22. RÜYALAR VE GERÇEKLER

5.1K 375 437
                                    

Az önce yaşadıklarımın Sema'nın gözü önünde gerçekleştiğini fark edince yıkıldım. Bir an için sendeledim neredeyse yere kapaklanacaktım. Arkamdan "Bade beni bekle!" diyen sesi duydum ama durmadım. Çünkü bu saatten sonra Cem'le işim kalmamıştı.

Ona bakmadan "Hani senin ailen bendim... Hani bensiz yaşayamazdın?" diye sordum. Hıçkırmaktan dudaklarımdan kelimeler zorlukla dökülmüştü.

 
       Bana yetişip arkamdan sarıldı ve daha fazla ilerlememe izin vermedi. Kollarından sıyrılmaya çalıştıkça daha sıkı sardı beni, çaresizdim. Ondan kurtulmaya çalışıyor ama sonuç alamıyordum tam anlamıyla kapana kısılmıştım. Öfkemle birlikte çaresizliğim de arttı bu da daha çok ağlamama sebep oldu. Sanki vücuduyla bedenimi sıkıştırmıştı bu işte bir terslik var gibiydi, sebebini bilmesem de hissediyordum.

"Bade iyi misin güzelim neyin var? Neden ağlıyorsun bebeğim?" diye soran Cem'in boğuk ve uykulu sesi beni hızla kendime getirdi. Gözlerimi açınca ilk başta ne olduğunu, nerede olduğumu anlayamadım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum ama Cem'in evinin yolunda değil rahat yatağımın içindeydim. Cem beni yakalamamış sadece uykusunun arasında sarılmıştı. Bu sefer hissettiğim rahatlamayla ağlamam şiddetlendi rüya görmüştüm daha doğrusu korkunç bir kabustan uyanmıştım. Cem yatakta oturup beni kucağına çekti artık endişelenmeye başlamıştı.

"Bade korkmaya başlıyorum neler oluyor güzelim? Kafayı sıyırmadan ne olduğunu anlat bana!" diyerek daha sıkı sardı beni. Boynuna başımı gömüp kokusunu içime çektim varlığını hissetmeye deli gibi ihtiyaç duyuyordum. Hıçkırıklarım dinse de gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu. Başımı kaldırmadan ellerimle yüzüne omuzlarına kollarına dokunuyor temasımı bir türlü kesemiyordum. Ondan azıcık uzaklaştım içime derin bir nefes çektim. Güçlükle konuşma kabiliyetimi kazanarak "Çok... Çok kötü bir rüya gördüm... Sen... Sen bana inanmıyordun... Bana... Bana bağırıyordun..." derken avuç içlerimle gözyaşlarımı siliyordum. Bu sözlerim üzerine beni göğsüne bastırdı bir süre de bırakmadı. Ben ise hala hıçkıra hıçkıra ağlıyordum hala gördüğüm kabusun etkisindeyim. Hala kaybetme korkusu yaşıyor hala kendimi aşağılanmış hissediyordum. Tamamen sakinleştiğime ikna olana kadar saçlarımı okşadı başımın tepesine minik buseler kondurdu. O bana sarıldıkça yavaş yavaş sakinleştim. Nihayet sadece kabus gördüğümü idrak edebildim.

"İyi misin?" diye sorunca cevap vermeden sadece başımı salladım. Yüzüme bakabilmek için çenemi yukarı kaldırıp burnumun ucunu öptü. Bakışları güven veriyor ve beni sakinleştiriyordu saçlarımı geriye çekince gözlerimiz perçinlendi "Bu dünyada en çok sana inanıyorum. Sen bana duymak istemesem bile doğruları söyleyebilecek tek insansın. Sana güvenmesem seni sevebilir miyim sanıyorsun? Çevremde o kadar çok yalaka insan var ki, hiçbir zaman sadece duymak istediklerimi söyleyecek itaatkar bir eş istemedim. Arkamda değil yanımda olacak beni silkeleyebilecek yanlışımı yüzüme vurabilecek güçlü bir kadın istedim. Aslında şöyle bir bakınca farkında olmasam da Allah'tan seni dilemişim, seni beklemişim... Çok şükür Rabbim'e. Seni çok seviyorum." dedikten sonra alnıma bir buse kondurdu ve beni yeniden göğsüne bastırdı. Sözlerinin gücüyle tekrar gözlerim doldu "Teşekkür ederim. Seni seviyorum." diyerek karşılık verdim ama Cem "Hayır güzelim olması gereken olduğu için teşekkür etme."diyerek beni yatağa yanına çekti. Sabaha kadar göğsünde uyudum beni sarmasının kollarında olmanın tadını çıkardım.

 
          Sabah alarmın kulak tırmalayan sesi tarafından uyandırıldım... Bir dakika ya telefonun alarmını kurmamıştım ki, sabahın köründe lüzumsuz gereksizin biri arıyordu. Gece geçirdiğim sinir krizi yüzünden yorgun düşmüştüm hala uyumak istiyordum. Telefonun ekranına bakıp okul müdürünün aradığını görünce aniden kendime geldim. Boğazımı temizleyip aramayı cevapladım "Efendim." dediğimde bugün bir öğretmenin izinli olduğunu söyledi ve beni okula çağırdı. Mecburen "Tamam." diyerek aramayı sonlandırdım. Görüşmem bitince yutkunmak zorunda kaldım çünkü gün aynı rüyamda gördüğüm şekilde başlamıştı. Silkinip kendime geldim sadece saçma bir rüya görmüştüm bu rüyayı kötüye yorup kendimi kısıtlamayacaktım. Aslında rüyam bana fikir vermişti kahvaltıda Cem'e akşam Selin'le kız kıza yemek yiyeceğimizi söyledim onun yerine okul çıkışı Mazlum abi ve Vildan ablanın evlerine gidip onlarla konuşacaktım. Haber vermemek konusunda ise fikrimi değiştirmemiştim mazoşist tarafım Sema'nın orada olup olmadığını görmek istiyordu. İtiraf etmesem de ciddi ciddi bildiğiniz baskına gidecektim.

GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin