-75-

26 10 1
                                    

"Mert binanın önüne gelmek üzereyim, telefonu sakın kapatma."

"Tamam, ben de karşı taraftayım...Dur, Derin n'apıyorsun?! Sakın etrafına bakınma, ben seni görüyorum, merak etme."

Derin bir anlık boşlukta etrafına bakıp Mert'i arayacakken Mert bunu engellemişti.

Telefonu kapatmadan, üzerine aldığı hırkanın cebine koydu.

Biraz daha yürüdüğünde binanın önüne gelmişti. Etrafına bakındığında Karan gözükmüyordu ve Derin, cebindeki açık telefon yüzünden daha da gergindi. Yakalanmaktan korkuyordu.

"Derin."

Duyduğu ses, kesinlikle görmeyi beklediği kişiye ait değildi. Abisinin sesiyle arkasına doğru dönerken, Derin daha hiçbir şey söyleyemeden sımsıkı sarılmıştı ona.

Derin'in dudakları şaşkınlıkla ayrılırken, gözlerini inanamaz gibi kırpıştırdı birkaç kez. Duraksaması geçtikten sonra kollarını tedirgince abisinin beline doladı. Tanıdık gelen bu kokuyla birlikte bedenindeki huzursuzluğun yerini güven duygusu almış, gözleriyse bu sefer sımsıkı kapanmıştı.

Konuşmak istedi fakat sesini bulamıyormuş gibi, ağzını her açtığında hiçbir kelime çıkmıyordu dudaklarından.

"Özledim Derin...çok özledim seni...çok özledim."

Ağlıyordu, abisi ilk defa ağlıyordu. Derinin de gözleri doldu ama ağlayamadı, sesi gibi gözyaşları da kayıptı sanki...

"Abi, senin ne işin var burada?"

Sonunda konuştuğunda, sesi titremişti.

"Beni görmek için gelmedin mi Derin buraya, neden şaşırdın bu kadar."

Kardeşinden beklediği karşılığı alamayan Deniz, anlayışla karşıladı bu durumu. Kendisi kadar zor durumda kalmıştı, Derin de. Mesafeli davranması oldukça normaldi. Yaşlı gözlerini eliyle sildi ve başını utançla öne eğdi.

"Ben seni görmek için mi geldim buraya, sen..."

"Derin ne demek seni görmek için mi, niye geldin ya başka."

Oratada dönen bir şeyler vardı ve abisi bunun farkında değildi, Derin de henüz ne yaşandığını anlamlandıramıyordu. Ne için geldiğini açıklayamayacağını farkedince bozuntuya vermekten vazgeçti.

"Evet...evet, seni görmeye geldim tabi...başka ne için olacak?"

Yüzündeki tebessüm zoraki bir hal alırken, abisinin durumu tekrar aklına geldiğinde sorması gereken soruyla araladı dudaklarını.

"Dolandırıcılık, haksız kazanç...Nasıl baktın yüzüme, nasıl yedin o paraları, nasıl yaptın!..Nasıl?!"

Bir anda Derin'den duyduğu cümlelerle bir adım geriye gitti, farkında olmadan. Derin'in "Nasıl?" değil "Nasılsın?" diye sormasını beklemişti ve sanki şuan ki durumları normalmiş gibi, bu beklentisi karşılanmadığı için kırgın hissediyordu.

"Derin ben suçsuzum, bunların hepsi bir iftira"

Ellerini iki yanında yerde duran bir şeyi gösteriyormuş gibi açmıştı. Verdiği mesaj açıktı, bunu sormasının bile yanlış olduğunu, masumiyetinin ortada olduğunu  anlatmaya çalışıyordu.

"Bunların hepsi bir iftira ve sen kısa zamanda her şeyi halledeceksin öyle değil mi, ben merak etmeyim, rahat olayım ve hiçbir şeyi sorgulamadan her şeyi sana bırakayım öyle değil mi?! Polislere yalan ifade vereyim, senden uzun zaman haber alamayım ama ben rahat olayım öyle değil mi?! Sen yapmadan ben biliyorum senin neler söyleyeceğini, yalnız abi senin bilmediğin bir şey var ki ben rahat olamıyorum. Benim neler yaşadığımdan, bana neler yaşattığından haberin yok! Yordun beni, hiç olmadığı kadar yordun!"

"Derin ben de yoruluyoru-

"Yorulamazsın sen, baştan bu pisliğe bulaşmasaydın o zaman!"

"Ben suçsuzum diyorum, pisliğe bulaştığım filan yok!"

"Ben de senin masum ayaklarına yatmandan ama her seferinde karanlığa batmandan bıktım diyorum!"

"Bak yeterince zamanım yok, inanıp inanmaman önemli değil, en kısa zamanda sana da herkese de ispatlayacağız masum olduğumu, bundan önce-

"İspatlayacağız?"

"Karan...yardım ediyor ya bize. Onun sayesinde görüyorum ya seni, burayı ben seçtim ama o ayarladı benim buraya gelmemi. O da olmasa..."

"Sen gerçekten!"

Kendi lafını yarıda bırakıp, eliyle alnını ovaladı.

Önüne döndüğünde abisinin kendisine uzattığı zarfı gördü.

"Al bunu, bir süre daha idare eder seni."

İçinde para olduğunu anladığı zarfa alayla bakmaktan alıkoyamadı kendini.

"Ne bu, çaldığın paralar mı?"

"Derin! Zamanım yok dedim, al şunu!"

Eline tutuşturulan zarfı buruştururcasına sıktı.

Gözü yan tarafalarındaki o eski binaya değdiğinde ise sinirle konuştu.

"Buluşmak istediğin yere bak! Niye burayı seçtin?!"

"Burası hala en ıssız yer, buluşmamız için en iyi seçenek burasıydı."

"Hala derken?!"

"Yani...yani burası cinayetten sonra da değişmedi, onu demek istedim. Hala kamera yok bu sokakta ve gördüğün gibi yalnızız, kimseler de yok."

Cinayet konusunu açan kişi Deniz'ken bu konu onu rahatsız etmiş gibi bir tonda vermişti cevabını. Ve büyük bir sorunu da dillendirmiş olmuştu, bu sokağın uğursuzluğu neydi ki cinayetten sonra bile değişmiyordu, değiştirilmiyordu?..

Derin'e doğru bir adım attı, eliyle onun kolunu okşadı ardından "Gitmem lazım, gerçekten!" Diye konuştu.

Kurumuş dudaklarını diliyle ıslattıktan sonra tekrar konuştu.

"Karan'la iletişimini kesme, yine böyle bir buluşma gerçekleştirmek zorunda kalabiliriz, onun yardımına ihtiyacımız var."

Derin kendi kendine mırıldandı.

"Ben istesem de o benimle iletişimini kesmiyor zaten."

"Efendim?"

"Git abi, zamanın yok madem!"

Derin hiç kıpırdamazken abisi ona sıkıca sarıldı.

"Beni anlamanı beklemiyorum ama benden vazgeçme...lütfen."

Ardından Derin'in cevabını beklemeden uzaklaştı yanından. Bu ıssız sokakta, daha önce bir cinayetin işlendiği bu iğrenç binanın önünde bir başına bıraktığı kardeşi hakkında, en ufak bir endişe duymadan gözden kayboldu.

"Derin, abin polisten mi kaçıyor?!"

Mert'in şaşkın sesi oldukça yüksek çıktığında yüzünü buruşturdu.

"Sen gerçekten haber izlemiyor olmalısın."

Tüm haber kanallarında gösterilmiş olmasına rağmen cinayetten ve abisinden haberi olmadığı için söylemişti Mert'e bunu.

"Neden kaçıyor?"

"Bunu ihbar edecek misin?"

Mert'in sorusunu görmezden gelerek sordu bunu. Polise gidip her şeyi anlatabilirdi çünkü.

"Seni riske atacak hiçbir şey yapmam..."

Ardından eliyle başını kaşıyıp düşünüyormuş gibi bir tavra büründü.

"Söyleyebilirsin."

"Neyi?"

"Aklını karıştıran her neyse onu."

"Abin tuhaf davrandı sanki, özellikle de cinayet konusunu açtığında..."

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin