22.BÖLÜM

363 78 456
                                    





Mevsim,sabah saat 6'da çalan alarmla uyandı.Kendini tuhaf bir şekilde,huzurlu hissediyordu.Yatakta güzelce gerinip bir süre odasına göz gezdirdi.

Onun gizli sığınağı,mabedi olan odanın tavanı beyaz,duvarları vizon rengiydi.Duvarlardan birini 2 kanatlı,ortası aynalı,açık renk ahşap ve beyaz karışımı bir gardrop kaplıyordu.

Yine açık renk ahşaptan,vizon rengi kumaş başlıklı yatağın bulunduğu duvara karışık desenli bir modern sanat tablosu asılmıştı.Yatağın bir tarafında yere kadar uzanan bir pencere,ayrıca yatağın 2 ucunda tıpkı gardrop gibi açık renk ahşap ve beyazın birlikte kullanıldığı 2 komidin vardı.Aydınlatma tavandan sarkan 4-5 küçük cam toptan meydana gelen avize ve gardrobun sol kanadının hemen yanına,duvara sabitlenen aplik yardımıyla sağlanıyordu.Kalın perdelerde açık kahve kadife kumaş kullanılmıştı.Tüllerse,beyazdı.

Yerler,açık renk parkeyle döşenmiş,yatağın tam karşısına gelen küçük bir kesime kare,vizon rengi bir halı serilmişti.

Burayı çok severdi genç kadın.Ama bu kadar sabah keyfi bugün için yeterliydi.Hemen kalkıp banyoya adımladı.Bir an önce kahvaltı etmeli ve hazırlanmalıydı.Yapılacak işleri vardı.

Aklında bu düşünceler dolanırken banyoya gelmişti.İçeri girdi ve kendini suyun rahatlatıcı etkisine bıraktı.

Yarım saat sonra duşunu almış,dişlerini fırçalamış,saçlarını kurutup at kuyruğu yapmış ve giyinmek üzere odasına dönmüştü.Önce pencereden havanın durumuna baktı,bulutluydu.

"Biraz da rüzgar var gibi sanki."

diye düşünerek dolabının karşısına geçti.Çok geçmeden siyah normal kesim bir kot pantolon,siyah ince bisiklet yaka kazak, yine siyah pantolon çoraplarını alarak giyinmişti.

Parfümünü sıktı sonra da kendine aynada şöyle bir baktı.Üzerinde hiç renk yoktu.Hemen çekmeceden kırmızı-siyah desenli küçük bir fular çıkarıp boynuna doladı.Şimdi olmuştu.Artık çıkmak için hazırdı.Kırmızı sırt çantasına telefon ve cüzdanını koyup çantayı omzuna astıktan sonra mutfağa doğru ilerledi.


Esma hanım gece pek iyi uyuyamayınca,erkenden kahvaltısını etmiş,çayını yudumluyordu.Aklı,yeni tasarlayacağı ametist yüzükle meşguldü.

Dün Eminönü'ne giderek,yeni tasarımlarında kullanmak için oniks,ametist,akumarin,akik,turmalin,kaplangözü ve kehribar gibi çeşit çeşit yarı değerli taş satın almıştı.

Fakat takı yapmanın belki de en kolay kısmı taşı temin etmekti.Çarşıdan eve geldiğinden beri,aklındaki bir kaç yüzük tasarımını kâğıda çizmiş,ancak çizdiklerinden hiç biri tam olarak içine sinmemişti.

Uykusuz kalmasının nedeni de buydu zaten.

"Neyse,kahvaltıdan sonra umarım daha verimli olabilirim."

diye düşünürken Mevsim'in

"Günaydın annecim,erkencisin!"

diyerek yanına gelip yanağından öpmesiyle ana döndü ve gülümseyip konuştu.

"Günaydın canım!Dün akşam da görüşemedik.Galiba işlerin yoğundu yine."

Annesinin sözleri genç kadını düşündürmüştü.Eğer Rengim'le sohbet edip sahilde yürüyüş yapmasaydı,eve çok daha çabuk gelebilirdi aslında.Öte yandan,genç adamla konuşmak,konuşurken deniz havası almak ona çok iyi gelmişti.Ancak şu an ondan annesine söz etmeye niyeti yoktu.Bunun için henüz çok erkendi.Bu nedenle,

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin