Bütün gece kabus görmekten bir türlü tam anlamıyla uyuyamamıştım kaçınılmaz olarak zombi gibi uyandım. Gece boyunca yatağa bağlanıp kırbaçlanan bir kadın görmem özellikle kabusumun başrollerinde annemin ve babamın olması korkunç bir şeydi. Odamdan çıkıp elinde koli bandı tutan babamla burun buruna gelince her şey daha da kötü oldu. Koli bandı ile ne yapacağını sormaya bayağı bir korktum açıkçası.
Allah'tan bugün anneannem ve şen civcivler gelecek bu bir nebze olsun moralimi yükseltti. Şen civcivler benim kuzenlerim olur rahmetli Perihan teyzemin üç tane kızı var Şenay, Şencan ve Şenel. Hepsi benim gibi sarışın ve mavi gözlü üç kız kardeş. Diğer teyzemin de iki kızı var onların isimleri Gülşen ve Ayşen tabi onlar da anneleri gibi sarışın ve mavi gözlü. Bu yüzden onların isimleri şen civcivler oldu ben isim durumundan dolayı gruptan dışlandım aman ne üzüldüm ne üzüldüm anlatamam çünkü biraz kafadan kontaklar. Şen civcivler lakabını sonuna kadar hak ediyorlar deli dolular, çok gülerler ve eğlenceliler.
Neyse ki ben ismimi çok seviyorum çünkü bana anneannemin ismini vermişler. Maalesef babamın bana onun ismini vermesi bile yeterli olmamış babacığımı sevmesi için, laf aramızda ondan nefret ediyor ve bunu gizleme gereği dahi duymuyor. Huysuz ihtiyar diye babam da sitem ediyor anneanneme tabi onun olmadığı yerlerde. Hala annemin babam onu kaçırdığı için Stockholm sendromundan muzdarip olduğunu düşünüyor. Ne kadar saçma değil mi? Buna ikna etmek için annemin İzmir'de iki tane psikologla konuşması gerekmiş gerçi yine de sonuç değişmedi hala babama karşı nefret dolu.
Ne kadar unutmaya çalışsam da bugünün pazartesi olması da beni geriyor çünkü yarından itibaren düğün başlayacak. Tüm adetlere uyulacak mı onu da bilmiyordum eğer öyleyse perşembe günü Bedirhan amcamın konağına götürecekler beni. Düğünde daha çok erkek evi eğlendiği için bizde pek bir telaş olmayacak sadece çarşamba günü akşam kına gecesi var. Onda da yine erkek evi eğleniyor sadece kına getirilip elime yakılacak biraz eğlenip oynayıp tekrar erkek evine dönecekler perşembe günü büyük gün, heyecandan ölmezsem Cem ile her anlamda karı koca olacağız.
Düşünceli bir şekilde aşağıya avluya indiğimde son anda yetiştim diyebilirim kahvaltı masası hazırlanmıştı konağın büyük kapıları açıldığında minibüs içeri girdi. Bahar ile abim de merdivenlerden aşağı iniyorlardı minibüsten Şenay abla fırladı sonra da abime doğru koşmaya başladı bir yandan da "Aşkolsun sevgilim hani bana söz vermiştin amcanın kızını boşayıp teyzenin kızını alacaktın bu kadın nereden çıktı? Küstüm sana." diye bağırıyordu. Abim olduğu yerde çakılı kalıp hızla Bahar'a döndü panikle "Vallahi şaka yapıyor ömrüm ben öyle bir söz vermedim. Aklı sıra bizde akraba evliliği olduğu için dalga geçiyor." diyerek kendini savunmaya çalışırken şen civcivler çoktan inmiş abimin haline karınlarını tuta tuta gülmeye başlamışlardı. Şenay ablam abime sarılıp "Kılıbık." dedikten sonra o da eşlik etti kahkahalara. Bahar ise ikisine bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Adamların yardımıyla anneannem tekerlekli sandalyesi ile beraber indirildi. Oldukça yaşlı olduğu için artık yürüyemese de aklı zehir gibi. Abim Bahar'ın elini tutup Şenay ablanın omzuna kolunu attı gülerken "Allah'ın delisi karımla aramı bozacaksın." diyerek anneanneme doğru ilerledi. Annem babam ve ben elini öptük abim "Hoşgeldin Bade sultan konağımıza şerefler getirdin. Karım Bahar'la tanış." dedikten sonra elini öptü. Anneannem Bahar'ı süzdü gördüklerinden memnun kalmış olmalı ki elini uzattı öpmesi için sonra da "Nerelisin kızım sen?" diye tatlılıkla sordu. Tabi hepimiz şok olduk çünkü ne yalan söyleyeyim bu kadının zehirli bir dili var.
Bahar gülümseyince ve gamzeleri ortaya çıkınca tüm hayran bakışları üzerine topladı "İstanbul'luyum efendim." diye cevap verdi. Anneannem de gülümsedi "Aferin Baran kedi olalı bir fare tutmuşsun çok beğendim gelinimizi bana anneanne demeni tercih ederim kızım." diyerek daha da şaşırttı bizi çünkü anneannem birini sevmezse bunu çekinmeden yüzüne söylerdi. Annem Bahar'ı Yeşim teyzem ve kuzenlerimle tanıştırdı, hep beraber kahvaltı masasına geçtik. Şen civcivler kahvaltı masasını da şenlendirdiler Bahar'ın bir ara eğilip kulağıma "Kız biz seninle baş edemiyoruz senden yedi tane daha var yandık şimdi." demesi üzerine pis pis sırıttım eh çok da haksız sayılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDI
Chick-LitBade... İmam "Mehr-i müeccel olarak ne istiyorsun kızım?" diye sorunca "Üç talak hakkımı." diye cevap verdim. Cem kulağıma eğilip "Başka bir şey iste çünkü dinen o hakkını istersem elinden alabilirim." dediğinde bunu nereden bildiğini sorgulayamayac...