69.BÖLÜM

200 48 260
                                    





Yarım saat süren,sessiz bir yolculuk sonrası Avrupa yakasının en önemli özel hastanelerinden birinin önündeydiler.Ancak Mevsim için buranın bambaşka bir önemi daha vardı.Zira babası,hastalığı süresince bu hastanede tedavi görmüştü.

İlk anda şaşırdı,yaşadığı acı anılar bir bir gözünde canlandığındaysa hüzünlenerek gözleri doldu.Öyle ki Rengim'in taksiden indiğinin farkında değildi.Ancak genç adam elini uzatıp inmesini işaret edince hemen toparlanıp Rengim'in elini tuttu,taksiden çıktı ve birlikte hastanenin kapısına ilerlediler.

Genç adam,Mevsim'in üzgün,huzursuz halini fark etmiş olsa da çok üstünde durmamıştı.Çoğu insan hastaneleri sevmez,gerilirdi ne de olsa.

Genç kadın danışmaya doğru Rengim'le ilerlerken bir yandan da etrafa göz gezdiriyordu.Geçen 2 yılda değişen hemen hemen hiç bir şey yoktu.Hastanenin giriş katının tavanı hâlâ beyaza boyalı,zemin;krem,siyah ve sütlü kahve mermerle kaplıydı.Aydınlatmada,tavana gömülü led lambalardan faydalanılmıştı.

Biri kadın,diğeri erkek iki kişinin çalıştığı,siyah granitten danışma masasına ulaştıklarında konuşarak aralarındaki sessizliğe son veren genç adam oldu.

"Merhaba!Ben,Rengim Doğan.Prof Dr.Tayfun Mercan'la bir randevum vardı.Odası hangi katta acaba?"

Önündeki bilgisayar ekranında işine gömülmüş kadın görevli soruyu duyar duymaz başını işinden kaldırıp gülümseyerek şöyle karşılık vermişti.

"Hoşgeldiniz Rengim Bey!Tayfun hocanın odası 3.katta,koridorun sonundaki oda.Zaten kapıdaki tabelayı farkedeceksiniz.Asansörlerse,biraz ileride sağda.

Rengim,teşekkür edip Mevsim'in elini bir an bile bırakmadan sağ tarafa doğru ilerledi.Az sonra asansöre binmiş,3.kat düğmesine basmışlardı.Çok kısa sürede asansör kata ulaşınca indiler ve koridorda ilerlemeye koyuldular.Bu kez odayı ilk farkeden Mevsim'di.

"Geldik canım,bak şu oda!"

diyerek gülümsedi.Genç adam

"Sonunda!"

deyip hemen kapıyı tıklatmıştı.İçeriden duyulan tok

"Buyurun!

sesiyle kapıyı açarak içeri girdiler.

Odanın bir bölümünün duvarları,gri renkli panellerle kaplıydı.Yerlerse,açık renk parkeyle döşenmişti.Çalışma masasının arkasında,storla örtülü bir pencere vardı.Mobilyalarda,tıpkı parke gibi açık renk ahşap kullanılmıştı.Sadece çalışma sandalyesi siyah deridendi.Masanın ön tarafına 2 tane arkalıklı ve kolçaklı krem keten kumaşla kaplanmış koltuk karşılıklı olacak biçimde yerleştirilmiş,aralarına üzerinde dergiler bulunan yuvarlak,2 ayaklı küçük bir sehpa konmuştu.

Hasta masasının bulunduğu kısım;üst tarafı kitaplık,alt tarafı dosya dolabı olarak kullanılan ahşap bir paravanla odanın diğer bölümünden ayrılıyordu.Buranın duvarlarında beyaz renk hakimdi.Ayrıca duvara sabitlenen dikdörtgen panoya bir kaç alet asılmıştı.

Çalışma masasında 65-70 yaş civarlarında,kır saçlı,kahve gözlü bir adam oturmuş,bilgisayar ekranında bir şeyler inceliyordu.Rengim,

"Merhaba!Ben,Rengim Doğan.Siz de Tayfun Mercan olmalısınız.3 gün önce sekreterinizden bugün için randevu almıştım."

dediğinde,bakışlarını ekrandan çekip gülümseyerek konuştu.

"Evet,benim.Şöyle geçin lütfen Rengim Bey.Size nasıl yardımcı olabilirim,şikâyetleriniz nedir?"

ZENCEFİL CAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin