Cem gece bizi eve bırakınca yanağından öpüp teşekkür ettim. Belime sarılıp beni yakınına çekmesine ve dudağımın kenarına minik bir buse kondurmasına hazır değildim. Gözlerime bakıp "Sen nasıl bir şeysin böyle? İnanılmazsın." demesi ise beni benden aldı. Kapıyı yüzümde aptal bir sırıtışla örtünce Bahar saklandığı yerden çıktı bizi dikizlediği için hiç de utanmış gibi görünmüyordu. Gülümsemesi tüm yüzüne yayılıp "Ben biliyordum bu iş olacak." dediğinde bende kocaman gülümsedim. İnşallah öyle olurdu inşallah tek aşkım beni severdi.
Sabah Bahar'ın çığlıklarıyla uyandım dün gece üst kattaki yatak odasına eşyalarımı taşımış ve alt kattaki yatak odasını Bahar'a bırakmıştım. Kalkmak için debelenirken yataktan düştüm. Allaaah! Gitti benim çanak! Zorlukla doğrulup popomu ovalarken bir yandan da aşağı inmek için koşturuyordum. Kapıda abimi görünce depar atarak merdivenlerden aşağı inip abimin kollarına resmen kendimi fırlattım. İstanbul'a temelli yaşamaya geleceğim şu günlerde kafama dank etmişti artık her sabah annemi babamı abimi ve Bahar'ı göremeyecektim o yüzden abime can simidi bulmuş gibi yapışmıştım.
Gülerek "Beni bu kadar özleyeceğinizi bilseydim dünden gelirdim." dedi bir kolunu bana bir kolunu Bahar'a sardı. Salona geçtiğimizde koltuğa oturduktan sonra Bahar'ı kucağına çekerek boynunu koklayıp öperken bir yandan "Çok özledim ömrüm seni." diye mırıldandı. Bahar başını omzuna yaslayıp gözyaşlarını sildi "Ben de seni çok özledim ruhum." diye karşılık verdi abime. Onların aşk ve özlemle sarılı bu hallerini görünce gözlerim doldu. Birbirini bu kadar seven bir çift daha tanıyordum o da annem ve babamdı. İçtenlikle kalbimden gelerek "Allah'ım yalvarırım bana da böyle bir aşk nasip et."diye dua ettim. Gönlümden Cem ile böyle olmak geçiyordu yinede bunu dillendirmeye korkuyordum.
Sağolsun abim yine yaptı yapacağını "Sabaha kadar direksiyon salladım çok uykum geldi Bade hadi abiciğim sen de naş naş Cem'i ara kahvaltıya falan gidin ben dinleneceğim bizim oda nerede Bahar'ım hadi göster." demesiyle çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Tabi Bahar'ın alı al moru mor oldu "Of Baran! Hiç de belli etmedin yani!" diye bir güzel abimi payladı "Ne yaptım şimdi ben? Senin için fesat karıcığım." diyerek sırıtırken Bahar da ona gülümseyip tıpış tıpış peşinden gitti. Onunki de istemem yan cebime koy misaliydi. Allah'ım ben böyle bir abiyi hak etmek için ne yapmış olabilirim?
Üst kata çıkıp kotumu ve siyah eşofman üstümü giyip spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Sessizce kapıyı çektikten sonra telefonumu cebime tıkıp asansörü çağırdım ve beklemeye başladım. Neyse ki saçlarımı taramayı at kuyruğu yapmayı akıl edebilmiştim. Asansörün kapıları kayarak açıldı içinde genç gözlüklü bir genç vardı. Başımla selam verip panelde zemin katın ışığının yandığını gördüm demek ki o da zemin kata iniyordu "Sizi tanıyorum." demesi üzerine başımı kaldırıp yüzüne baktım bana hiç tanıdık gelmemişti sanırım başka bir kişiyle karıştırıyordu "Yanlışınız var buralı değilim." diyerek karşılık verdim sözlerine "Biliyorum Mardin'de görmüştüm sizi, ben doktorum yengeniz ile ilgilenmiştim hamile olduğunu öğrendiğinde beni çok korkutmuştu ruh hali çok kötüydü. İsmim Ata Soylu." dedikten sonra elini uzattı "Bade." diyerek elini sıktım. Asansör zemin katta durunca indik
"Eğer işiniz yoksa sahile inip simit alacaktım sever misiniz? Bana eşlik etmenizden mutluluk duyarım."
"Tabi çok severim. Neden olmasın hem yolu öğretirsiniz bana, daha yeni geldim hiç bilmiyorum buraları." dedikten sonra ellerimi cebime koyup yanında yürümeye başladım. Sahile ulaştığımızda Ata yakındaki simitçiden ikimize de birer tane simit aldı. Ailesinin Almanya'da yaşadığını ve bizim üst katımızda oturduğunu öğrendim. Uzmanlık sınavında kardiyoloji bölümünü kazanınca İstanbul'a geri dönmüş. Bende artık İstanbul'da yaşayacağımı söyledim onunla sohbet etmek çok kolay ve eğlenceliydi. Çok güldüm hastane maceralarını, hocalarıyla yaşadığı diyalogları anlatırken. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım arkamdan sahte bir tatlılıkla "Sevgilim her yerde seni arıyordum." diyen Cem'in sesini duyunca yerimde zıpladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDI
ChickLitBade... İmam "Mehr-i müeccel olarak ne istiyorsun kızım?" diye sorunca "Üç talak hakkımı." diye cevap verdim. Cem kulağıma eğilip "Başka bir şey iste çünkü dinen o hakkını istersem elinden alabilirim." dediğinde bunu nereden bildiğini sorgulayamayac...