29.BÖLÜM

282 73 327
                                    





Rengim,onu şaşkın ve hayranlık dolu bakışlarla süzen genç kızı görünce gülümsedi ve şöyle cevapladı sorusunu.

"Mevsim hanımdan,benim için un kurabiyesi hazırlamasını rica etmiştim.Eğer hazırlarsa,onları almaya geldim."

Bir yandan da

"18-19 yaşlarında görünüyor.Öyleyse,Mevsim'in söz ettiği şu yardımcısı olmalı ve beni onun tahmin ettiğinden daha sakin karşıladı.Çok zeki ve sempatik biri olduğu ışıl ışıl parlayan kahve gözlerinden belli."

diye geçiriyordu aklından.

Yaprak,adamın söylediklerinden sonra daha da şaşırmıştı.Bu durumda Mevsim,genç adamı kariyer günlerinden konuştuklarında  tanıyordu demek.Ama neden ona söylememişti ki? Tabi şimdi bunu düşünmenin hiç sırası değildi.Adamı daha fazla bekletmeden bir karşılık vermeliydi.Hemen düşüncelerinden sıyrılarak konuştu.

"Ben Yaprak,Mevsim ablaya okuldan arta kalan zamanlarda yardım ediyorum.Siz de un kurabiyesi sipariş eden müşterisiniz.Öyle değil mi Rengim Bey?İlk şaşkınlığım için de kusuruma bakmayın lütfen."

Heyecanı ses tonuna da yansımıştı.Genç adam,

"Evet,öyle.Seninle tanıştığıma inan çok sevindim Yaprak.Şaşırman gayet doğal,sıkıntı yok."

deyip sıkması için elini uzattı.Kız,nazikçe uzatılan eli sıktıktan sonra

"Ben de sizinle yeniden karşılaşıp bu kez gerçekten tanıştığıma çok sevindim."

diye karşılık vermiş ve muzipçe gülümsemişti.Biraz soluklanıp devam etti.

"Mevsim abla,ben mutfaktan çıkarken kendine Türk kahvesi hazırlıyordu.Kurabiyeler de çoktan hazır,sadece paketlemesi kaldı."

Rengim bu sözleri duyunca neşeli bir ses tonuyla

"Bu güzel haber işte!"

diyerek mutfağa doğru gözden kaybolmuştu hemen.


Mevsim,kahvesini fincana dökerken,bir yandan da düşünüyordu.

Bir hafta öncesine kadar,cafe ve ev arasında mekik dokuyarak geçen gayet sıradan bir hayatı varken,şu an dünyaca ünlü bir piyanistle arkadaş olmuştu.

"Hayat,bazen insana ne tuhaf sürprizler yapıyor.Onunla tanıştığım için memnunum ama."

diye aklından geçirdi.Aynı anda

"Günaydın Mevsim!"

diyen neşeli bir ses doldu kulaklarına.Kafası meşgul olduğundan hafifçe irkilmiş,tezgâha bir kaç damla kahvenin dökülmesine engel olamamıştı.Rengim konuşmasına devam etti.Ancak bu kez ses tonu mahçuptu.

"Afedersin!Yine arkadan gelip seni korkuttum."

"Yok,önemli değil.Yani senin bir kabahatin yok.Ben dalgındım,geçirdiğim yoğun haftayı düşünüyordum."

dediğinde genç kadının sesi,Rengim'in aksine keyifliydi.Eline bir parça kâğıt havlu alıp tezgâhtaki kahve damlalarını temizleyerek sözlerine kaldığı yerden devam etti.

"Kahveni nasıl içersin?"

Geçirdiği yoğun haftayı düşünürken,genç kadının aklına kendisinin gelip gelmediğini merak etmişti Rengim.Tabi,şimdi bunu sormanın yeri olmadığını biliyordu.Bu nedenle kendini toparlayarak

"Az şekerli."

diye karşılık vermekle yetindi.Aradan 1 dakika bile geçmeden kahve hazırdı.Bar taburelerine karşılıklı oturup yudumlamaya koyuldular.

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin