18. AŞK SANA BENZER

6K 389 463
                                    

      Cem'in üzerine çıkmıştım. Heeyy! Biraz sakin olun düşündüğünüz anlamda değil! Bir kere savunmam çok kuvvetli uyuyordum yani bilinçsizdim! Bu konuda kim beni suçlayabilir ki? Laf aramızda korktuğumu yapmamak için tüm irademi kullanmam gerekmişti. Uyandığımda başım omzunda bacaklarım bacaklarına sarılmış elim ise kalbinin üzerindeydi. Cem de elini elimin üzerine yerleştirmiş sanki kaçacakmışım gibi tutmuştu. Ben kıpırdanınca o da güzelim yeşil gözlerini araladı bu kadar yakın olmak benim için tehlikeliydi. Aramıza mesafe koymak için uzaklaşmaya çalışınca beni kollarında hapsedip daha da yakınına çekti ve gitmeme izin vermedi. Yeşilin en güzel tonuna dönüşen gözlerini gözlerime perçinleyince o an uzaklaşamadım işin kötüsü böyle bir şeyi istemedim de.

      Bakışlarının yoğunluğu hareket etmemi engelliyordu sanki bakışları beni büyülüyordu. Yüzüme dökülen saçlarımı çekip alnıma bir buse kondurdu dudakları bir süre asılı kaldı benden uzaklaşmak istiyor ama bir türlü yapamıyordu. Rüyadan uyanır gibi silkinip kendine geldi "Günaydın karıcığım malum bugün pazar, kahvaltı işi benim. Sen hemen kalkma dinlen." diyerek yanımdan ayrıldı sonra da banyoda gözden kayboldu. Allah'ım bu adam neden bu kadar tatlı ve sevilesiydi? Bütün savunma kalkanlarımı indirmek istememe sebep oluyordu. Kendimi yatağa geri bıraktım ve gözlerimi kapattım. Şirazem kaymıştı kedi gibi ona sokulmak istiyordum beni okşasın sevsin istiyordum. Duştan tazelenmiş olarak çıktı üzerine tişört giyerek odadan ayrıldı ve ben arkasından bakakaldım. Evet! Aynen böyle yaptım!

        Kalbim neden deli gibi atıyordu bu adam ciddi ciddi kalbe zararlıydı. Benim Cem'den neyim eksikti? Ben de duş alır tazelenirdim. Bu düşüncelerimin anlamsızlığını kavrayınca  kendimi Cem'le sidik yarışına giren bir erkek çocuğu gibi hissettim. Ne olursa olsun o benim kocamdı bu saçma ergen tavırları alışkanlık haline getirmekten vazgeçmeliydim. Ona hala deliler gibi aşık olduğumu unutmamalıydım. Merdivenlerden aşağıya indiğimde Cem masayı hazırlıyordu annem ve babam masadaki yerlerini almış hep beraber sohbet ediyorlardı. Annem ve babamı evimde görmek paha biçilemezdi şöyle bir durup onları izledim gördüklerimin ne kadar güzel bir manzara olduğunu düşünmeden edemedim. İçimden dolup taşan mutluluk sesime yansıdı "Günaydın." diye şakıdım. Annem "Günaydın." dedikten sonra "Kızım ben seni böyle mi yetiştirdim? Kocandan sonra kalkmakta neyin nesi?" diye kalayı bastı. Annemden böyle bir tepki beklemediğim için gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.

        Henüz ağzımı bile  açamamışken cevap Cem'den geldi "Anne Bade'yi çok güzel yetiştirmişsiniz. Her sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı hazırlıyor ve bana eşlik ediyor. En güzel gülümsemelerini bahşedip beni yolcu ediyor. Bugün benim evde olduğum tek gün aramızda anlaştık pazar kahvaltısı bana ait. Ben 'Hemen kalkma.' dedim." sözleriyle anneme karşılık verdi. Annem rahatlamıştı Cem'e dönüp "İşte tam olarak benim kızımı tarif ettin. Ne bileyim geç kalkınca şaşırdım açıkçası." dedi böylece olay tatlıya bağlanmıştı.

         Kahvaltıdan sonra kendimizi dışarı attık dün yatmadan önce hep beraber Eminönü'nden vapura binip Adalar'a gitmeye karar vermiştik. Oldum olası deniz taşıtlarından hazzetmem çünkü küçük yaşta Titanik filmini izledikten sonra boğulmaktan korkmaya başladım. Kim demiş Titanik romantik film diye? Düpedüz korku filmiydi be! Günlerce kabus görmüştüm işte böyle oluştu boğulma fobim. Vapurdayken babam bu korkumu bildiği için kollarını açtı "Gel prensesim korkma." dediğinde ona doğru ilerledim ama annem hem onu hem beni durdurdu.

"Güzel prensesin büyüdü, artık kocası var o kızımızla ilgilenir. Elinde bir tek ben kaldım Devran ağa." dedi gülerek. Babamın koluna sarıldığında yirmi dört yıllık babam tarafından anında satıldım adam beni unutup annemle denizin seyrine daldı.

GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin