2. BAHAR'IN BENDEKİ YERİ

8K 374 224
                                    

İlk ne zaman aşık oldum ben bu çocuğa en ufak fikrim yok belki gözleriydi beni çeken yada ağırbaşlı duruşu o yüzden emin olamıyordum. Belki de kilolu olduğum dönemdeydi. Tek bildiğim iki yıl boyunca hiç Mardin'e gelmemişti. Sonra geldiğindeyse boyu uzamıştı çok yakışıklı bir delikanlı olmuştu ve yirmi yaşındaydı. Bense zayıflamıştım kilolu çirkin halimden kurtulmuştum.

Masallara inanan saf bir kız olarak benimle artık "Şişko." diyerek dalga geçemeyecek hatta güzelliğim ve düzgün fiziğimi gördüğü anda bana aşık olacak sandım. Filmlerde ve masallarda öyle olmaz mıydı? Oğlan kızı beğenmez çirkin olduğunu söyler. Sonra kız azmedip zayıflar güzelleşir ve oğlan kızı görür görmez aşık olur. Lanet olsun bu filmleri yapanlara böyle aşk romanları yazıp beni hayal kırıklığına uğratanlara, boyunları altlarında kalır inşallah. Ulan hiç utanmadınız mı bizim gibi masum genç kızların duygularıyla oynamaya? Ooof offf!

Hiç de filmlerdeki gibi olmadı baksa da görmedi. Fark ettiğini bile sanmıyordum onun için görünmezdim. Ben de Mardin Artuklu Üniversitesinde sınıf öğretmenliği bölümünde okuyordum. Onun İstanbul Üniversitesi'nde işletme okuduğunu öğrenmiştim. Sonra aşık her genç kızın yapacağını yaptım. Kendime sahte hesaplar açıp onu sosyal medyada takip etmeye başladım. Çok fazla kullanmasa da arada bir kızla olan resimlerini paylaşıyordu. Kız siyah saçları mavi gözleri ve beyaz teniyle çok güzeldi resmen bir içim suydu. Cem'in ona bakışları ise her şeyi ele veriyordu. Ona aşık olduğu o kadar barizdi ki.

Bana acı verse de onların fotoğraflarına bakmaya devam ediyordum. Ne kadar fazla bakarsam salak olduğundan kesinlikle emin olduğum kalbim onu sevmekten vazgeçer sanıyordum. Zavallı yüreğim benimle aynı fikirde değildi inatla ve ısrarla onun için atmaya devam ediyordu. Aptal kalp sen bir mazoşistsin acı çekmekten zevk alıyorsun! Canına yazık değil mi ama ya? Kalbe laf geçmez sözünün canlı kanıtıydım ben, öyle olmayı hiç istemesem de.

Okulumu bitirdim bu süre zarfında onu hiç görmedim artık büyümüştüm mantığımı aşkımın üzerinde tutmayı başarmıştım. Artık ta derinlerde annem dışında kimsenin bilmediği gizli bir yara oldu Cem benim için. Sadece bazı geceler yaramın sızlamasına ve kanamasına izin veriyordum sonucu da ağlayarak uykuya dalmak oluyordu. Annem ve babama nasıl da imreniyordum onların aşkla birbirine bakması benim de öyle bir aşk istememe sebep oluyordu.

Abimin Nurbanu ile olan düğününde uzun yıllar sonra ilk kez göz göze geldik. Utandığım için hemen birilerine bakınıyormuş gibi yaptım. Bir süre sonra ona tekrar baktığımda çoktan başını eğmiş ve düşünceli haline geri dönmüştü. Arada kaçamak bakışlar atmış ve onu sürekli üzgün görmüştüm. Gerçi abimin durumu ondan beterdi. Kendi düğününde bu kadar mutsuz ve düşünceli olmasına bir anlam verememiştim.

Gerçi iyi bir tahminim vardı amcamın kızı olsada Nurbanu dünya üzerindeki en sevimsiz insan olabilirdi. İki çift söz etmeye kalksan sohbet etmeye çalışsan zehirli dilini hemen çıkarıp seni sokmaya çalışırdı. Kendini beğenmiş kibirli bir insan olduğu için uzak durmayı tercih ediyordum. Abisi denen sapık ondan da beterdi. Oldu bitti hiç sevmem o tür insanları kimse kimseden üstün değildir benim gözümde. Onun tepeden kendini beğenmiş bakışlarını ise çok itici buluyordum.

Zavallı abiciğim benim, onun için gerçekten üzülüyordum abim gibi bir adamı hiç hak etmediği halde onunla evleniyordu. Baran Ağanın karısı olduğu için artık daha beter olur kimseyi beğenmezdi. Onun için etiket çok önemliydi abimi sevdiğini bile düşünmüyordum. Bir haftalık düğün bitince sabah zılgıt sesleriyle uyandım. Annem kimsenin kanlı çarşafını görmek istemediğini kesin dille belirtmişti. O yüzden Nurbanu'nun üvey annesi ve aynı zamanda teyzesi olan Sultan yenge gelip çarşafı görmüş ve zılgıt çekmişti. Ah abi ah! Nasıl miden kabul etti o yılanı?

GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin