Yatakta oturur pozisyona geçip "Bunu yanına bırakmayacağım Cem, burnundan fitil fitil getireceğim ama şimdi yukarı çıkalım ve misafirlerimizle ilgilenelim." dedikten sonra ayaklandım. Kocam olacak adam kamaranın kapısını kilitleyip yanıma yaklaştı ben de o sırada kalktığım yatağa kendimi çuval gibi bıraktım. Elimi tutmaya çalışınca ellerimi çekip "Dokunma bana!" diye bağırdım. Benden böyle bir tepki beklemiyordu ama çok öfkeliydim. Bir türlü ikisinin öpüşme anlarını beynimden uzaklaştıramıyordum. Sürekli başa sarıp tekrar tekrar bana işkence ediyordu. Bir tek o da değil Oylum'un Cem'in kucağındaki halleri, Gözde ile suyun içindeki anları da devam filmi niteliğindeydi. Önümde diz çökerek ellerini teslim olur gibi kaldırdı "Tamam bebeğim, dokunmuyorum. Beni iki dakika dinle ondan sonra çıkalım yukarıya." dedi.
"İstediğin kadar konuş nasılsa bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek."
"Olsun. Bir kere dinle ondan sonra karar verirsin. Sen sudan çıkınca hemen arkandan kamaraya geldim ama sen duşa girmiştin." dedikten sonra yatağın köşesini işaret etti.
"Eğer bana inanmıyorsan bak şu köşeye oturdum hatta üzerimden hala sular damladığı için yatak örtüsü ıslandı. Seni bekliyordum duştan çıkmak üzere olduğunu biliyordum çünkü su sesi kesilmişti. O arada Gözde kapıyı çaldı beni dışarıya merdivenlerin oraya çağırdı "Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var." dedikten sonra saçma salak bir şeyler zırvalamaya başladı. O anda düşündüğüm tek şey yanına geri dönmekti "Eğer sadede gelmeyeceksen karımın yanına gitmek istiyorum." dedim. Seni bir an önce görmek istiyordum neden öfkeli olduğunu soracaktım. Arkamı dönüp yürümeye başlamışken beni kolumdan yakaladı bunun üzerine yüzümü ona çevirdim. Tam da o anda senin olduğun kamaranın kapısı açılınca birden dudaklarıma yapıştı ne yaptığını anlamaya fırsatım bile olmadı. İlk defa aramızda böyle bir şey geçiyordu arkadaşım olduğunu sanıyordum daha önce hiç bana yaklaşmayı denememişti. İnan her şey bir anda gerçekleşti bir saniye bile sürmedi. Onu kendimden uzaklaştırmak için hamle yaptığımda senin çığlığını duydum. Yemin ederim ki bu şekilde oldu daha fazlası değil. Çok... Çok özür dilerim." dedi. Son günlerde yaşadıklarım yüzünden yorulmuş ve bıkmıştım doğru veya yanlış olsa ne fark ederdi neyi değiştirirdi?
"Buna sen fırsat verdin! Kör müydün Cem? O eski kaşarın üzerine erimeye çalıştığını göremedin mi? Farkındaysan sen artık evli bir adamsın. Başka kızların kucağına oturmasına izin veremezsin. Başka kızlarla denizde cilveleşemezsin en başta senin karına saygın yok ki başkasının olsun. Eğer bu hareketler sana normal geliyorsa belki ben de gidip Mehmet'in kucağına oturmalıyım nasılsa senin için sorun olmayacak veya..."
" Hayır! Asla!" diyerek sözümü kesti.
"Neden?"
"Çocukluk arkadaşımı dövmek zorunda kalırım."
"Demek öyle demek ki aramızda çifte standart olacak 'Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.' sözünü duymadın mı? Nasıl bu kadar bencil olabiliyorsun? İnanamıyorum sana! Aslında boşver biliyor musun artık yoruldum! Bıktım! Sevgi aşk bir yere kadar. Bir taraftan Sema ve bebeği diğer taraftan senin bencilliklerin tükendim artık. Ne zaman anlayacaksın evli olduğunu ve karına karşı sorumlulukların olduğunu? Bugün yaşadıklarım ve gördüklerim sana bakış açımı değiştirdi. Gözümden düştün seni eskisi kadar sevmiyorum sana önceki kadar aşık değilim biliyor musun?" dediğimde bileklerimi yakaladı "Sadece kızgın olduğun için beni sevmediğini söylüyorsun! Aslında böyle hissetmiyorsun! Hala bana aşıksın biliyorum lütfen bizden vazgeçme!" sanki sayıklar gibi konuşuyordu cevap vermedim gözlerine bakmadım. Sözler ağzımdan bir anda dökülmüştü ama geri adım atmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL BAKIŞLIM (MTS-3) TAMAMLANDI
ChickLitBade... İmam "Mehr-i müeccel olarak ne istiyorsun kızım?" diye sorunca "Üç talak hakkımı." diye cevap verdim. Cem kulağıma eğilip "Başka bir şey iste çünkü dinen o hakkını istersem elinden alabilirim." dediğinde bunu nereden bildiğini sorgulayamayac...