🌹KESİT 3🌹

2.3K 177 191
                                    

Cem ve Mazlum abi ipini koparmış dağ aslanları gibi kükreyerek bize doğru koşuyorlardı. Vildan abla "Sıçtık!" dediğinde "Ha şunu bileydin!" diye cevap verdim. Ava giderken avlanmıştım buyurun cenaze namazına. Bade ve Vildan'ı nasıl bilirdiniz a dostlar?

Adamın eline vurup onu savuşturduktan sonra hızla doğruldum. Ne yapacağımı nereye kaçacağımı şaşırmıştım "Aferin Bade bir gün daha bekleyemedin!" diye kendime çemkirdim. Bunu nasıl yaptığımı soracak olursanız verecek cevabım yoktu. Şu durumda her şekilde saçmalama hakkımı kullanabilirdim çünkü Vildan ablanın dediği gibi boku yemiştik. Adımlarım geri geri gitse de Cem iki kolumu kavrayarak çabucak yakaladı beni. Can havliyle "Vallahi açıklayabilirim kocacığım!" dediğimde "Görünen köy kılavuz istemez! Neyi açıklayacaksın karıcığım!" diyerek cevabı yapıştırdı. Diğer tarafta Vildan abla ile Mazlum abinin sesleri geliyordu ama onlara yoğunlaşamıyordum zira kendi canımın derdine düşmüştüm.

Vildan ablayı satışa çıkaracaktım, kurtulmak için başka çarem yoktu ama bunu yumuşatarak yapmam gerekiyordu. Hem benim gerçekten bir suçum yoktu kırk yaşından sonra sapıtıp yoldan çıkan oydu ben değildim. Vildan ablayı işaret edip "Hepsi annemin suçu!" diyerek bu durumdan sıyrılmaya çalıştım, aferin bana:)
Bir anda karı kocanın sesleri kesildi Vildan abla coşkuyla "Ayyy! Duydun mu Mazluuumm! Kızım bana 'anne' dedi" Kadın konuşmuyordu bildiğin şakıyordu. Derin bir oh çekecektim ama kendini çabuk toparladı "Nasıl yaa! Kızım bir kere ben sana sordum fikrini istedim. Sende gülümseyerek başını salladın ve onay verdin." dediğinde araba farına yakalanmış tavşan gibi kalakaldım.

Ah o manda ile yavrusunu elime bir geçirirsem kızılcık sopasıyla popişlerine popişlerine vuracaktım. Başıma gelen her şey onların suçuydu. Tabii amacıma ulaşabilmek için öncelikle bu iki kafadara yaklaşabilmeliydim, siz hiç manda diğer adıyla camış gördünüz mü? Ben çocukken görmüş korkudan neredeyse altıma etmiştim. Sonuçta onlara yaklaşamayacağım kesinleşince doğruyu çarpıtmaya karar verdim.

"Vallahi billahi, şuradan kalkıp şuraya gitmek nasip olmasın ki, senin spor hocasıyla ilgili fikrimi sorduğun kısmı hiç duymadım. O anda aklım kendini korumaya almış olmalı. Çünkü o sırada ömrüm boyunca görmek istemediğim pembe tüylü malum şeyi gözüme sokmakla meşguldün. Demek ki seni o anda duyamamışım anneciğim!" diye çemkirdim. Söylemesem içimde kalırdı Vildan abla önce kızardı sonra morardı ne diyeceğini bilemedi oh olsun sana!

Mazlum abi "Vildan Allah seni bildiği gibi yapsın! Gelinimize neler anlatıyorsun sen, hem bu adam kim?" diyerek günün asıl önemli sorusunu sordu.

Vildan abla "Özel spor hocası Mazlum; eve gelip bize zayıflamamız şekle girmemiz için yardımcı oluyor. Cemiyetten Mine Şahinoğlu tavsiye etti. O çok memnun kalmış, her anlamda çok işe yarıyormuş, dört dörtlükmüş" dedi.

Allahım al beni! Hiç bu sözler kocaya söylenir mi? Bir kadın ancak bu şekilde kendi topuğuna sıkabilirdi! Neler saçmalıyordu, bizim aşüfte spor hocası tam da tahmin ettiğim gibi jigolo çıkmıştı. Sıvışmaya çalışan spor hocasını Cem kolundan yakalamıştı ama adam o anda hiç ummadığımız bir şey yaptı.

"Çek ellerini üzerimden! Senin gibi zengin bebelerini ellerim arkamda bağlıyken bile döverim." dedikten sonra kurtulmak için kocama yumruk atınca bende de şarteller attı.

Cem'in, hayatımın aşkının yüzü savruldu dudağını gömleğinin koluna silince gömleğindeki kanı gördüm. Alçak adam kocişimin dudağını patlamıştı kim bilir nasıl canı yanmıştı aşkımın. Önce gözüm doldu sonra da gözüm döndü bir anda. Adamın arkasından sırtına atladım bir yandan "Seni erkek orospusu! Kocama vurmak ha! Benim kocişime yumruk atmak ha! Ben seni öldürmez miyim?" diye bağırıyor bir yandan da yüzünü tırmalıyor var gücümle vuruyordum. Cem "Ne yapıyorsun Bade, delirdin mi? İn adamın üzerinden! Kafayı mı yedin?" derken bir yandan da adamın açığını arıyordu. Adını unuttuğum jigolo da benden kurtulmaya çalışıyordu. Canını yakabileceğimden değil, ona gücüm yetmezdi ama delirmiştim bir kere! Neyse ki Cem'e yardım etmediğimi tam tersi engellediğimi çabuk fark etmiştim. Sırtında asılı kaldığım için bana bir şey olabilir diye aşüfteye vuramıyordu.

Mazlum abinin beni adamın sırtından almaya çalıştığını anlayınca klasikleşmiş imzamı üzerinde denemeye karar verdim. Üstten saçlarına yapıştım Mazlum abi beni birden çekince hiç ummadığım şey oldu aşüftenin saçı elime yapıştı. Elimi silkeliyordum ama bir türlü gitmiyordu "Aayyyyyy! Bu ne! Yapıştı gitmiyor musibet!" diye çığlık çığlığa bağırmaya başladım. Başımı kaldırıp adama bakınca beynimden vuruldum. Bu sefer de şaşkınlıkla "Ayyyy! Saçı boyalı diye tahmin yürütüyordum; bu kelmiş ya!" diye çığlık atmaya başladım. Adam kelini gizlemeye çalışırken açık vermiş oldu Cem'in kafa atmasıyla yere yıkılıp oluk oluk kan akan burnunu tutmaya başladı.

Cem "Zengin bebesi sadece seni değil hem gelmişini hem geçmişini halleder." dedi. Ederdi valla! Adamı kaldırıp kapı dışarı ederken gurur duydum kocamla. Pislik giderken neyse ki elime yapışan peruğunu da alıp götürdü...

Kusura bakmayın canlarım, bölüm yazamadım ama kısa bir alıntıyla geldim huzurlarınıza.

Oğluşum ile pek bir haşır neşiriz bugünlerde. Anlayış gösterdiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum.

Öpüldünüz. İyi okumalar. 😘

GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin