-79-

22 9 0
                                    

"Sana bu oyunu kazanman için bir şans vereceğim Derin." Dedikten sonra telefon kapanmıştı ve Derin onu yenmek için nasıl bir şansı olacağının merakı içindeydi.

Telefonu titrediğinde telefonu elinden bırakacaktı ki merakla açtı mesajı.

Mesajda sadece bir adres yazıyordu ve numara gizlenilmemişti. Mesajda başka bir şey yazmıyordu ama bunun ne anlama geldiği oldukça açıktı. Yine bir adrese çağırılıyordu Derin , Karan tarafından.

"Hayır Derin, bir günde yeterince şey yaşadın. Bunu Çağıl'a söylemek zorundasın."

"Ama, ya kendine hakim olamazsa..."

"Açıkça mesaj atmış önceden, tahmin etmez mi benim birilerine haber edeceğimi. Ama bu sefer yalnız gel diye uyarmadı."

Derin kendi kendine durumu tartarken, tekrar bir mesaj daha geldi.

"Yalnız gelmen gerektiğini söylememe gerek yok sanırım. Sabahki performansını aynı şekilde sergilersin diye umut ediyorum. Ama sadece umutla yetinecek değilim, unutma Derin, abine bir bıçaklık uzaktayım."

Unutmuyorum, unutturmuyorsun diye sinirle bağırdı Derin.
Abisi için oldukça endişelenmiş olsa da abisini Karan'dan koruyabilmesi için yapılabilecek tek şey geliyordu akla; Çağıl'dan yardım istemeliydi. Zaten bir kez daha güvenini kıracak şekilde hareket edemezdi.

Çağıl'ın numarasını tuşladığında uzunca bir süre çaldı telefon. Derin umudunu kesmiş, telefonu kapatacakken açıldı.

"Çağıl...beni yine aradı, yine bir adres yolladı ve yalnız gitmemi istiyor."

"Yine Mert'i arasaydın Derin."

"Mert'in annesi mi öldürüldü, niye onu arayım!"

Ne söylediğinin farkına vardığında dudağını sertçe ısırdı. Gelen kan tadıyla yüzünü buruşturmuştu ve eliyle oraya bastırarak konuşmaya devam edecekti ki Çağıl'dan karşılık geldi.

"Sonunda bunun farkına varabildin..."

"Ne yapacağım, gideyim mi?"

"Evet git Derin, yine kendi başına git. Bir katille başa çıkabilecek kadar sorumsuz, pardon, güçlü bir insansın ya sen!"

"Bir de bana diyorsun...olayın ciddiyetine varabilmen için daha ne kadar bu cümlelerini dinlemek zorundayım?!"

"Bekle, geri dönüyorum."

"Saçmalama! İzliyor olabilir, ondan her şeyi beklerim."

"İnsanda akıl mı bırakıyorsun?"

"Off Çağıl, ne kadar stresliyim farkında değil misin? Korkuyorum, lütfen..."

"Korkma...korkmaman için elimden geleni yapacağım...Benim yanımda kimse zarar veremez sana."

"Ne yapacağım peki?"

"Gitmeyeceksin tabi ki"

"Ne demek gitmeyeceksin, belki bu sefer çıkacak karşıma. Bu şansı nasıl kaybederim?"

"Seni bir katilin önüne atacak değilim. Adresi bana yolla, ben gidip görüşeceğim o şerefsizle!"

"Hayır, görüşüp ne yapacaksın?"

"Ne mi yapacağım, birlikte kahve içeriz diye düşündüm, hatta belki bana annemi nasıl öldürdüklerini anlatır(!)"

Sonlara doğru sesi oldukça yüksek çıkmıştı ve öfkeyle direksiyonu tutan elleri sıkılaşmıştı.

"Onu öldüreceğim Derin, anneme değen her bir darbenin karşılığını ödeteceğim. Onu öyle bir öldüreceğim ki, bırak anneme yaptıklarından pişman olmayı, doğduğuna bile pişman edeceğim."

"Adersi sana vermemekle aldığım kararın çok doğru olduğuna bir kez daha emin olmuşken, onunla buluşmak için hazırlanacağım."

"Hayır, bunu yapmayacaksın."

"Hayır bunu yapacağım ve seni sadece bilgilendiriyorum. Senden. İzin. Almıyorum."

"Derin seni bir katilden korumaya çalışıyorum ama seni senden korumama imkan yok!"

Ayy bu sefer içime sindi bu bölüm. Hatta ,kendim yazdım diye de olabilir, heyecanlandım okurken 😂
Keşke verdiğim emeklerin karşılığını da alabilsem ama olsun, inanıyorum ben kendime ve kitabıma, alacağım emeklerimin karşılığını bir gün umarım 💚
Oy vermeyi unutmazsanız sevinirimm.

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin