33.BÖLÜM

283 72 490
                                    





Rengim,annesinin sözlerinin ardından hemen odasına geçip elini,yüzünü yıkadı,üzerini değiştirdi ve dinlenmek için salona geldi.

Adile hanım mutfakta yemeği hazırlıyor,Yeşim hanım tıpkı genç adam gibi odasında ev için üzerine rahat bir şeyler giyiyordu.

Annesinin yanına gelmesini beklerken,salona şöyle bir göz gezdirdi genç adam.Odanın tavanı beyaza boyanmış,yerler beyaz ahşap parkeyle döşenmişti.Duvarlar,beyaz,kendinden desenli duvar kâğıdıyla kaplıydı.

Duvarın birine siyah,oldukça büyük bir led TV asılmış,televizyonun altında kalan bölüme yine siyah ahşaptan dikdörtgen uzunca bir dolap konmuştu.Üzerinde bir müzik seti göze çarpıyordu.

Televizyonun üst tarafında duvara tutturulan enine 2 ahşap raf ve boyuna 3 ahşap çıta yardımıyla oluşturulmuş,içi çeşit çeşit CD'ler ve bir kaç resim çerçevesiyle dolu küçük bir kitaplık vardı.

Ortaya siyah,küçük kare bir halı,üstüne yine kare cam bir sehpa,televizyonun tam karşısına 3'lü beyaz kumaşla kaplı bir koltuk,önüne mavi kumaştan bir puf,3'lü koltuğun yanına beyaz kumaştan ikili bir koltuk yerleştirilmişti.

İkili koltuğun tam karşısına denk gelen bölümde 6 kişilik bir yemek masası vardı.Masa siyah ahşaptan,sandalyeler arkalıklı ama kolçaksız ve tıpkı puf gibi mavi kumaşla kaplıydı.Diğer bir duvarda yine siyah ahşaptan içinde farklı objeler göze çarpan,3 raflı ayrı bir dikdörtgen dolap bulunuyordu.

Perde olarak yalnızca beyaz tül kullanılmış,aydınlatmada tavana gömülü led lambalar ve yemek masasının üzerinde yer alan 3 toplu avizeden yararlanılmıştı.

Rengim,burayı çok severdi.Ancak odadaki favori eşyası,yemek masanın bulunduğu duvarın üstünü kaplayan ışıklı dünya haritasıydı.Karanlık çöküp ışıklar açıldığında,kıtaları izlemek çok keyifli olurdu.Haritaya bakarken zihninin yıllar içinde küçük bir yolculuğa çıkmasına engel olamadı.

Yıllar Önce Bir Akşam Vakti

7-8 yaşlarındaki küçük Rengim odasında ders çalışıyordu.Akşam yemeğine az bir vakit kalmıştı.Annesinin

"Hadi benim güzel oğlum,baban geldi.Birazdan yemeğe otururuz."

diye seslenmesiyle çalışma masasından kalkıp odasından çıktı ve salona babasının yanına geldi.Süha Bey,koltuğunda oturmuş gazete okuyordu.

"Babacım,İtalya'nın nerede olduğunu bana gösterir misin?"

diye sordu.Babası gazetesini bir kenara bırakıp onu kucağına almış,

"Gel bakalım Rengim'cim."

diyerek gülümseyip onu haritanın yanına getirdikten sonra haritada çizmeye benzeyen şekli göstermişti.

"Burası aynı bir çizmeye benziyor ama babacım.Hem biliyor musun,ben bir gün mutlaka oraya gideceğim."

dedi ve Süha Bey'e sıkıca sarıldı küçük çocuk.Adam bu sözlere gülerek,

"Haklısın oğlum,tam bir çizmeye benziyor ve bir gün elbette oraya gidebilirsin.Ancak bunun için derslerine çok çalışman ve iyi bir mesleğe sahip olman gerek önce."

karşılığını vermiş,sonrasında annesinin

"Hadi bakalım,yemek hazır."

diyerek salona gelmesiyle masada yerlerini alıp onları bekleyen lezzetli yemeklerin tadını çıkarmışlardı.

Günümüz

"Oğlum,hadi gel de yiyelim,mantılar soğumasın!"

Yeşim hanımın sesiyle ana dönüp gülümsedi.Anılara dalınca onun yanına geldiğini fark etmemişti demek.

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin