Güneş Doğar mı Yeniden?

-55-

☆Keyifli okumalar☆

"Gitme, yani... yani önce iyice bir emin olalım katilin o olduğundan...bana itiraf etti fakat bu bir tuzak olamaz mı, suçu üzerine atıp öldürdükleri o adamlar gibi olabilir...iyice bir araştırsak iyi olur, o adamı bulmamız için önce hakkında bilgi sahibi olmalıyız."

Daha sonra o adamı araştırırsa Çağıl'ın, abisine de ulaşacağı aklına geldi ve telaşlı bir halde tekrar konuştu.

"Ben araştırırım, sen sadece bekle."

Keşke konuşmadan önce düşünseydi, o zaman bu cümleyi kurmasının yanlışlığını algılayabilirdi. Annesinin cinayeti söz konusu olan bir evlada bunu söylememesi gerektiğini anlardı.

"Sen ne dediğinin farkında mısın, ben sadece bekleyeceğim öyle mi?!"

"Bak, o adam iki kez karşıma çıktı ve beni tehdit etmekten, bana katilin kendisi olduğunu söylemekten çekinmedi. Yine çıkacak karşıma çünkü yüzünü bana göstermesi aptallıktı ve bunu senin öğrenmeni istemiyor. Beni sürekli kontrol edecek, beni senden uzak tutmaya çalıştığı ortada...Yani en başından beri seninle değil benimle muhattap oluyor, onunla ilgili bilgiyi en iyi ben toplarım...senin şimdilik harekete geçmemen ve ilgisini üzerine çekmemen en doğrusu olur. Bana güven ve bekle."

"Bu çok saçma Derin, sen onu nasıl araştırabilirsin ki?"

"Abimin kolu uzundur, ondan yardım alacağım biraz."

"Abimin kolu uzundur." Lafını, aslında o adamın, abisinin arkadaşı çıkmasından kaynaklı söylemişti.

"Emin ol, benim abimin de kolu yeterince uzundur."

"Abinin nasıl tepki vereceğini kestirebiliyor musun peki? Ya o adamı bulup ona zarar verirse, üstelik abinin bir de çocuğu var. Hayatları nasıl etkilenir bundan?"

"Derin yine de senin o adamla daha fazla muhattap olman-

"Çağıl ben istemesem bile, o yine de benimle muhattap olacaktır. Üstelik benden uzak duramayacağına eminim, benden hoşlandığını söylemişken nası-

"Sen ne dediğin farkında mısın?! Sen...sen ne hoşlanmasından bahsediyorsun?!"

"Yani doğru mu bilmiyorum fakat benden hoşlandığını ve beni öldürmek istemediğini söyledi."

"Ve sen de katil olduğunu düşündüğün birine inandın öyle mi? Anneme yapılanları anlatmış mıydım sana, kırılan kaburgalarından, vücudundaki morluklardan bahsetmiş miydim?! Ya da-

"Çağıl lütfen sus... o adamın ne kadar tehlikeli olabliceğinin farkındayım, buna göre hareket edeceğim zaten."

"Derin bence daha fazla uzatmadan sakladığın şey her neyse söyle, katille tek başına muhattap olmak istemenin başka bir sebebi olduğuna eminim, söyle!"

"Ben bir şey saklamıyorum."

"Derin, lütfen...beni daha fazla yorma ve söyle."

Derin'in gözlerine öyle bir ifadeyle baktı ki Çağıl, Derin ne yapacağını bilemedi, canı acıdı.

"Bana bir gün verir misin, yarına kadar müsade et bana lütfen...Lütfen yarın akşama kadar hiçbir şey yapma ve bana zaman ver..."

"Derin...şimdi anlat her şeyi, aramızda daha fazla sır olmasın...şimdi konuşalım, şimdi halledelim, lütfen."

"Hayır Çağıl, sadece yarına kadar bekle...yarın aramızda hiç bir sır kalmasına izin vermeyeceğim, söz veriyorum...n'olur, beni bekle."

Derin'in ısrarlı bakışları Çağıl'ın gözlerinden biran olsun ayrılmazken, Çağıl her ne kadar beklemek istemiyor olsa da o bakışları kıramayacağının farkındaydı. Zaaf...Ne zaman zaafı haline gelmişti Derin, ne zaman ona hayır dahi diyemeyecek hale gelmişti, ne zaman ondan haber alamadığında onsuz yaşayamayacağını düşünecek kadar ona bağlanmıştı?

"Tamam...bekleyeceğim."

Derin'in gözünden bir damla yaş süzülerken içindeki umudun dudaklarından taşmasına izin verdi.

"Her şey bittikten sonra...her şey açığa çıktıktan sonra, bizim bir şansımız olur mu, birlikte olabilir miyiz?"

"O şansı yaratmak için her şeyi yaparım, biz birbirimizi hakediyoruz..."