60.BÖLÜM

212 55 340
                                    





Saat,akşam 4.30 civarıydı.Rengim;bugünlük konser hazırlıklarını tamamlamış,öğle yemeğini yemiş ve hatta biraz da odasında dinlenmişti.Şimdiyse cafeye gitmek üzere hazırlık yapıyordu.

Kendine aynada şöyle bir baktı.Açık renk kot pantolon,lacivert kısa kollu bisiklet yaka tshirt ve beyaz spor ayakkabılardan oluşan kombini gayet hoştu.Saçlarını elleriyle hafifçe düzeltti,parfümünü sıktı,ardından üzerine krem rengi ince bir hırka aldı.

Bugün üzerinde çalıştığı parçanın notalarını,cüzdanını ve telefonunu sırt çantasına yerleştirip çantayı omzuna astığında çıkmaya hazırdı.

Bakışlarını odada son bir kez gezdirdi,ardından kapıyı çekerek asansörlere doğru ilerledi.1-2 dakika içinde otelden çıkmış,cafeye yürüyordu.

Ancak bu kez gazeteciler konusunda pek şanslı değildi.İki kez durup kendisine sorulan kısa soruları cevaplamak zorunda kaldı.Neyse ki yalnızdı.

"Umarım fark ettirmeden beni takip etmezler.Cafe'yi bu kadar erken öğrenirlerse Mevsim çok zor durumda kalacak."

diye düşünürken mekân görünmüştü.Üstelik,Kumru kapıda onu bekliyordu.Neşeyle

"Merhaba Kumru!"

diyerek genç kadının yanına ilerledi.


Kumru;30 yaşında,minyon yapılı,dalgalı siyah saçlara,elâ gözlere sahip,neşeli,kıpır kıpır biriydi.

Rengim'le tanışıklıkları okul yıllarına dayanıyordu.Zira Kumru'nun o dönemdeki sevgilisi,genç adamın ev arkadaşıydı.Ancak bu aşk,çoktan tarih olmuştu.Genç kadının şu an gayet mutlu ilerleyen yeni bir birlikteliği vardı.Kulaklarına dolan

"Merhaba Kumru!"

cümlesiyle bakışlarını yerden kaldırıp sesin geldiği yöne çevirdi,Rengim'i gördüğü anda da tıpkı onun gibi neşeli bir ses tonuyla konuştu.

"Aaaa!Merhaba Rengim.Kapıda karşılaşmamız ne hoş oldu."

Bir yandan da genç adamın koluna girmişti.Rengim onun bu heyecanlı,neşeli hallerine alışıktı.

"Haklısın canım.Hadi gel,konuşmamıza içeride devam ederiz."

diyerek kapıyı açtı.Az sonra gülüşerek mekânda kendileri için güzel bir yer arıyorlardı.


Yaprak çoktan okula gitmiş,Mevsim 10-15 dakika kadar önce Afitap hanımla birlikte mutfakta bir şeyler atıştırmıştı.Şimdiyse bir müşterinin bir fincan çay ve bir dilim kekten oluşan siparişini hazırlıyordu.Sabah saatlerini hatırlayınca gülümsedi.

Afitap hanım,kısa bir konuşmanın ardından hemen işe başlayabileceğini söyleyince ellerini yıkayıp mutfak önlüğünü takmış,işe girişivermişti.Sonuçta ortaya çıkansa ağızlara layık,son derece lezzetli portakal jöleli bir kekti.

Siparişi güzel,uçuk pembe bir tabağa;tabağı da 1 fincan çayla birlikte küçük,beyaz bir ahşap tepsiye yerleştirdiğinde,işi bitmişti.Fincanla altındaki küçük tabakta tıpkı pasta tabağı gibi uçuk pembeydi.Mutfaktan çıkıp cafe kısmına ilerledi.

Afitap hanım,gülümseyerek bir başka masanın siparişini not etmekle meşguldü.O anda gözüne önce Rengim,daha sonra da tam karşısında oturan genç kadın ilişti.Yemek,siparişler derken saatin akşam 5'i geçtiğini fark etmemişti anlaşılan.

Elinde tepsiyle müşterinin masasına doğru yürümeye devam etti.Buna rağmen,ara ara göz ucuyla da olsa Rengim'in masasına bakmadan duramıyordu.Kadın,Rengim yaşlarında ya da biraz daha genç olabilirdi.Siyah,kıvırcık saçları vardı ve genç adamın önündeki kağıtlara bakarak hararetli hararetli bir şeyler anlatıyor,Rengim anlatılanları büyük bir dikkatle dinliyordu.Üstelik yüzündeki keyifli ifadeye bakılırsa duyduklarından memnundu.

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin