Rengim,tüm hazırlıklarını tamamlayarak yatağına uzandığı halde bir türlü uyuyamıyordu.Zihni,yarın Mevsim'le yapacağı konuşmayla meşguldü çünkü.Acaba genç kadın,kimliğini öğrendiğinde nasıl bir tepki verecekti?Belki de öğrendikleri ona karşı şimdi olduğu kadar rahat davranmasına engel olurdu.
"Umarım düşündüklerimde yanılırım.Çünkü,onunla sohbet etmek bana çok iyi geliyor."
diye mırıldanarak,telefonunda kendi konser kayıtlarından oluşan play listi açıp kulaklıklarını taktı ve dinlemeye başladı.Zaten üzerinde günün yorgunluğu vardı.1-2 dakika içinde sakin müzik etkisini göstermiş,genç adam derin bir uykuya dalmıştı.
Tuna ve Funda ayrı arabalarda gece trafiğinde evlerine doğru yol alırken,bir yandan da Rengim'in anlattıklarını düşünüyorlardı.Şimdiye kadar genç adam onlardan hiç böyle bir istekte bulunmamıştı.Öyleyse bu genç kadın,bir şekilde Rengim'i derinden etkilemiş olmalıydı.Funda
"Sonunda Rengim'de aşkı bulacak galiba.Eh,zamanı gelmişti.Yeşim abla bunu bir duysa nasıl da sevinir?"
diye mırıldanarak kendi kendine kıkırdağı sırada arka arkaya eve vardılar.Arabasını bahçeye park etti ve indi.Hâlâ gülümsüyordu.Tuna'da az sonra arabasını park ederek yanına geldiğinde,yüzünde beliren muzip ifadeden karısının ne düşündüğünü tahmin etmişti.
"Sence Rengim,ona tahammül edebilecek kızı bulmuş olabilir mi aşkım?"
diye sordu muzip bir ses tonuyla.Funda hiç bekletmeden
"Neden olmasın?Yani,bence öyle hayatım."
diyerek kıkırdamış,ardından karı-koca neşeyle gülüşerek el ele evin kapısından girmişlerdi.
Mevsim,15-20 dakikalık sakin bir yürüyüş sonrası annesiyle birlikte yaşadığı siteye gelmişti.Ana giriş kapısındaki güvenlik görevlisine gülümseyerek,
"İyi akşamlar!"
deyip kapıdan girdi ve dairelerinin bulunduğu bloğa doğru sitenin içinde ilerledi.Biraz sonra kartını okutarak blok kapısını açmış,asansöre binmişti.
Asansör dairelerinin bulunduğu 15.kata ulaştığında indi ve anahtarıyla evin kapısını açtı.Salondan gelen seslere bakılırsa,annesi film izliyordu.Esma hanımın cevap vermeyecek kadar filme daldığını tahmin etse de
"Annecim,ben geldimmm!"
diye seslenerek elini yüzünü yıkamak üzere banyoya geçti.Bir kaç dakika sonra annesinin yanında,beyaz,krem ve koyu kahve ağırlıklı döşenmiş oldukça büyük salondaydı.
Odanın tavanı beyaza,diğer duvarlarsa krem rengine boyanmış,yerler açık renk parkeyle kaplanmıştı.Yere kadar uzanan pencereler sayesinde salon,iyi ışık alıyordu.
Beyaz kumaşla kaplanmış ikili koltuğun karşısına,beyaz ahşaptan alçak,dikdörtgen bir dolap,dolabın üzerine de siyah bir Led TV yerleştirilmiş,ikili koltuğun hemen yanına yine beyaz kumaşla kaplı bir 3'lü koltuk konmuştu.Ortada krem rengi,kare bir halı,halının üstünde camdan,alçak bir sehpa vardı.
Televizyon ünitesinin sol tarafında kalan duvara koyu renk ahşaptan bir paravan yapılarak,içine küçük bir şömine konmuştu.Şöminenin tam karşışında tekli bir koltuk,koltuğun önündeyse kare bir puf bulunuyordu.
Şöminenin sol tarafında kalan kısımda 6 kişilik bir yemek masası vardı.Duvarlara bir kaç resim,ortadaki sehpayla tekli ve ikili koltuk arasına saksı içinde yeşil bitkiler serpiştirilmiş,perde olarak yalnızca beyaz tül kullanılmıştı.Aydınlatma tavana gömülü led lambalar yardımıyla sağlanıyor,raylı cam kapıdan çıkılarak ulaşılan balkonda 2 şezlong göze çarpıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZENCEFİL CAFE
Fiksi PenggemarCafe sahibi genç bir kadın ve ünlü bir piyanist bir araya gelirse neler olur? Kapak için@selinhantol arkadaşımıza çok teşekkür ederim ❤️❤️