Cem anahtarıyla usulca evin giriş kapısını açtı ve içeri adımladı. Günlerden cumartesiydi, karısının bugün evde olduğu bilerek şirkete gitmekle çok büyük hata yapmıştı. Neyse ki akıllı bir adamdı ve hatasından dönmeyi biliyordu. Bade'yi yataklarında sere serpe uyur halde bırakırken aklından acaba ne geçiyordu? Beyin tutulması yaşaması olasıydı. Önemli olmadığına inandığı toplantıya daha fazla devam edemeyeceğine karar vererek kendisini eve atmıştı.
Bade, Bahar trafik kazası geçirince Funda'ya bakmak için zorunlu olarak altı ay Mardin'de kalmıştı. Bir süre sonra Bahar'ın aslında kaza yapmadığı bir tetikçi tarafından vurulduğu, direksiyon hakimiyetini kaybederek arabasının takla attığı ortaya çıkmıştı. Cem karısını orada bırakmayı hiç ama hiç istemiyordu. Ama ortada dört yaşında bir kız çocuğu vardı ve bu durumda boynu kıldan inceydi. Her ne kadar kendi çocukları olmasa da çocukları çok seviyordu. Üstelik Funda sevilmeyecek bir çocuk değildi. Tombul kolları, bacakları ve yanaklarıyla o kadar güzeldi ki. Her hafta sonu gitmesine rağmen eline geçen kısıtlı zamanda karısına doyması mümkün görünmüyordu. Bu sadece cinsellik anlamında özlem değildi. Elbette o da vardı ama asıl özlediği Bade'nin alıştığı kokusu, neşe dolu sesi, huzur veren varlığıydı. Üstelik tam Bade'ye kavuşmuşken işleri sebebiyle İstanbul'a dönmek zorunda kalıyordu ve bu onu tüketiyordu.
Bazen Bade'nin artık evlerinde olduğuna inanamıyor ve kontrol etme gereği duyuyordu. Bugün de o günlerden biriydi. Şirkette boğuluyor gibi hissetmiş kendisini varlığıyla sakinleştirmesi için soluğu evde karısının yanında almıştı. Yakında İskoçya'ya gideceklerdi bu sayede varlığını sevdiği kadının varlığına doya doya bulayacaktı. Hâlâ bir kadını bu kadar sevebildiği için kendisine hayret ediyordu. Bu nasıl bir aşktı Ya Rab, ne yerde ne gökteydi. Bazen duygularının ağırlığı altında eziliyordu ve bu inanılır gibi değildi. Gerçek aşkı tattıktan sonra Bahar'a aşık olduğunu düşünerek nasıl bir aptallık yaptığını daha iyi anlıyordu. Hayatında derin bir yara bıraktığına inandığı Bahar tarafından reddediliş anına artık büyük bir minnet duyması da bu yüzdendi ya.
Bade, buz tuttuğuna inandığı kalbini gülüşleriyle ısıtmış sonra minik minik parçalara bölerek fethetmişti. Halbuki bir zamanlar Badeyi sevmeyeceğine çok emindi. Sessiz sakin görünen kızın biraz deli çıkacağı ise hiç aklına gelmemişti. Deli dolu yapısı, asla altta kalmayıp hak edene hak ettiği cevabı verişi, bunu da saygı çerçevesinde duruşunu bozmadan yapışı yok muydu? Zaten bu şekilde sevdirmişti kendisini. Cem'i her zaman arkasında değil de yanında olacağına inandırmıştı. Hatta yaptığı yanlışları yüzüne vuracağını, sarsıp kendisine gelmesini sağlayacağını da göstermişti. Ne çok seviyordu bu kadını be, öyle böyle değildi.
Duyduğu müzik sesleriyle adımlarını salona yönlendirdi. Bade ip askılı kırmızı mini elbisesi ile çok leziz görünüyordu. Salon koltuklarının minderlerini kabartıp yerleştirişini kapı pervazına yaslanarak izledi bir süre. Müziğe ayak uydurarak kalçasını sallayışı erkekliğinin kıpırdanmasına sebep oldu. Bade neredeyse kalçasına gelen hafif dalgalı sarı saçlarını da müziğe uygun olarak savurmayı ihmal etmiyordu.
"Bebeğim." diye seslendiğinde karısı hafifçe sıçrayarak arkasını döndü ve gözleri buluştu. Kaşlarını çatışı bile güzeldi be.
"Ödümü kopardın!" dese de kocasının yanına gidip boynuna sardı kollarını. İkisi de hâlâ altı aylık ayrılığın getirdiği duygu yoğunluğunu üzerlerinden atamamıştı. Sanki yeni evli gibiydiler ve bir türlü birbirlerine doyamıyorlardı.
Bade yeni başlayan şarkıyla Cem'i yönlendirerek koltuğa oturmasını sağladı. Benim O, bu aralar favori şarkısıydı ve her dinlediğinde sevdiği adam aklına geliyordu. Kocasına özel bir gösteri yapacaktı bu sayede aklını başından alacağını biliyordu. Etrafı gözleriyle tarayıp yerini tespit ettiği televizyon kumandasına yöneldi. Mikrofon gibi tuttuğu kumandayla kocasına işveli bir gülümseme sundu. Kalçasını müziğe uygun sallayarak eteğinin ucunu kavrayıp kendi etrafında bir tur döndü. Elbisenin eteği bu sayede biraz daha açıldı ve biçimli bacaklarını iyice ortaya serdi. Cem'in aklını başından aldığının bilinciyle daha hızlı salladı kalçalarını.
Cem ise bu oyuna ayak uydurmakta gecikmedi çünkü bu işin sonunda Bade'nin içinde olacağını çok iyi biliyordu. Bacaklarını hafifçe aralayıp dirseklerini dizlerine yasladı. Sağ elini yumruk yaptığı sol elinin üzerine sardıktan sonra çenesini ellerinin üzerine yerleştirdi. Tek kaşını hafifçe yukarı kaldırıp karısının işveli bakışlarına çapkın bakışlarla meydan okudu. Playback yapan Bade kalçalarını sallamaya devam ederken bir saniye bile olsun gözlerini kocasından ayırmıyordu. Kumandayı mikrofon gibi tuttu boşta olan elini kalbinin üzerine yerleştirdi. Kalçalarını ritmik bir şekilde müziğe uygun olarak sallamaya hiç ara vermedi.
"Takıldığııımm... Sakındığıııımm... Sarıldığıııımm uzaktan biri var... biri vaaaarr..."
"Satır satıııırr
Bakıştığımmm veeee... Yatıştığım görünce bir o var... iyi ki vaaaarrr..."Şarkının bu kısmını söylerken elini kalbinin üzerinden çekip sevdiği adamı gösterdi. "Benim o" dedikçe önce elini kalbinin üzerine koyuyor hemen arkasından Cem'i gösteriyordu.
"Ooooooo... benim o... kimseye vermem benim ooo...
Söylemem ismini... bilir o kendini... kalbimin tek sahibi o..."Oooo, benim o... kimseye vermem benim o.... benim o... söylemem ismini... bilir o kendini... kalbimin tek sahibi oooooo..."
Şarkı bitene kadar hem kalçasını sallayan, hem onu işaret parmağıyla göstererek şarkıya eşlik eden, bir yandan da saçlarını savuran karısını izledi. Müzik sona erince Cem de artık sabrının sonlarına gelmişti. Ayağa kalkınca Bade'nin gözleri önündeki kabarıklığa gitti. Elindeki kumandayı koltuğun üzerine fırlattıktan sonra küçük bir çığlık atarak arkasını döndü ve koşmaya başladı. Kaçması sonuç vermemiş Cem tarafından belinden yakalanmıştı.
"Erkekliğini Bade'nin kalçasına bastırarak kulağına "Nereye kaçıyorsun karıcığım?" diye fısıldadı Cem.
Kocasının ılık nefesi ile ürperen kadın "Kaçmıyordum ki!" dedi.
Sanki anlamayacakmış gibi inkar yöntemini seçmesi adamın kahkahalarla gülmesine sebep oldu.
Bir an sonra kendini Cem'in omzunda buldu, baş aşağı sallanırken o da gülüyordu. Kalçasına inen şaplakla ciyakladı. Bunun üzerine kocası kalçasını sıvazlayarak acısını almaya çalıştı. Merdivenleri çıkarken saçları da sallanıyordu. Cem yatak odasına girdi ve açık kapısını ayağıyla kapatıp Bade'yi yavaşça yere bıraktı. Elbisesinin eteklerini ellerinde toplayıp başının üzerine çıkarırken kadın da ona yardımcı olmak amacıyla kollarını kaldırdı. Bade sütyen takmamıştı ve kocasının karşısında minik çamaşırıyla duruyordu. Cem bu güzel görüntüye iç çekmeden edemedi.
"Çok güzelsin." diye fısıldadıktan sonra dudaklarıyla karısının dudaklarını örttü. Onu nazikçe yatağa yatırıp göğüslerini öptü.
Dudaklarına yeniden yöneldiğinde "İyi ki benimsin." diye ekledi.
İyi ki hayatındaydı Bade, iyi ki onundu. Karısı sayesinde hayatına renk gelmişti Cem'in, şu dört yılda tüm ömrünce gülmediği kadar çok gülmüştü. Evliliği süresince hiç olmadığı kadar mutlu olmuştu. Bade girdiği ortama ışık saçan çevresindeki insanları enerjisiyle etkileyen kadınlardandı. Bazen öyle bir bakardı ki, kalbi atımlarını kaçırırdı. Sonra da deli gibi hızlanırdı. Terasta sarmaş dolaş oturduklarında ise huzuru iliklerine kadar hissederdi. Bade'nin gözlerinden bir damla yaş düşse boğazına bir yumru oturur, yutkunup yumruyu geçirse de izi kalırdı. Parmak uçlarının dokunuşları ile vücuduna elektrik akımı verilmiş gibi olurdu. Cem çok seviyordu Bade'yi, güzel seviyordu. Ölene kadar sevmeye, huzur bulmaya, heyecanlanmaya, dokunmaya, sarılmaya ve nefeslerini yüzünde hissetmeye devam edecek ve bundan asla bıkmayacaktı...
Eveeeett, Gül Bakışlım'a mini bir bölüm yazdım sizler için. Cem'in bakış açısıyla anlattım bu sefer.
Çiftimiz İskoçya'ya gitmeden öncesini anlatıyor.
Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Öpüldünüz. 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDI
ChickLitBade... İmam "Mehr-i müeccel olarak ne istiyorsun kızım?" diye sorunca "Üç talak hakkımı." diye cevap verdim. Cem kulağıma eğilip "Başka bir şey iste çünkü dinen o hakkını istersem elinden alabilirim." dediğinde bunu nereden bildiğini sorgulayamayac...