Cem'e yalan söylediğimi ve bebek onunsa çoğu şeyin değişeceğini çok iyi biliyordum. Onun yanında kalıp destek olurken kendimi yok edecektim muhtemelen başka bir kadından çocuğu olursa mahvolacaktım. Aşk için kendimden vazgeçmeli miydim? Gerçekten aşk için değer miydi? Asıl cevaplanması gereken konu buydu. Aklımdaki beni boğan soruları çabucak yok ettim henüz gözlerine bakmaya hazır değildim. Sanki tereddütümü yüzümden okuyacakmış gibi hissediyordum. Sonra ona olan aşkımı düşündüm beni nasıl mutlu ettiğini. Beni sevdiğini söylerken gözlerinin o yeşil tonunu, beni arzuladığı zamanlarda nasıl koyulaştığını hayal ettim. Göz kapaklarımı kaldırınca bakışlarımız buluştu. Birbirimizden ayrıldık ne yapacağımızı bilemez bir şekilde kalakaldık. Gözlerimi araştırdığını görebiliyordum eteklerimizdeki taşlar dökülmüştü sözün bittiği yerdeydik. Fikrimi değiştirip değiştirmediğimi anlamaya çalışıyordu.
Onu rahatlatmak için tam ağzımı açtığım sırada geri kapatmak zorunda kaldım. Çünkü içeriye hışımla giren Mazlum abiye kilitlendi bakışlarım.
"O adam Sema'nın kocası değil miydi? 'Karımı hamile bıraktı.' diye bas bas bağırıyordu. Bu da ne demek oluyor?" diye haykırdı. Onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Sesi de elleri gibi titriyordu.
Cem yanına giderek "Baba açıklayabilirim."dediğinde yüzüne inen tokatla ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Cem de böyle bir şey beklemiyordu şaşkınlıkla babasına baktı. Bana bakma zahmetine dahi girmeden ceketini alıp odasını terk etti. Yapayalnız kalmıştım beni orada bırakıp gittiğine inanamıyordum. Bunun sorumlusu ise başı önüne düşmüş tokat attığı titreyen eline bakıyordu.
"Baba neden böyle bir şey yaptın? En azından Cem'i dinleyebilirdin." diyerek kocamı savunmaya çalıştım.
"Ben bunu Devran amcama nasıl açıklayacağım." dedikten sonra koltuklardan birisine çöktü. Sıkıntıyla yüzünü sıvazladı üzgün ve şaşkındı.
"Kimseye bir şey açıklamak zorunda değilsin. Henüz Sema'nın bebeğinin ondan olduğunu bilmiyoruz."desem de beni duyduğunu sanmıyordum.
Çünkü "Aman Allah'ım torunum olacak. Dede oluyorum." diye mırıldandı. Sanki az önce babama bu durumu nasıl açıklayacağını düşünen o değilmiş gibi şimdi de torun sevinci yaşıyordu.
Bu duygu değişimi karşısında ne yapacağımı bilemedim bebeğin böyle bir etkisi olacağını tahmin etmeliydim. Sonra kendime haksızlık yaptığımı düşündüm ben bebekler ve onların varlığı insana neler yapar nereden bilebilirdim? Hayatımda çok değer verdiğim bir bebek yoktu veya henüz anne değildim. Hatta hala bile olmamıştım bu konuda çok cahildim. İçime bir korku düştü hızla içimi kemirmeye başladı. Tek aklıma gelen alelacele odayı terk etmek oldu aklımdaki düşünceyi hayata geçirip odadan ayrıldım. Asansörle aşağı inerken ne yapacağımı bilemez halde düşüncelere dalmışım. Az önce odada yaşananlar bir filmin ön gösterimi gibiydi. Belki Cem şu anda herhangi bir şey hissetmiyordu ama bebek eğer onunsa kucağına aldığı anda işler değişecekti.
Hayır! Hayır hayır! Ben bunu yapamam bana ait olmayan bir bebeğin varlığına katlanamam! O kadar güçlü değilim Cem'in başka bir kadından olan bebeğini kucağında görmeye dayanamam. Hayalimdeki görüntüler kabus gibi üzerime çöktü. Canım yanıyordu önümü görmez bir halde dışarı çıktım parçalanan hayatıma şaşırıp kalmıştım. Dün akşam, bu sabah ve şimdiyi düşündüm aradaki uçurumu fark etmemek mümkün değildi.
Yürüyordum ama nereye gittiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yüzümü yalayan rüzgarı hissettim rüzgara direnmeye çalışan yaprakların hışırtılarını dinledim. Aynı benim gibi kendilerinden daha güçlü bir düşmanla savaşıyorlardı. Yerdeki dökülen yapraklar ise çetin savaşı kaybettiklerinin kanıtı gibiydi. Acaba ben savaşımı kaybettiğimi ne zaman anlayacaktım? Göğe dua eder gibi dallarını kaldıran ulu ağaçların yapamadığını ben nasıl yapacaktım? Tüm direncim kırıldı ürperince kollarımı kendime sardım. Üşüyordum ama bunun sebebi soğuk değil de yalnızlıktı. Şimdi, şu anda kendimi hiç olmadığım kadar yalnız hissediyordum. Bir banka çöktüm başım önümde düşüncelere daldım. Neden Cem beni odasında bırakıp gitmişti ki? Beni de alsaydı yanına, elimi tutsaydı "Geçecek güzelim, bunu beraber atlatacağız." deseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDI
Chick-LitBade... İmam "Mehr-i müeccel olarak ne istiyorsun kızım?" diye sorunca "Üç talak hakkımı." diye cevap verdim. Cem kulağıma eğilip "Başka bir şey iste çünkü dinen o hakkını istersem elinden alabilirim." dediğinde bunu nereden bildiğini sorgulayamayac...