23.BÖLÜM

348 75 570
                                    





Rengim,stüdyodan içeri adım attığında,programın hem yapımcısı hem de sunucusu olan adamın kendi yaşlarında,siyah saçlı,siyah gözlü ve 1,75-1,8o boylarında biri olduğunu görünce bir parça da olsa rahatlamıştı.

"Merhaba!Ben,Rengim."

diyerek adama elini uzattı.Adam

"Ben de Sinan,memnun oldum!"

deyip gülümsemiş ve el sıkıştıktan sonra sözlerine şöyle devam etmişti.

"Size röportaj sırasında sorulmasını istemediğiniz sorular var mı Rengim Bey?"

Rengim,bu nazik tavır karşısında şaşırdı.Genelde bu tip röportajlar sırasında sıkıştırılmaya alışıktı çünkü.Demek bu kez öyle olmayacaktı.Biraz daha rahatlayıp düşündükten sonra

"Ailem ya da özel hayatım konusunda soru sormazsanız iyi olur.Daha çok işim ve yaptığım müzik hakkında sohbet etmek isterim.Anlayışınız için teşekkürler."

diye cevapladı soruyu.

Genç adam "peki "anlamında başını aşağı yukarı sallamış,ardından neşeli bir ses tonuyla

"Evettt,bugünkü konuğumuz hepimizin yakından tanıdığı ünlü piyanist Rengim Doğan.Bizi kırmayıp programımıza katılmayı kabul etti Şimdi,kendisini sorularımızla daha yakından tanımaya çalışacağız.Öncelikle ona bir "günaydın"diyelim ve başlayalım."

diyerek açılışı yapmıştı.

"Günaydın Sinan!"

"Tamam,böylesi çok daha iyi.Ben de sana adınla hitap edebilirim öyleyse."

"Evet,sanırım bu daha uygun olur.Ne de olsa programı daha çok genç arkadaşlar dinliyor."

derken Rengim muzipçe gülümsedi.Bu gülümseme ilk soruyu da beraberinde getirmişti.

"Gülüşün çok beğeniliyor,bu konuda ne düşünüyorsun?"

"Bilmem,teşekkür ederim.Kendimi rahat hissettiğim ortamlarda,özellikle sevdiklerim yanımdaysa gülmeyi severim ama."

"Demek burada kendini rahat hissediyorsun,buna sevindim.Bulunduğun ortama kolay uyum sağlar mısın peki?"

"Her zaman değil."

"Nasıl yani,biraz daha açabilir misin?"

"Şöyle ki,sevdiğim,güvendiğim insanlarla birlikteyken ortama uyum sağlamam daha kolay oluyor."

"Anlıyorum,hepimiz öyle değil miyiz aslında?Neyse,bir ara piyanonun çok nankör bir müzik aleti olduğunu duymuştum,doğru mu?"

"Evet,doğru.Eğer günde 2-3 saatinizi çalmaya ayırmazsanız,pratiğinizi kaybedebilirsiniz."

"Çok yoğun bir çalışma tempon olduğunu biliyoruz.Sevdiklerine ve arkadaşlarına vakit ayırmayı nasıl başarıyorsun?"

"Öyle,bu nedenle çevremin çok kalabalık olduğunu söyleyemem.Ailem ve az sayıdaki arkadaşlarım da duruma alıştıkları için fazla zorlanmıyorum."

"Peki,şimdi de en sevmediğin yemeği sorsam?"

derken hafifçe gülümsedi Sinan.

"Yumurtayla yapılan yemekleri pek sevmiyorum."

"Bu ilginç,genelde hepimiz yumurtayı severiz.Özel değilse,neden sevmediğini öğrenebilir miyim?"

"Yooo,özel değil.Hem konservatuarda öğrenciyken,hem de Londra da master yaptığım dönemde sınavlara hazırlanırken,yemek yemeyi çoğunlukla unutur,sonra da çok acıkınca gecenin bir vakti acele tarafından kendime yağda yumurta veya omlet hazırlamak zorunda kalırdım.Bu nedenle yumurtayı öyle çok sevmem."

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin