-16-

75 24 29
                                    

Okumaya başlamadan önce oy verelim lütfenn

Keyifli okumalar...💚

Çağıl'ın kendisine söylediği sözler yankılanıp duruyordu kafasında.
"Bir cinayet işlendi ve katilleri hala dışarıda!"

Elini yavaşça adamın kolunu tuttuğu yere sürdü, kızarıklığın üzerinde gezdirdi parmağını.

Çağıl ne yaptığının farkına varınca Derin'in kolunu serbest bırakmış, onca söylediklerinden sonra Derin'in cevap vermesine izin vermeden çekip gitmişti.

Çağıl'ın sinirli hali aklına geldikçe ona karşı takındığı tavır için pişman oluyordu Derin. Sonra hakkettiğini düşünen bir taraf beliriyordu zihninde, sonra tekrardan başka bir taraf atılıyordu söze cinayet işlendi! diye bağırıp duruyordu.

Bir an önce hatırlamak ve her şeyin ortaya çıkmasını sağlamak istiyordu.
Her ne kadar Çağıl'a yardım etmek konusunda istekli olmasa da artık bunun bir dönüşü olmadığını biliyordu.

"Hatırla!" Diye bağırarak iki eliyle kafasına sertçe vurmaya başladı.
"Hatırla artık!"

Bambaşka bir şeyi hatırladı o anda, telefonunda gördüğüm mesajlar cinayet saatinde orada olduğunu gösteriyordu gibi bir şey demişti Çağıl ona. Tabi ya, telefonu! Nasıl atlardı böyle bir şeyi, bunu öğrenmeliydi, ne mesajıydı bunlar öğrenmeliydi!

Sonra başka bir anı daha belirdi gözleri önünde, beraberinde Derin'in başına da büyük bir ağrı saplanmıştı.

Karanlık bir sokakta hızlıca yürüyüşü geldi gözünün önüne. O kadar sinirli gözüküyordu ki...

"Nasıl yaparsın bunu?!" diyerek yürüyordu boş sokakta.

Farkında olmadan sıkıca yumduğu gözlerini açtığında dudaklarından tek bir çümle döküldü;

"Bu da neydi şimdi?"

Gözlerinin önüne gelen görüntü o geceye mi aitti, nereye gidiyordu, neye sinirlenmişti o kadar? Sokak tanıdık gelmişti, evlerine yakın bir yerdi ama bu görüntüde tuhaf bir şeyler vardı ve Derin buna hiçbir anlam veremiyordu.

Başındaki ağrı vücuduna doğru yayılırken Derin kendisine bir şey olacağını düşünerek korkuya kapılmıştı.

Kendisini zorlayarak odasına geçti ve yatağına uzandı. Gözleri açıktı fakat havanın aydınlığına rağmen baktığı tavanı göremiyordu. Gözlerini sımsıkı kapayıp açsa da yenemiyordu bir türlü karanlığı.

Nefes alışverişlerinin yavaşladığını hissetti.Henüz tamamen kendinden geçmemişti ve tarif edemediği bir acının kendisini sarstığını hissediyordu.

Karnının üzerinde tuttuğu elleri usulca iki yanına düştü.Gözlerini daha fazla açık tutamıyordu.
Bilincini kaybetmeden önce aklında yankılanan tek bir şey vardı;
"Katiller hala dışarıda!"

...

Gözlerini üçüncü denemesinde açabildi. Yatağa yattığı hali aklına geldiğinde, uyandığı için şükretmişti.

Kendisine bir şey olacağından o kadar çok korkmuştu ki bugün hayatı için kendisine ikinci bir şans verildiği hissiyle dolmuştu içi.

Yattığı yerden etrafa göz attı.
Hava oldukça kararmıştı.
Odasının ışığı da kapalı olduğundan her yer karanlıktı.

Karanlığın bedeni üzerinden kayarken bıraktığı huzura tutunarak yatakta oturur pozisyona geçti.

Bir süre kafasını eğerek öylece oturdu ve kalkması için gerekli gücü toplamaya çalıştı. Ayağa kalkmadan önce başucunda duran saate baktı ve saatin bire geldiğini gördü.Abisi gelmiş olmalıydı, neden kendisini uyandırmamıştı ki?

Ayağa kalkınca abisinin odasına bakmaya gitti. Yatağının hiç dağılmamış olduduğunu farkedince banyoda olabileceğini düşünerek seslendi.

"Abi!"

Cevap alamadığında evde olmadığını anladı.

Telefonunu alarak onu aradı, telefon açıldığında meşgule düşmek üzereydi.

Uykulu hali yerini telaşa bırakan Derin konuşmaya başladı.

"Abi neredesin sen, saat kaç olmuş?!"

"Abicim kusura bakma haber vermeyi unuttum,benim bir işim çıktı bu gece eve gelemeyeceğim."

"Ne demek bu gece gelemeyeceğim?!Ne zamandan beri geceleri de çalışır oldun sen?"

"Haklısın Derin'cim ama önemli bir arıza yaşandı şirkette hala onu düzeltmekle uğraşıyorum. Halledince geleceğim."

"Abi ne oluyor ya, neden böyle tuhaf davranıyorsun?! Ayrıca ne işi bu ya, haftasonları da geceleri de bu işle meşgulsün, gören de dünyayı kurtaracaksın sanar!"

"Lütfen Derin, abartma! Geleceğim işte birazdan, haber ederim sana."

"Yok etme haber filan, zaten pek de umrunda değil!" Telefonu Deniz'in cevap vermesine izin vermeden kapattı.

Evde yalnız kalmıştı yine. İçine her zamankinden daha büyük bir korku doğdu ama bu sefer nedeni az önce yaşadığı baygınlıktı. Yine böyle bir şey yaşayabileceği için huzursuz hissediyordu. Tek kalmak istemediğini farketti.

Abisini arayıp,yanına çağırmak ve korktuğunu söylemek istiyordu ama kazadan sonra Derin'e olan sıcak davranışları böylesine değişmişken ondan bunu isteyemeceğini düşünüyordu.

Hava alıp sakinleşmek amacıyla balkona geçti. Karşı kaldırıma parketmiş arabanın içinde beklemekte olan Çağıl'ı gördü o sırada. Yine gelmiş, diye geçirdi içinden.
Bir daha buraya gelme demişti ama o yine buradaydı. Varlığından rahatsız olduğu için değil, bu konudaki ısrarını anlamadığı için kızıyordu bu duruma. Fakat yüreğini titretecek kadar güçlü bir korku tarafından sarsılan Derin, neden kapısında bekleme konusunda bu kadar ısrarlı davrandığını anlamadığı bu adamın varlığıyla güvende hissetmişti.

Merhaba, bölümü beğenmişsinizdir umarım.🦋

Bugün benim doğum günüm. Doğum günüme özel bir bölümmüş gibi düşünelim bu bölümü. Ve bol bol yorum yapalımm.

Daha önce kitabımla ilgili hiç soru sormadığımı farkettim, bu ilk olacak...vee işte soruyorum😁

Sizce neden Çağıl, Derin'in kapısında bekleme konusunda bu kadar ısrarcı davranıyor?

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin