4.BÖLÜM

537 125 586
                                    





Son müşterileri cafeden ayrılıp içeride yalnız kaldığında,saat akşam 10'u çoktan geçmişti.Mevsim,yüzünde yorgun ama mutlu bir gülümsemeyle etrafı toparlamak üzere mutfağa ilerledi.1 saat sonra eve gidip dinlenebileceğini düşünüyordu.Çalışırken düzenli biri olduğu için,mutfak pek dağınık sayılmazdı çünkü.

Tezgahın üzerindeki bir kaç fincan,bardak ve tabağı bulaşık makinesine yerleştirdi,çay ve kahve makinelerinin günlük temizliklerini yaptı,kalan 6-7 tane zencefilli kurabiyeyi kapaklı bir kaba,ortada kalmış toz zencefil kutusunu yerine koydu.Son olarak yaklaşık 2 saat önce buzluğa koyduğu filtre kahveli buz torbalarını kontrol ettiğinde,artık çıkabilirdi.

Saat epey geç olduğu için dışarıda havanın serinlediğini tahmin ediyordu.Bu nedenle montunu askılıktan alarak üzerine giydi.Sonra da mutfaktan çıkıp etrafına son bir kez göz gezdirerek kapıya ilerledi.1-2 dakika içinde alarmı çalıştırmış,kapıyı kilitleyip eve doğru yürümeye başlamıştı.

Telefonundan saati kontrol ederek neredeyse 11.30'a geldiğini görünce biraz üzüldü.Annesiyle yatmadan önce biraz sohbet etme şansını yine kaçırmıştı.Artık sabah kahvaltıda görüşürlerdi.

"Eh n'apalım?Her mesleğin kendine göre zorlukları var.Bizim ki de,akşamları geç saate kadar çalışıp sabahları erken kalkmak.Haliyle insan yoruluyor tabi.Öte yandan,insanların senin yaptığın bir şeyi yerken dostlarıyla sohbet ettiklerini izlemek çok zevkli.Seni takdir etmeleri de öyle."

diye geçirdi aklından ve bugün Cafe çok yoğun olunca Başak'la konuşamadıklarını hatırladı.Kendi kendine

"Neyse,yarın sabah Cafe'ye gelirken yoldan ararım artık."

diye mırıldanarak yürürken telefonu çalmıştı.Arayan Başak'tı.


......... Üniversitesinin  İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünü bitiren Başak,Mevsim'in ilkokul yıllarından beri en yakın arkadaşıydı.Lise bitene kadar aynı okullarda eğitimlerine devam etmişler,sıra üniversite eğitimine geldiğindeyse,okul anlamında yollarını ayırmak zorunda kalmışlardı.Çünkü tercihleri farklıydı.Buna rağmen,hala çok sıkı iki dosttular.

Edebiyat öğretmeni olan annesi Feriha Hanım ve matematik öğretmeni olan babası Sadık Bey,o üniversiteyi kazandığı yıl,İzmir'e taşınmışlardı.

Genç kadının yıllardır üniversitede tanıştığı Arda'yla mutlu bir birlikteliği vardı.2 yıl önce nişanlanmış,aynı ofiste birlikte çalışmaya başlamışlardı.Hatta son bir yıldır aynı evi paylaşıyorlardı.Genç adam mimardı.

Sarışın,yeşil gözlü,1.75 boylarında,oldukça güzel ve neşeli genç bir kadındı Başak.Bugün o da tıpkı Mevsim gibi yoğun,yorucu bir gün geçirmiş,arkadaşıyla konuşma fırsatı bulamamıştı.Oysa günde en az bir kere konuşmadan duramazlardı.

Arkadaşını aramak üzere telefonunu eline alarak numarasına dokunduğu sırada,Arda'yla akşam yemeği yedikleri restorandan yeni dönmüşlerdi.

"Sevgilim,sen üzerini değiş,ben de konuşmam bitince gelirim."

diyerek gülümsedi.Arda

"Selam söyle Mevsim'e."

demiş ve banyoya doğru ilerlemişti.Telefon çalmaya devam ediyordu.

"Ya cafe yoğun,ya da uyuya kaldı."

diye düşünürken

"Efendim güzelim."

diyen arkadaşının sesini duyunca,onun göremeyeceğini bilse de yüzündeki gülümseme büyüyerek

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin