37. SAVAŞ BAŞLASIN

4.1K 346 638
                                    

Avaşin'in gelmesi beni korkutmadı ama elim kolum bağlı oturamazdım bir şeyler yapmam gerekiyordu. Kocama güvensem de her ihtimale karşı kılıçlarımı çektim gömdüğüm savaş baltalarımı çıkardım. Vildan ve yancısı Avaşin'i geri püskürtme harekâtına başladım. Ne bu arkadaş benim gibi barışçıl kadına ağız tadıyla balta bile gömdürmüyorlardı. Önce danası yüzünden çıktı o baltalar, şimdi de anası yüzünden tekrar çıkarmak zorunda kaldım.

Cem hiç gerek olmadığını söylese de bence fazlasıyla gerek vardı. Vildan cadısı büyü, duygu sömürüsü ve içimizdeki lanet olasıca insan sevgisi de dahil her şeyi bize karşı kullanmaktan çekinmeyecekti. Yalandan özür dileyince bir şey de yapamıyordum. Yine de aldığım kararları uygulamaya başladım. Önce Cem'den söz aldım bensiz evlerine gitmeyecekti oradan gelen hiçbir şeyi yemeyecekti. Bunun sebebi Vildan cadısının her gün Mazlum abi ile Cem'in çok sevdiği kiliçe yapıp göndermesiydi. Hangi dağda kurt öldüyse kalkıp ailesine kahvaltı dahi hazırlamayan kadın her sabah kiliçe yapıp oğluna gönderiyordu. Cem de sözümü dinleyerek onu hamile asistanına veriyordu.

Bir diğer yenilik de her sabah kocamla kahvaltı yapıyor ve beraber şirkete geçiyorduk. Okula gidiş saatim gelene kadar orada kalıyordum okul çıkış saatinde Cem gelip beni alıyor beraber evimize gidiyorduk. Bunun sebebi de tesadüf eseri şirkete gittiğim bir gün Avaşin ile Vildan cadısının Cem'i görmeye gelmesiydi. Onlara meydanı bırakmak gibi bir niyetim yoktu o yüzden zamanım elverdikçe kocamın yanında oluyordum. Cem'in beni sevdiğini biliyordum ama Avaşin'le ikisini yan yana görmek canımı yakıyordu. Avaşin esmer güzeliydi siyah saçları esmer teni ve badem yeşili gözleri vardı. Cem'in benden önce tercih ettiği kadınlara fazlasıyla benziyordu. Bazı zamanlar onun Cem'in yanına benden daha çok yakıştığını düşünüyordum. Sonra da saçmaladığım için kendime kızıyordum. Kızmak ne kelime hatta kendimi yumruklamak istiyordum. Bir kere en çok ben yakışırdım kocamın yanına, yerimi almak isteyeni de bir temiz yolardım.

Katılması gereken toplantıları ve dışarıda halletmesi gereken işlerini öğleden sonraya bırakmış benim orada olduğum saatleri odasında geçirmeye başlamıştı. Asistanından o günkü çıkışım için özür dilemiştim Cem de bundan sonra ben aradığımda ona anında ulaşabilmem için talimat vermişti. Bir de asistanından öğleden sonra iş dışında annesi de dahil gelenlere odasında olmadığını söylemesini istemişti. Bunu kocişimden tabii ki ben rica etmiştim abarttığımı düşünüp gözlerini devirse de isteğimi kabul etmişti. Kendisi bunlara gerek görmüyordu sırf benim içim rahat etsin diye isteklerimi gerçekleştiriyordu. Mazlum abi ise çok sessizdi olaylara müdahil olmuyordu açıkçası yanımda olmasını ve beni desteklemesini tercih ederdim. En azından onlarla hareket etmediğine şükredecek noktadaydım. Söylemese de torun sahibi olmakla bana duyduğu sevgi ve saygıyı ayrı kefelere koyunca eminim torun isteği daha ağır basıyordu.

Günler bu şekilde geçiyor çocuk yapma çalışmalarımız her seferinde hüsranla sonuçlanıyordu. Cem'le beraber film izlerken hissettiğim şeyle banyoya gittim tam tahmin ettiğim gibiydi. Bu ayda olmamıştı hâlâ hamile kalamamıştım
elimde olmadan yüzüm düştü. Cem allak bullak halimi görünce izlediğimiz filmi durdurup ışığı yaktı üzüntümün sebebini anlamıştı. Bense neredeyse ağlamak üzereydim artık film umurumda bile değildi.

"Yeter artık Bade! Neden böyle yapıyorsun, dünyanın sonu değil ya!" dediğinde "Benim için ona yakın bir şey!" diye karşılık verdim. Tamam o kadar da üzgün değildim ve fazlasıyla abartmıştım. Yine de elimde değildi ona bebek verememek fazlasıyla canımı yakıyordu. Kafayı hamilelikle bozmuş hayatı ikimize de zindan etmeye başlamıştım. Bir şeye kafayı taktım mı kimse beni yolumdan çeviremiyordu şimdi de gündemimde bebek vardı.

GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin