21.BÖLÜM

347 78 568
                                    





Aradan 1,5 saat geçtiğinde mutfak pırıl pırıl olmuş,Rengim'le iyi iş çıkarmışlardı.

"Hadi,artık gidebiliriz.Her şey için çok teşekkür ederim."

diye konuştu neşeyle.Genç adam gülümseyerek

"Rica ederim."

dedikten sonra,montunu almak için cafe kısmına ilerlemişti.Mevsim askılıktan trençkotunu alıp giydi,çantasını omzuna astı ve son kontrolleri yapmak üzere cafe bölümüne geldi.Rengim montunu giymiş,kapıda bekliyordu.Genç kadın onun çoktan gittiğini düşündüğü için buna şaşırmıştı.

"Neden gitmediğini öğrenebilir miyim?"

diye sordu.Rengim hiç bekletmeden cevaplamıştı.

"Saat çok geç sayılmaz.Yorgun değilsen sahilde biraz yürür,yürürken de konuşuruz diye düşündüm.Olmaz mı?"

Mevsim yorgundu aslında.Fakat genç adamın sesinde öyle bir şey vardı ki,

"Üzgünüm,yorgunum.Belki başka zaman yaparız."

diyemedi ve "olur "anlamında başını aşağı yukarı sallamakla yetindi.Bu sessiz onay,Rengim'i çok sevindirmişti.

"Beni kırmadığın için çok teşekkür ederim."

diyerek muzipçe gülümsedi.

Bir kaç dakika sonra Cafe'yi kapatmış,sahilde yan yana yürüyorlardı.Mevsim,biraz düşünceliydi.Genç adamın teklifini kabul etmekle doğru yaptığından emin olamıyordu.Rengim durumu fark etti ve

"Bu güzel havada otel odasına kapanmak istemedim.Seninle sohbet etmek çok keyifli gerçekten.Ama senin şüphelerin varsa ya da istemiyorsan,seni hemen evine bırakabilirim."

dedi mahçup bir tonda.Bu sırada Mevsim,genç adamın söylediklerinin içinde en çok "otel odası"sözlerine takılmıştı.Madem ünlü biriydi bu adam,neden evine gitmiyordu?Dayanamayıp sordu.

"Otel odası mı dedin sen az önce,yoksa ben mi yanlış anladım?"

Genç adam soruyu

"Hayır,yanlış anlamadın.Ben İstanbul'a geldiğimden beri,yani 2 haftadır............ otelinde kalıyorum."

diye cevaplamış ve eklemişti.

"Çünkü,benim kendime ait bir evim yok."

Gerçekten düşündüğü kadar ilginç biriydi bu adam.Bir insanın neden bir evi olmazdı,anlayamıyordu Mevsim.Hele de genç adam gibi zengin ve ünlüyse.

"Neden,bir yere bağlanmayı mı sevmiyorsun?"

diye sorularını sıralarken buldu kendini bu kez.Sorularının biraz özel olduğunun farkındaydı ama genç adam sohbeti kendi isteğiyle bu noktaya getirdiği için,içi rahattı Mevsim'in.

Genç adam yine hiç tereddüt ya da rahatsızlık belirtisi göstermeden yanıtlamıştı soruları.

"Özgür olmayı severim,haklısın.Tabi tek sebep bu değil.Çok yoğun bir tempom var.Bu nedenle,bir evim olsaydı bile,senenin yalnızca 1-2 ayını orada geçirebilirdim."

Genç kadının hayatı ev ve cafe arasında geçerken,Rengim yılın 10 ayını ülkesinden uzakta geçiriyordu demek.Öyleyse ünlü olmak hiç Mevsim'e göre değildi.

"Benim hayatım ev ve cafe arasında mekik dokumakta geçiyor.Bir de senin hayatına bak,neredeyse yılın tamamına yakınını ülkenden uzakta geçiriyorsun.Düşündüm de,ünlü olmak pek bana göre değil."

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin