Berk,Mevsim'den 2 yaş büyük,sarışın,mavi gözlü ve 1,80 boylarında oldukça yakışıklı genç bir adamdı.Avukatlık stajını genç kadının babası Tahsin Bey'in hukuk bürosunda yapmış,Mevsim'le de bu sayede tanışmıştı.Stajını tamamladığından bu yana,yani yaklaşık 5 yıldır babasına ait Türkiye'nin önde gelen boya firmalarından birinde avukat olarak görev yapıyordu.Ondan 2 yaş büyük,evli bir ablası vardı.Annesi ev hanımıydı.
Genç adam Cafe'ye doğru yürürken,Mevsim'le ilk tanıştığı dönemleri düşünüyordu.Onu ilk kez,babasını ziyarete geldiği bir gün gördüğünü hatırladı.Resmî bir belge imzalatmak için Tahsin Bey'in odasının kapısını çalmış,koltukta oturan uzun siyah saçlı,kara gözlü güzel kızı gördüğü anda ne olduğunu bile anlamadan ona tutulmuştu.O günden bu yana 5 yıldan fazla bir zaman geçtiğine inanmakta hâlâ zorlanıyordu.Sonraki 1 yıl ikna edebilmek için Mevsim'in peşinde koşmakla geçmişti.
Bu çabalar meyvesini verip ilişkilerinin başladığı ilk dönemler sorunsuzdu.Genç kızın okulu bitmek üzereydi ve ilk heyecanla Mevsim,okulundan arta kalan tüm zamanlarını Berk'e ayırıyordu.Okul bitip genç kız çalışmaya başladığında da ortada bir sorun yok gibiydi.Mevsim şimdi biraz daha yoğun olsa bile,genç adama vakit ayırmanın bir yolunu buluyordu.
İlişkilerinde asıl sorun bir yıl önce,Mevsim'in çalıştığı restorandan ayrılarak kendine bir Cafe açmaya karar vermesiyle başlamış,son 6 aydır mekânın bulunması ve açılışa hazırlanmasıyla iyiden iyiye artmıştı.
"Dün belki de biraz fazla ileri gittim.Ama o da hemen kestirip attı,"ayrılalım "dedi.Niye bu kadar hırs yapıyor,kendini yoruyor hiç anlamıyorum."
diye düşünürken Cafe görünmüştü.Işıklar yanıyor ama içerisi boş gibi görünüyordu.Demek birazdan genç kadın Cafe'yi kapatıp çıkacaktı.Kapıyı açıp
"Mevsim,mutfakta mısın?Konuşmamız gerek."
diye seslendi ve yavaş adımlarla mutfağa doğru ilerledi.Belki kendini affettirmeyi becerebilirdi.
Mevsim duyduğu sesle bir an için olduğu yerde kalmış,1-2 saniye sonra kendini toparlayarak fısıltıyla
"Senden sesini çıkarmadan beklemeni isteyebilir miyim?"
diye sormuştu genç adama.Rengim sadece "olur "anlamında başını aşağı yukarı salladı.Mevsim,adamın bu anlayışlı tavrı karşısında mahçup bir ifadeyle gülümseyerek soluğu hızlıca Cafe bölümünde almıştı.Berk'in mutfağa gelip onları birlikte görmesi,ayrılmaya kesin kararlı olduğu şu dönemde hiç iyi olmazdı.
"Hoşgeldin Berk,ben de mutfağı topluyordum.Birazdan çıkacağım da!Bu saatte gelmen sürpriz oldu."
diyerek genç adamın yanına geldiğinde Berk,
"Babam şirkete yeni bir firma daha kattı.Bu sabah anlaşmayı imzaladık,akşam da bir yemekle bunu kutladık.Oradan çıkınca sana uğrayıp biraz konuşmak istedim."
diye karşılık vermiş ve gülümsemişti.
Mevsim ona şöyle bir baktı ve düşündü.Eskiden onu çok etkileyen ve mutlu eden bu gülümseme,şu an ona hiç bir şey ifade etmiyordu.Öyleyse kararı doğruydu.Daha fazla uzatmayacaktı.
"Sen ve şirketiniz adına sevindim.Ama inan,gecenin bu saatinde buraya gelmene hiç gerek yoktu.Ben kararımı telefonda söyledim diye hatırlıyorum."
dedi çok ciddi bir ses tonuyla.
Berk,bu ses tonunu duyduğunda işinin tahmininden zor olacağını anlamıştı.Mevsim bu tonu ancak çok kararlı olduğu zamanlar kullanırdı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZENCEFİL CAFE
FanfictionCafe sahibi genç bir kadın ve ünlü bir piyanist bir araya gelirse neler olur? Kapak için@selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️