Sanki bir asır süren sessizlikten sonra buz gibi bir sesle "Hemen bana konum atıyorsun gelip seni alıyorum. Sakın bana 'Akın beni bırakır.' deme yoksa onu kum torbası niyetine kullanırım." dedi. Sesinin tonu ve sözlerinin sertliği ile kanım donarken yutkunmak zorunda kaldım. Akın'a gülümsemeye çalışarak "Cem beni almaya geliyor. Yavaş yavaş toparlanalım." dedim. Yüz kaslarım zoraki gülümsememden dolayı artık acımaya başlamıştı. Ne yalan söyleyeyim Cem Akın'a ters bir şey söyleyecek diye aklım çıkıyordu. Sadece bana arkadaşlık yapmaya çalışan bu iyi niyetli adama mahcup olmak istemiyordum. Hesabı ödedikten sonra dışarı çıktık titriyordum ama soğuktan dolayı değildi içim üşüyordu. Bir süreliğine unuttuğum sıkıntılarım hız treni misali ezip geçti beni. Cem tarafından sevilmemek üzerime yük olmaya başlamıştı bir türlü altında kalmaktan kurtulamıyordum. Cem'i görmek son günlerde bana sadece acı veriyordu.
Biraz ilerimizde siyah lüks bir otomobil durduğunda o tarafa baktım. Arka kapısı açılıp içinden kocam denen şahıs inince şaşırdım. İşte acılarımın kaynağı bu sefer farklı bir şekilde gelmişti. Cem elimi yakalayıp "Yürü!" demeden önce cüzdanından para çıkarıp Akın'a uzattı "Bugüne kadar olan hizmetlerin için teşekkür ederiz. Artık Bade'nin ulaşımını ben sağlayacağım." dedi ama Akın parayı almadı. Mağara adamı Cem yine işbaşındaydı Akın da ondan geri kalası değildi.
"Burada senin paran geçmez. Bade, Bahar bacımın bize emaneti. Onu herkesten ve her şeyden korumak benim görevim hatta buna sen de dahilsin." diyerek Akın fitili ateşledi.
Cem "Bu da nereden çıktı? Asla karıma zarar vermem." diyerek tepki gösterdi Akın'ın sözlerine.
"Hem onun kocası benim bu bana düşer sana değil."
Akın güldü "Şimdilik kocasısın! Ayrıca evli kadınlara bakacak kadar şerefsiz değilim."
Buyurun cenaze namazına, Cem Akın'ın üzerine doğru yürürken "Ne diyorsun lan sen? Ne ima ediyorsun!" diye gürledi tabi kuyruk acısı olunca bu sözleri yanlış anlaması normaldi. Araya girerek elimi göğsüne dayadım ve kocamı durdurmaya çalıştım. Göz göze gelince "Herhangi bir şey ima etmiyor ne söylüyorsa o." dedim. İşler çığırından çıkmadan oradan ayrılmak istiyordum "Akın sonra konuşuruz." diyerek arabanın açık kapısına doğru ilerleyip içine yerleştim. Cem son kez Akın'a baktıktan sonra arkamdan gelip arabaya bindi. Kapıyı kapattıktan sonra bana döndü sanırım Akın'a Sema denen kadından bahsettiğimi sanmıştı. Araba hareket ettiğinde "Sana o gece çok sarhoş olduğumu ve hiçbir şey hatırlamadığımı söyledim..."
"Akın'a hamilelik konusundan bahsetmedim." diyerek sözünü kestim. "Sadece yemek yedik ve sohbet ettik. O da dahil hiç kimseye özelimizi anlatmam. Sema ile ilgili konuda sana inanıyorum ama bu yine de başka bir kadını hamile bırakmış olma ihtimalini değiştirmiyor. Daha da önemlisi onun evli olması kabul edilemez. Eğer bebek sendense bir gün dahi evli kalamayız ben böyle bir şeyi kabul edemem sineye çekemem."diyerek camdan dışarıyı seyretmeye başladım. Elimi tutup her bir parmak boğumumu öperken "O bebek benim değil." diye mırıldandı. Elimi kurtarıp "Kes şunu! Öyle veya böyle boşanacağız mutlu çift rolünü başkalarının yanında yaparız." diyerek dışarı bakmaya devam ettim. İçine derin bir nefes çekti sonra konuyu değiştirdi. Arabada bir düğmeye basınca ara panel açıldı "Bu Mehmet bey senin özel şoförün. Bundan sonra seni o istediğin yere götürecek."
"Neden?"
"Çünkü ben öyle istiyorum."
Tatmin olmamıştım "Neden öyle istiyorsun?
" Çünkü taksiden daha iyi, eğer istersen kendi arabanla da gidip gelebilirsin."
Mala bak sanki arabam vardı! Mümkün değil ondan bana araba almasını istemezdim. Babamı arayıp araba istesem ertesi gün istediğim modeli gönderirdi ama bu sefer de Cem'e karşı ayıp olurdu. Daha hala beni kırıp döküp hiç ayıp edeceğini düşünmeyen adama acıyordum "Lanet olsun içimdeki insan sevgisine!" diye geçirdim. Arabanın bir yıl için gereksiz bir harcama olduğuna karar vererek sessiz kaldım. Eve girdiğimizde yukarı çıkmak için merdivenlere yöneldiğimde Cem kolumu yakalayıp "Bu akşam neden eve gelmeyip o taksiciyle yemeğe gittin? Sen artık evli bir kadınsın." dedi. En sonunda asıl konuya gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDI
ChickLitBade... İmam "Mehr-i müeccel olarak ne istiyorsun kızım?" diye sorunca "Üç talak hakkımı." diye cevap verdim. Cem kulağıma eğilip "Başka bir şey iste çünkü dinen o hakkını istersem elinden alabilirim." dediğinde bunu nereden bildiğini sorgulayamayac...