26.BÖLÜM

330 75 437
                                    





Mevsim,temiz mutfak eşyalarını dolaplara,kalan az miktardaki yiyecekleri kapaklı cam kaplar içinde buzdolabına yerleştirmeyi bitirmiş,hatta bulaşık makinesini yeniden doldurmuştu.

Genç adam da az önce kahve ve çay makinelerinin temizliğini tamamladığına göre,sıra sohbetteydi.

"Cafe'nin adı nereden geliyor Mevsim?"

Genç kadın biraz düşündükten sonra şöyle cevaplamıştı soruyu.

"Açılışa 2 gün kalmıştı ve bir türlü isim bulamıyorduk.Sinirlerim çok bozulmuştu.Ben de,genelde kendimi iyi hissetmediğim zamanlarda yaptığım gibi  evde mutfağa girip zencefilli kurabiye hazırladım.Bir süre sonra fırında pişen kurabiyelerin kokusu eve yayıldı,annem de mutfağa gelerek

"Neden cafenin adı "zencefil "olmasın?Hem siz ikiniz zencefilli kurabiyeyi çok seversiniz."

deyince,önce Başak'la birbirimize baktık,sonra da neşeyle

"Olur,hem de çok güzel olur!"

diye bağırdık.Öyle işte!Yani,çok ilginç bir hikaye sayılmaz."

"Sen de benim gibi çalışarak rahatlayanlardansın o zaman.Ayrıca Başak,şu geçen tanıştığım arkadaşın,değil mi? İsme gelirsek,annen güzel bir tercih yapmış."

"Beğenmene sevindim."

diyerek gülümsedi sonra da devam etti genç kadın.

"Diğer 2 konuda da haklısın.Çalışmak bana kendimi iyi hissettiriyor ve Başak ilkokul yıllarından beri en yakın arkadaşım."

"Bunca yıldır ayrılmamış olmanız çok kıymetli."

"Doğru,üniversiteye kadar aynı okullarda okuduk.Sonra meslek seçimlerimiz farklı olunca ayrılmak zorunda kaldık ama dostluğumuz hâlâ çok sağlam."

Rengim,yoğun işleri yüzünden hiç bir zaman böylesi uzun soluklu bir dostluğa sahip olamadığı için,genç kadının anlattıklarına hayran kalmıştı.

"İkiniz de çok şanslısınız.Benim hiç bu kadar uzun soluklu bir arkadaşlığım olamadı maalesef."

diye karşılık verdi üzgün bir ses tonuyla.Kulağına dolan sözler,Mevsim'e röportajı hatırlatmıştı.

"Çok afedersin,üzdüm seni.Radyoda bahsetmiştin aslında."

diye konuştu mahçup mahçup.Ardından biraz soluklanıp ekledi.

"Neyse,bu konuyu kapatalım istersen.Çocukken en çok hangi şekeri severdin?"

Rengim,genç kadının konuyu değiştirme amacını anlamış,hemen

"Elma şekeri,ya sen?"

diye karşılık vermişti neşeyle gülümseyerek.

"Pamuk şeker."

derken dayanamayıp kıkırdadı Mevsim.Az sonra genç adam da gülümsemesi yerini kahkahaya bırakarak ona katılmış,mutfaktaki duygusal ortam dağılmıştı böylelikle.


Başak'la Arda,cafeye neredeyse gelmek üzerelerdi.Arabayı uygun bir yere bırakıp el ele mekâna doğru ilerlediler.Sadece 1-2 dakika süren,kısa bir yürüyüş sonrası cafe görünmüştü.Başak neşeyle,

"Tam tahmin ettiğim gibi,içerisi boşalmış."

deyip gülümseyerek kapıyı açtı ve içeri girdi.Arda sessizce onu takip ediyordu.

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin