-34-

42 18 7
                                    

Sabah olduğunda Derin neredeyse hiç uyumamıştı. Çağıl'ı aramak istiyor fakat bunu yapacak yüzü bulamıyordu kendinde.

Telefonuna gelen bildirimle yatağına bıraktığı telefonu geri eline aldı.Çağıl'ı düşünürken Çağıl'dan mesaj gelmesine mutlu olmuştu ve mesajda sadece "iyiyim" yazıyordu. Derin biraz olsun rahatladığını hissetti bu mesajı gördüğünde. Yine de içindeki sıkıntıyı yok etmeye yetmemişti.

Deniz dünden beri Derin'in halini düşünüyordu. Çağıl'a yaptıkları için pişman değildi fakat bunun kardeşini etkilemesine öfkeleniyordu. Çağıl için kendisine yalvarmıştı Derin...

Derin'in odasından çıktığını görünce ve halinin hiç de iyi gözükmediğini farkedince hemen yanına gitti.

-İyi misin sen?

-Sanki umrunda iyi olup olmamam.

-Derin umrumda olmasan bu kadar şeyi yapmazdım senin için.

-Keşke umrunda olmasaymışım o zaman, dedikten sonra abisinin yanından geçip gitti.

Deniz, Derin ile aralarını düzeltmesi gerekirken her şeyi mahvettiğinin farkındaydı. Kardeşini korumak isterken ona zarar veren kişinin kendisi olduğunu anlayamıyordu sadece.

Derin mutfakta oturmuş karnını doyuruyordu. Moreli bozuk olduğunda kendisini yemeğe verirdi. Şimdi de olanların acısını hafifletene kadar yemeye devam edecekti, yediği hiçbir şeyden tat alamadığını hissetse de...

...

Çalan telefon sesiyle odasından telefonunu aldı. Fakat gelen arama beklediği kişiden değildi ve artık ne kadar beklese de o aramanın gelmeyeceğinden emindi.

Mert arıyordu..

-Efendim?

-Merhaba Derin. Ben seni merak ettim, nasılsın?

Bu soruya genellikle "iyiyim" cevabı verilirdi ve hiçbir zaman gerçekten iyi olunup olunmadığı üzerine düşünülmezdi. İnsanın içinde fırtınalar kopsa da, acısı kalbini sarmaşık misali sıksa da her zaman bu soruya "iyiyim" denilirdi. Fakat Derin'in acısı bu kelimeye sığdırılamayacak kadar büyüktü.

Uzun süre cevap alamayan Mert, sorusunu tekrarladı. Ama bu sefer ilki kadar sakin bir tonda sormamıştı bu soruyu.

-Derin iyi misin?!

-Bilmiyorum...

-Bir şey mi oldu, yanına gelebilir miyim, neredesin?

Ardı ardına sıralanan sorulara kısık bir tonda cevap vermeye devam etti.

-Evdeyim ama buraya gelmen hiç iyi olmaz şu an.

-Sen çıkabilir misin dışarı, görmek isterim seni.

-Zannetmiyorum, abim izin vermez.

-Abin sana bir şey mi yaptı Derin, sorun ne?

"Abin sana bir şey mi yaptı?" Normal şartlarda tepki göstereceği bu sorunun cevabı şimdi "Abim bana birçok şey yaptı" haline gelmişti.

Tekrar cevap gelmiyordu Derin'den. Mert tekrar konuştu.

-Derin gelip alabilirim seni, bana cevap ver...lütfen.

-Hayır gelme...daha önce bana ulaşamadığını söyledin. Şimdi nasıl ulaşacaksın?

Sesine farkında olmadan sitem yansımıştı Derin'in. Kendisine daha önce ulaşmasını ve kendisi için endişelenen birinin varlığını daha önce hissetmek isterdi.

-Daha önce senin benim varlığımdan haberin yoktu Derin. Odana tırmansam pencereyi açmazdın hatta seni korkutmuş olurdum fakat şimdi pencereyi açarsın diye umut ediyorum.

Derin bu duyduklarının dudaklarında tebessüm oluşturmasına engel olamadı.
İyi olmadığında yanına gelecek birinin varlığı kendisine biraz olsun iyi gelebilirdi.

Kısık ve istekli bir sesle mırıldandı.

"Açarım...ama sen yine de kapıdan gel bence."

Gecikme için üzgünüm hala sınav haftasındayım, bir türlü bitmiyor.🥲

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.🦋

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin