36.BÖLÜM

247 69 416
                                    





Rengim annesiyle kahvesini içip biraz da günlük,basit bir sohbet ettiğinde 10 dakika dolmuştu.

"Anne,kusuruma bakmazsan bir telefon görüşmesi yapmam lazım.Döndüğümde seninle gelip gelmeyeceğime karar vermiş olurum."

diyerek boş kahve fincanını sehpaya bıraktı ve odasına ilerledi.Annesinin

"Peki oğlum,nasıl istersen."

diyen sesi duyuluyordu arkasından.

Odasına gelince yatağına oturarak telefonu eline alıp Mevsim'in numarasına dokundu.1-2 çalışın ardından telefon açılmış,

"Günaydın Rengim!Nasılsın?"

diyen genç kadının neşeli sesi kulağına dolmuştu.Neşeli olduğunu umduğu bir ses tonuyla şöyle karşılık verdi.

"Teşekkür ederim Mevsim,sana da günaydın!İyiyim ve umarım işine engel olmadım."

Genç kadın adamın annesiyle,başka bir deyişle ailesiyle olacağını bildiğinden,kulağına dolan durgun ses tonuna epey şaşırmıştı.Rengim,annesine götürülmek üzere un kurabiyesi siparişi verdiğine göre ona düşkündü.Saate şöyle bir göz attı.Muhtemelen anne-oğul kahvaltıdan yeni kalkmış olmalılardı.Bu durumda genç adamın sesinin daha neşeli olması gerekmez miydi?

"Ne olmuş olabilir ki?Benimle konuşmak istemesi de tuhaf zaten."

diye aklında geçirip şöyle dedi.

"İyi olmana sevindim ve işime engel olmadın.Sabah buraya geldiğimde,etraf pırıl pırıldı.Ayrıca Yaprak,zencefilli kurabiyeleri de hazırlayıp bana sürpriz yapmıştı.Ben de hemen tuzlu kurabiyeleri hazırladım.Tam ödül kahvemizi içiyorduk ki,mesajın geldi."

Genç adam,Mevsim'in böyle keyifle geçirdiği sabahı ona anlatmasına çok sevinmişti.

"Öyle mi?Ne güzel!Yaprak çok genç ama yetenekli anlaşılan.İkinize de afiyet olsun.Biz de az önce annemle karşılıklı sabah kahvemizi içtik sizin gibi."

dediğinde ses tonu biraz daha keyifliydi.

"Size de afiyet olsun öyleyse."

demiş ve daha ciddi bir tonda devam etmişti Mevsim.

"Neyse,sen benimle ne konuşmak istiyordun?"

Genç adam söze nasıl başlaması gerektiğinden emin değildi.Bu nedenle suskun kaldı.Sessizliği genç kadını endişelendirmiş,yeniden söz almasına neden olmuştu.

"Evet Rengim,seni dinliyorum."

"Aslında söze nasıl başlamam gerektiğini bilemiyorum.Sanırım şöyle desek daha doğru,beni çok uzun bir süredir tanımayan birinin tarafsız bakış açısına ihtiyacım var."

"Anlıyorum,hangi konuda?"

"Bugün,babamın 4.ölüm yıldönümü.Annem,1 saat kadar sonra yanına gidecek.Ben de onunla gitmeli miyim,bilemedim.Ne dersin?"

Duydukları şaşkınlığını daha da arttırmıştı genç kadının.Demek aynı acıyı yaşamak zorunda kalmışlardı.Rengim'i çok iyi anlıyordu.Babasının yıldönümlerinde mezarlığa gitmek,onun için de hiç kolay değildi.Ancak oraya gidip babasına biraz içini döktükten sonra kendini daha iyi hissettiği de bir gerçekti.

Ayrıca eğer annesini böyle zor bir günde yalnız bırakmazsa kadının çok mutlu olacağını,bu zor günü daha kolay atlatacağını da tahmin ediyordu.Düşüncelere dalınca cevap vermekte geç kalmış,Rengim meraklanmıştı bu kez.

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin