerek onu mutlu etmekti sadece.Ama görünüşe göre sözleri ters etki yapmış,kızı üzmüştü.Kısacık bir an

"Acaba yanına gitsem,beni yanlış mı anlar?"

düşüncesi geçti aklından Ancak gözlerinin önünde kızın ağlamaklı yüzü yeniden belirdiğinde

"Ne düşünürse düşünsün,benim içim onu görmeden rahat etmeyecek."

diye mırıldanıp yerinden kalkarak mutfağa doğru ilerledi.

Kısacık bir yürüyüşün ardından mutfağın kapısına gelmişti.İçeri girmeden önce etrafı incelemekten kendini alamadı.

Cafe ne kadar renkli döşenmişse,mutfak da bir o kadar sadeydi.Yerler siyah-beyaz desenli yer karolarıyla kaplanmış,duvarlar ve tavan beyaza boyanmış,mutfak dolaplarında da yine beyaz ahşap tercih edilmişti.

Mutfak tezgâhı ve giriş kapısının sol tarafında kalan duvara siyah demir profiller yardımıyla tutturulan 2.tezgâh açık kahverengi ahşaptandı.2.tezgâhın önünde 1 sarı,2 de kırmızı yüksek ve ahşap bar taburesi duruyordu.

Mutfak dolaplarının bulunduğu duvarın sonunda gece mavisi bir buzdolabı vardı.Tezgâhın alt tarafındaki ankastre fırın siyah,bulaşık makinesiyse dolaplar gibi beyazdı.

Tezgâhın bir tarafında büyük,kırmızı bir mikser,diğer tarafında yine büyük ahşap bir muhafazaya dizili bir bıçak seti,kahve ve çay makineleri göze çarpıyor,tavandan yeşilliklerle dolu 2 saksı sarkıyordu.Rengim, bu yeşilliklerin ne olduğunu çözemese de mutfak da kullanıldıklarını tahmin etti.

Genç adam buraya tek kelimeyle bayılmıştı.

"Bu kız gerçekten çok zevkli ve eğlenceli biri."

diye düşünerek bulaşık makinesine tezgâhta kalan son tabağı yerleştiren kızın yanına doğru adımladı.

Mevsim bir anda arkasında adım sesleri duyunca korkmuş,küçük bir çığlık atmıştı o korkuyla.Rengim hemen

"Sakin ol,benim.Korkuttuğum için özür dilerim.Merak ettim seni."

diyerek kızın yanına geldi.Mevsim'in cevabı gecikmemişti.

"Nezaketiniz için çok teşekkür ederim.Ama hiç gerek yoktu."

Ses tonu önceye göre kulağa daha sakin geliyor ve gülümsüyordu.Rengim buna rağmen,

"Hayır,yanılıyorsun.Ağladığını görebiliyorum ve bu kez gözlerindeki yaşların sebebi benim.Oysa seni güzel sözler söyleyerek mutlu etmek istemiştim."

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin