-18-

72 24 26
                                    

Keyifli okumalar. 💚

"Bana yardım edeceğini söyledin, bunu kabul etmeni sağlayan şeyin ne olduğunu merak ediyorum. Bir şey mi hatırladın?"

"Sana yardım edeceğimi söyledim ama bunu nasıl yapacağım hiç bilmiyorum."

"Tanık olduğunu kabullenmekle bile yardımcı oldun bana ama bunu neden yaptığını anlamıyorum, tüm bunlarla bir ilgin olmadığına çok emindin, ne değişti?"

"Seninle ilk konuşmamızda...bazı şeyleri hatırlar gibi oldum...Kolumdan kan akıyorken can havliyle koşuyordum, karanlık sokakta...o sokak...binanın olduğu sokaktı...sonra bir anda silah sesi yankılandı kulaklarımda, içimde de tuhaf bir his var nedenini bilmediğim ama şimdi anlıyorum bu hissin nedenini. Sen doğru söylüyor olmalısın."

"Neden baştan söylemek yerine sakladın tüm bunları?"

"Korktum. Bir anda karşıma çıktın, cinayet filan dedin nasıl korkmam ki zaten...Ayrıca bana nasıl davrandığını düşünürsek korkmam ve buna hiç bulaşmak istememem gayet normal değil mi?" Bunları söylerken hafif bir kırgınlık havası vardı Derin'in ses tonunda.

Çağıl'ın gözlerindeki ifadesizlik birkaç saniyeliğine geri plana itildi ve gözlerinde yine birkaç saniyeliğine pişmanlık gibi bir ifade belirdi.

"O zaman tanık olduğunu düşünüyordum ama hafıza kaybı yaşaman inandırıcı gelmemişti, daha sonra emin oldum tabi- diye belirtmişti-. Ayrıca sadece tanık olduğundan da emin değildim, bir şekilde ilgin olabilirdi...ve karşına çıktığım gün annemin otopsi raporunun elime geçtiği gündü -sesi titrer gibi çıkmıştı, bir aralık gözleri de doldu ama tekrardan sert bir yüz ifadesine bürünmek onun için çok zor olmamıştı- kendimi tutamadım..."

Bu konuda özür dilemedi, kendi açısından bakıldığında tavrı anlaşılabilirdi. Derin de kendi açısından baksın ve onu anlasın istemişti. Şimdi, o gün sergilediği davranış için duyduğu pişmanlığın görülmesini istememişti.

"Şimdi eminsin sadece tanık olduğuma, neden?"

"Telefonunda gördüğüm mesajlardan bahsetmiştim sana ve...bu yaptığımla gurur duymuyorum ama yapmak zorundaydım, kimseye güvenemezdim, kendim hareket etmek zorundaydım. Çalıştığın yerin kamera kayıtlarına ulaştım -bu kayıtlara ulaşmasını abisinin kirli parasına borçlu olduğunu belirtme ihtiyacı hissetmemişti- mesajlaşmaya akşam 20.30 civarında başlamışsın, tam o saatte iş yerinden çıktığın kamera kayıtlarında var, tahmini ölüm saatinin...21-23 arası olduğu düşünülüyor. Hastaneye getirilişin 21.50, yine hastanenin kamera kayıtlarına ulaştığımda gördüm bunu. Seni hastane önüne bırakan arabanın plakası sahte ve kimse görünmüyor. Baygın bir halde hastane önüne bırakmışlar seni, kayıtları izleyince emin oldum senin de tanık ve kurban olduğuna. Daha sonra saat 23 civarında abin gelmiş hastaneye telaşlı bir şekilde."

"Abim başka bir yerde kaza geçirdiğimi söyledi bana, onun da bunlardan haberi olduğunu sanmıyorum. Bana yalan söylemiş veya bir şeyleri gizlemiş olamaz."

"Zaten bir süre seni görmesine izin vermemişler yani ondan da saklanmış senin durumun. Yine de tuhaf olan bir şey var ki abin bu duruma tepki göstermemiş."

"Hafızamı kaybedecek kadar sert bir şekilde kafamı vurmuşum, bir süre kimsenin beni görmesine izin verilmeyecek bir haldeydim belki de, yoksa abim böyle bir şeye tepkisiz kalmazdı."

Sonra bir anda öfkenin kanını kaynattığını hisseden Derin, tekrardan konuştu.

"Hem sen nereden biliyorsun tepki göstermediğini?!" Sesinin tonu beklediğinden yüksek çıkmıştı.

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin