-24-

61 21 22
                                    

Keyifli okumalar...🌺
Deniz'e duyduğu kırgınlık bedenine ağır gelmiş, gece boyu bu yükün altında ezildiğini hissetmişti...

Sabahın ilk ışıkları perdeden sızıp odasını aydınlatırken huzursuzca kıpırdandı yatağında. Mutsuz yatılan uykudan mutlu uyanmak mümkün olmuyormuş ve uyku, sorunların acısını hafifletmiyormuş. Birkaç kez gözlerini kapatıp geri açtı, uykusu kaçmıştı fakat uyanmak istemiyormuş gibi bir hali vardı. Kendisini zorlayarak kalktı yataktan. Çalışma masasında duran şişenin dibinde kalan suyu içti ve eşini bulamadığı terliklerini giymekten vazgeçerek odadan çıktı. Deniz evde yoktu ve artık bu durum onu sevindiriyordu sanki. Bir süre hatta belki de uzunca bir süre görmek istemiyordu onu.

Atılan tokat sadece canını yakmakla kalmamış, gururunu da kırmıştı. Kimse ona böyle davranamazdı...üstelik bunu yapan Deniz'di.

Hatırladığı son anılarında abisi ona sesini yükseltmekten dahi kaçınır, onu üzebilecek en ufak bir davranışta dahi bulunmazdı. Derin'e kırmaktan korkarcasına nahif davranırdı. İlişkileri gerçek olamayacak kadar seviyeliydi, saygı hep ön planda olurdu.Birbirlerinin hayatlarına müdahale etmezlerdi...

Dünyanın en mükemmel abisine sahip olduğunu düşünürken yediği tokat bu düşüncesini de yıkıp geçmişti.
Son beş yılda ne yaşanmıştı ki Deniz bu hale gelmişti anlam veremiyordu. Bir insan nasıl bu kadar değişebilirdi, her gün farklı bir tarafına tanıklık ediyordu. Her gün, daha önce hiç rsatlamadığı bir karanlıkla yüzleşiyordu. Zaten boğucu olan hayatında her şey inat edercesine ters gidiyordu...

Bir tokatın daha büyük bir şiddete dönüşebileceğinin bilincindeydi. Bunun olmasından, abisini tamamen kaybetmekten korkuyor ve korktukça kendisine öfke duymaya başlıyordu. Çünkü kaybetmekten korkması gereken asıl kişi Deniz'di!

Güzel bir başlangıç yapamadığı günü yine güzel olmayan bir şekilde ilerliyordu; sıkıcı ve yavaş...
Bu sıkıcılığa boyun eğmiş bir halde hiçbir şey yapmadan koltukta oturuyordu. Ne yemek yiyebilmişti ne de başka bir şey yapma isteği duyuyordu. Açmadığı televizyonun karanlık ekranına boş boş bakmaya devam ederken zil sesiyle kendine geldi.

Salonun hemen bitiminde yer alan kapıya gitmeye bile halinin olmadığını hissediyordu. Ayaklarını sürüye sürüye gittiği kapıya, normalde sürmemesi gereken bir zaman aralığında varmıştı. Bu sırada kapıya vuran elin telaşı artmıştı. Sonunda kapıyı açabildiğinde karşısında görmek istemediği o kişi belirmişti. Sıkıntılı bir nefesin kurumuş dudaklarından serbest kalmasına engel olamadı.

Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi yüzündeki gülümsemeyi de gördüğünde siniri artmıştı.

"Özür dilerim" diyen abisinin uzattığı çiceğe çevirdi öfkeli gözlerini. Önüne uzatılana kadar farketmemişti bile onları.

Papatyaları çok seven Derin, Deniz elinde tuttuğunda papatyalardan dahi iğrendiğini hissetti.

Hiçbir cevap vermeden Deniz'i öylece bırakıp odasına geçecekti ki söylediği şeyle durmak zorunda kaldı.

"Derin lütfen konuşalım, pişmanım görmüyor musun?" Görünmüyordu, dışarıdan bakıldığında hiçbir pişmanlık belirtisine rastlanılmıyordu. Hatta mevzuyu boş yere uzatan Derin'miş de bu çiçeği kabul ederek konuyu kapatması gerekiyormuş gibi bir tavrı vardı.

Derin hala hiçbir cevap vermiyor öylece bekliyordu.

Deniz, Derin'den herhangi bir cevap gelmeyince tekrar konuştu.

"Ben dün çok aradım seni cevap vermedin, başına bir şey gelmesinden korktuğum için o kadar sinirlendim." Hala yaptığını haklı olarak görebiliyordu, bir kılıf uydurmuştu bu duruma ve arkasına saklanıyordu.

Sesini kısmaya, öfkesini gizlemeye çalışmadan konuştu.
"Şiddetin bahanesi olmaz...Sen bana vurdun!"

"Özür dilerim ama ben çok endişelendim."
Hala "ama" diyordu, yani "sana vurdum evet ama sen bunu hakettin" demek istiyordu. Özür dilerim, pişmanım derken samimi değildi.

"Bundan sonra ne olacak biliyor musun?...Sen her elini kaldırdığında, ben, acaba sevecek mi yoksa vuracak mı diye düşünmeye başlayacağım ya da direkt senin elinden sakınacağım...
Sadece beni sevmek için kaldıracağına emin olduğum ellerini kirlettin sen!"

"Derin abartma lütfen...Yanlıştı, evet, ama bu kadar büyütülecek bir şey yaşanmadı." Eğer şimdi büyütülmezse bir daha böyle bir şey yaşanabilirdi. Ve bir daha böyle bir şey yaşanırsa, bu hep tekrarlanabilirdi...

"Ya abi nasıl abartma diyebilirsin? Ne olursa olsun sen bana vuramazsın, sen benim canımı yakamazsın... Şiddete abartma diyebilecek birine nasıl dönüştün sen?!"

"Derin çok üzgünüm görmüyor musun?"

"Görüyorum ama hala kendini haklı bulabiliyorsun... Yani üzgünsün ama pişman değilsin."

"Pişmanım Derin, söyledim ya!"
Bu cümle dudaklarından dökülürken bile gözlerinde ifadesizlik vardı. İnandırıcı değildi fakat Derin ne kadar üstelese de bir etki oluşturamıyordu. Aynı cümleler tekrarlanıyor ve Derin iyice bunaldığını hissediyordu.

"Lütfen bir daha bana böyle davranma, çünkü ben bu davranışlara boyun eğecek biri değilim, kardeşini tanırsın sen!" diye alayla cevap verip yalnız kalabildiği tek yere,odasına, geçti. Deniz'in elindeki papatyaları almamıştı ve özrünü hala kabul edebilmiş değildi.

Daha yeni gelmiş olmasına rağmen Deniz tekrar dışarı çıkmıştı. Kapıyı da ardından sertçe kapatmıştı. Anlaşılan Derin'in sakinleşmesini beklemek zorunda kalacaktı. Onu yalnız bırakmanın ve ona biraz zaman tanımanın faydası olacağını düşünüyordu. Fakat Derin'in verdiği tepkiyle tekrardan sinirlenmiş, elindeki papatyaları kapının önüne sertçe atmıştı. Özenle buket haline getirilmiş papatyalar etrafa dağılırken arabasına binip gözden kaybolmuştu.

Arabanın direksiyonunu tutan elleri gittikçe sıklaşıyor, öfkesi parmak boğumlarından taşıyordu. Derin'e kendini affettirmek isterken yine Derin'i kıracak bir hamlede bulunmayı planlıyordu.

Gecenin bir saatinde ne olursa olsun Derin, tanımadığı bir adamın arabasına tek başına binmezdi. Üstelik Derin'in "dolaşmak istedim" yalanına da inanmamıştı. O gece arabada yanında olan kişiyi bir takım aksiliklerden dolayı öğrenememişti ancak mutlaka bulacaktı.

Kardeşinin ne işler çevirdiğini öğrenecek ve kimsenin Derin'i kendisinden almasına izin vermeyecekti!

Selamm, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.🦋

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin