-3-

275 72 17
                                    

Keyifli okumalar...💚

Arabaya bindiğinde abisi bir şeylerin ters gittiğini anlamış olacak ki bir sorun olup olmadığını sordu.

Derin ise her şeyin yolunda olduğunu söylüyordu fakat abisi pek ikna olmuş gibi değildi ,yine de fazla üzerine gitmedi.

Arabadayken adamın olduğu tarafa özellikle bakmazken neden bir anda böyle bir telaşa kapıldığına anlam veremedi. Adam kendisine tanıyormuş gibi bakmıştı belki de son beş yılda tanıştığı biriydi ama eğer öyleyse bu şekilde kaçması çok ayıp olmuştu.Gerçi hastaneye geldiğine göre Derin'in durumunu biliyor demekti.Ya da hiç tanımadığı kendi halinde bir adamdı ve Derin adamın kendine olan bakışlarına gereksiz anlam yüklemişti.
Fazla abarttığının farkına varınca bunun üzerine düşünmeyi bıraktı ve elinden geldiğince yola odaklanmaya çalıştı.

Yol boyunca kimse konuşmamıştı, Deniz yola odaklanmıştı Derin ise konuşmak istemeyecek kadar yorgun hissediyordu.

Eve vardıklarında abisinin yardımıyla indi arabadan.Eve girmeleri oldukça uzun sürmüştü.
Derin'in hiçbir şey yapacak hali kalmadığından odasına geçip dinlenmeye karar verdi.
Hastanede sürekli dinlenmiş olsa da üzerindeki yorgunluk dinmiyordu bir türlü.Evet,belki kafasına darbe almış biri için normal bir durumdu bu ama Derin bu yorgunluğun normal hissettirmediğini biliyordu.Çünkü bu yorgunluk bedeninde değil de kalbinde gibiydi.Sanki darbeyi başına değil de kalbine almış gibi hissediyordu.Kalbi ağrıyordu...

Yatağa yattığında bu tuhaf hislerle daldı uykuya.

...

Kaç gündür böyle derin bir uyku çekmemişti.Şimdi kendini daha iyi hissediyordu.Hafızasının beş yılını kaybetmiş birine göre desek daha doğru olur.

Elini, yüzünü yıkayıp salona geçti.Abisi evde gözükmüyordu.
Mutfağa geçip ocağın üzerinde duran yemekleri ısıttı ve televizyonun karşısına geçti.Abisinin onun için hazırladığı pek leziz olmasa da özenle hazırlandığı belli olan yemekleri yemeye başladı.

Televizyonda kanalları değiştirirken dikkatini çeken bir haber kanalında durdu.Haberde yedi gün önce ölü bulunan bir kadının davasıyla ilgili gelişmelerden bahsediliyordu.Üstelik kadının bulunduğu yer evlerine oldukça yakın bir yerdi.Derin'in yaralandığı gün o kadın öldürülmüştü.Ne tuhaf tesadüf diye geçirdi içinden. Biraz da ürkmüştü, evlerine yakın bir yerde cinayet işlendiği düşünülürse bu gayet normaldi.

Çalan kapı sesiyle düşüncelerinden sıyrılmış, kapıya doğru yol almıştı.
Gelen abisiydi.
Kapıdan girer girmez Derin'e sıkıca sarılmıştı.

"Acil bir iş çıktı gitmek zorunda kaldım. Uzun sürmeyeceği için seni rahatsız edip haber vermedim. Herhangi bir sorun yok değil mi, nasıl hissediyorsun kendini?"

"İyiyim valla, uykumu da aldım. Çok daha iyiyim."

"Bak bu güzel haber işte. Yemek hazırlamıştım gitmeden, açsındır. Isıtıp getireyim sana."

"Yok yedim ben, teşekkür ederim abicim."

Derin abisinin yanağına bir öpücük kondurdu ve bu anları ne kadar çok özlediğini bir kez daha anladı.

"Çok yorgunum, ben bir duş alıp gelirim yanına"

"Tamam"

Derin de kendine bir kahve yapıp balkona geçti. Kahve elindeyken omzunda keskin bir acı hissettiğinde, ağzından ufak bir inleme kaçtı. Çok daha iyiyim derken tam anlamıyla doğru söylemiş sayılmazdı.

Oturmaya hazırlanırken karşı tarafta gördüğü karartı bakışlarını orada sabitlemesine neden oldu.Biri vardı orada ama karanlıkta seçemiyordu yüzünü.

Ağaçların arkasında tekrar hareketlenme olunca korkuyla birkaç adım geri gitti. Evde olduğunu unutmuş gibiydi.
Biraz sonra ağaçların arkasından öne doğru çıktı biri.
Sokak lambasının altına doğru yürüdüğünde o kişinin hastanede gördüğü adam olduğunu farketti.
Korkuyla elini ağzına götürüp olası bir çığlığı engelledi ama çığlık atmasa da elinden düşen fincanın parçalara ayrılırken çıkardığı ses de oldukça yüksekti.

Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen.Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı benimle paylaşırsanız sevinirim. 💙

Güneş Doğar mı Yeniden?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin